Zeliha Aksaz Şahbaz: “Hekimlik Yargılanamaz, Türk Tabipleri Birliği Susturulamaz”
CHP Genel Başkan Yardımcısı, Gölge Sağlık Bakanı Zeliha Aksaz Şahbaz, “Türk Tabipleri Birliğine yapılan hukuk darbesi asla kabul edilemez. Hekimlik yargılanamaz, Türk Tabipleri Birliği susturulamaz.” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, bugün parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında şu açıklamalarda bulundu:
Verilen karar ülke demokrasimize kara bir leke, meslek örgütlerine, demokratik kitle örgütlerine, anayasaya, demokratik siyasete bir darbedir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak demokratik örgütlere, belediyelerde kayyum atanması ve yönetimine karşı olduğumuz gibi, Türk Tabipleri Birliği’ne kayyum atanmasına karşı da tavrımız nettir. Türk Tabipleri Birliği’nin yanındayız, dayanışmaya devam edeceğiz.
Değerli Basın Emekçilerimiz ve Kamuoyu,
Türk Tabipleri Birliği’nin amaç dışı faaliyet gösterdiği gerekçesiyle Merkez Konseyi Başkanı ve Üyelerinin görevden alınması talebiyle açılan davanın dün yedinci duruşması görülmüştür. Dava, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkan ve Üyelerinin görevden alınması ve yerlerine beş kişilik kayyum heyeti atanması ile sonuçlanmıştır.
Türk Tabipleri Birliği, 6023 sayılı yasa ile 70 yıl önce anayasal güvence altında, kamu kurumu niteliğindeki bir meslek örgütü olarak kurulmuştur. Hekimlerin örgütlü gücü olan Türk Tabipleri Birliği kolektif irade ile sağlık hakkı için mücadele yürüten, halkın sağlığı için fedakârca hizmet eden hekimlerin meslek örgütüdür.
Uzun süredir hedef gösterilen ve kapatılması dahi istenen Türk Tabipleri Birliği, Merkez Konseyi başkanı ve üyeleri hakkında açılan dava hukuki değil toplumsal muhalefeti susturma, demokratik siyaseti engelleme hedefiyle açılmış siyasi bir davadır.
Türk Tabipleri Birliği’ne karşı açılan dava, sadece Türk Tabipleri Birliği’nin davası değildir. Depremden on ay geçmesine rağmen kalkmayan çadırlardaki depremzede vatandaşların sağlığını korumaya çalışan hekimlerimizin davasıdır.
Bu dava, tehlikeli atık barındıran gemilerin Türkiye’de sökümüne karşı mücadelenin, Akbelen ormanlarını yaşatma mücadelesinin, sanayi tesislerinin yarattığı kirliliğe karşı halk sağlığını korumanın davasıdır.
Pandemide yitirdiğimiz sağlık emekçilerinin, gizlenen gerçeklerin açığa çıkarılması davasıdır.
Şehir, şirket hastanelerine karşı bilime ve toplum sağlığına uygun hastaneleri savunma davasıdır.
Sağlıkta şiddete, 36 saate varan nöbetlere karşı mücadele, hekim göçünün önlenmesi, nitelikli sağlık eğitimi ve sağlık hizmeti davasıdır.
Akademik ve demokratik özgürlüklerin savunulması davasıdır.
Demokrasilerde seçilerek gelen yöneticiler seçimle giderler, aksi düşünülemez. Biliyoruz ki antidemokratik yönetimler iktidarda kalabilmek, tabanlarını konsolide edebilmek için düşman yaratma ihtiyacı duyarlar. Daha önce doğayı, şehirleri korumaya çalışan TMMOB'un yetkilerinin alınması, halkın hukukunu koruyan Barolar Birliğine karşı yandaş barolar kurulması, seçilmiş milletvekilinin hakkını teslim eden Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması şeklinde hayat bulan hukuksuzluk, bugün Türk Tabipleri Birliğine yapılmış ve Merkez Konseyi görevden alınmıştır.
Hayatın başlangıcından sonuna kadar, insanlarımızın sağlıklı yaşamı için gece gündüz çalışan, hayatından, ailesinden fedakârlık eden, pandemide olduğu gibi yaşamını ortaya koyan bir mesleğin mensuplarının anayasa ile korunan meslek örgütü olan Türk Tabipleri Birliğine yapılan hukuk darbesi asla kabul edilemez.
Verilen karar ülke demokrasimize kara bir leke, meslek örgütlerine, demokratik kitle örgütlerine, anayasaya, demokratik siyasete bir darbedir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak demokratik örgütlere, belediyelerde kayyum atanması ve yönetimine karşı olduğumuz gibi, Türk Tabipleri Birliği’ne kayyum atanmasına karşı da tavrımız nettir. Türk Tabipleri Birliği’nin yanındayız, dayanışmaya devam edeceğiz.
Pandemide, depremde, hayatın her alanında halkın sağlığı için mücadele eden hekimlik yargılanamaz, Türk Tabipleri Birliği susturulamaz diyoruz.
HABERE YORUM KAT