Düşman belli değil dost belli değil
### Gerçek Gazeteciliğin Bedeli: Doğrudan Sapmamak
Oldum olası yalakalıktan hiç hoşlanmam. Bu yüzden de gazetecilik mesleğini yaparken gerçekleri yazıp söylediğim için kimilerine ters düşer, kimileriyle takışır, kimileriyle de bozuşurum. Ama bundan hiç rahatsız olmam.
Çünkü bu mesleği yaparken hiçbir zaman birilerinin hoşuna gideyim, birileri sırtımı okşasın, birileri beni sevsin diyerek hareket etmedim. Düşüncem hep şuydu: ben doğru olursam, ben yanlış yapmazsam, ben objektif ve tarafsız haber yazarsam insanlar zaten beni sever ve saygı duyar. Bundan hoşlanmayan olursa kendi bilir, herkes kendi yolunda gider.
Gazeteciliğe 2009 yılında adım attım ve o günden bu yana, bu mesleğin her dalında haber yazdım. Gazeteciliğin temelinde dürüstlük ve objektiflik yatıyor. Ancak, bunu sürdürmek hiç de kolay değil. Öyle çok dalkavuk, yalaka, iş bilmez, kanı ciğeri beş para etmez insan gördüm ki, düşman belli değil dost belli değil desem yanlış olmaz. İnsanlar, zaman zaman umulmadık yerlerden çıkar ve başınıza dert açar. Bu meslekte gerçekten kimin dost, kimin düşman olduğunu anlamak zor.
Elbette, hiçbir zaman kimseyi hak etmeden övmedim desem yalan olur. Bazen insan mecbur kalıyor, belirli durumlar ve ilişkiler sizi zorlayabiliyor. Ama yine de, gazetecilik yaparken doğruyu söylemekten, gerçeği yazmaktan asla vazgeçmedim. Birilerinin hoşuna gitmese bile doğruları yazmak, mesleğimizin gereğidir.
Gazetecilik, sadece haber yazmak değil, aynı zamanda bir duruş sergilemektir. Mesleğimizin saygınlığını korumak, her şeyden önce gelir. Dürüstlüğümüzden ve objektifliğimizden ödün vermeden yazmak, bizim en büyük sorumluluğumuzdur. İnsanların güvenini kazanmak için onların hoşuna gidecek şeyler yazmak yerine, gerçeği yazmak en doğru yoldur.
Bu yolda ilerlerken, pek çok zorlukla karşılaşacağımı biliyordum. Ancak, hiçbir zaman yolumdan sapmadım. Doğru bildiğim yolda yürümeye devam ettim. Çünkü inanıyorum ki, dürüstlük ve doğruluk her zaman kazanır. İnsanlar, uzun vadede dürüst ve güvenilir gazetecilere saygı duyarlar. Ve bu saygı, en değerli ödüldür.
Ummadığın taş baş yarar derler. İnsanları anlamak lazım, evet, ama aynı zamanda kendi duruşumuzu korumak da önemli. Ben, doğruluğa ve dürüstlüğe inanan bir gazeteci olarak, bu meslekte kendi yolumda yürümeye devam edeceğim. Gerçekler her zaman ortaya çıkar ve doğrular her zaman kazanır.
Kasım Aydın olarak, bu dünyada hoş bir seda bırakmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğim.
Dostlara selam olsun.