Yüksel; Kadın ve gençler mecliste olmalı

Yüksel; Kadın ve gençler mecliste olmalı
CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Gül Yüksel, adaylık başvurusunun ardından CHP Şişli İlçe Başkanlığı’nda düzenlediği adaylık toplantısında partililerle bir araya gelerek, ‘Kadın ve gençlerin mecliste olması gerektiğine inandığımı için adayım’ dedi

 CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Gül Yüksel, CHP Şişli İlçe Başkanlığı’nda düzenlenen adaylık açıklaması toplantısında partililerle buluştu. Toplantıya CHP Şişli İlçe Yöneticileri, CHP Şişli Kadın ve Gençlik Kolları Başkanları ile çok sayıda partilinin hazır bulunduğu toplantıda genç milletvekili aday adayı Gül Yüksel, yaptığı konuşmayla partilileri kendine hayran bıraktı.

Konuşmasına Devrimci usta yazarımız Yaşar Kemal'i ve Hatay'da 14 yaşında kaybettiğimiz Kamil Mert Cemiloğlu'nu rahmetle anarak başlayan CHP İstanbul 2. Bölge Milletvekili Aday Adayı Gül Yüksel, neden milletvekili aday adayı olduğu şu sözlerle anlattı;


‘AKP toplumu korkuyla ayrıştırıyor’

2015'de biz henüz çocuklarımızın, kardeşlerimizin okul bahçelerinde çukurlara düşerek ölmesinin önüne geçecek güvenlik önlemlerini alamıyorken, İç Güvenlik Paketi'nin tartışıldığı bu günlerde, değişen iktidarların çıkarları doğrultusunda çeşitli grupları kendilerine hedef seçip güvenlik tehdidi oluşturdukları algısı yaratarak ötekileştirdiğini hatırlamak gerekiyor. Toplumu korkuyla ayrıştıran ve şiddeti meşrulaştıran bu güvenlikçi zihniyet bugün de AKP iktidarına hizmet ediyor. İktidar makbul kadını, makbul genci, makbul Kürdü, makbul Alevi’yi ve hatta makbul Sünni’yi, makbul işçiyi, makbul köylüyü kendisine göre tanımlıyor ve kendi tanımına sığmayan, kendi tanımının dışında kalan herkese ülkenin istikrarı ve geleceğini tehdit eden unsurlar gözüyle bakıyor.


‘Karşısındakini yok sayan siyasi anlayışlarının hükmü kalmadı’

Bize makbul vatandaşlar olmak için kendimizi bu kalıplara sığdırmayı, hiç değilse susmayı, o da olmuyorsa ölmeyi ya da çekip gitmeyi şiddet yoluyla dayatıyor. Bu zihniyetin halkın güvenliğini korumakla yakından uzaktan ilgisi yok. Asıl güven altına alınmak istenen mevcut güç ilişkileri, yani iktidardır. Gezi direnişine, HES protestolarına, Metal-İş grevine, fikir özgürlüğüne, hatta kadın erkek bir arada oluşumuza verilen tepki iktidarın bize tanımladığı sınırları hatırlatma çabasının ürünüdür. İktidar kendisine yakın olanlardan bu sınırları müdafaa edip, yaşatmalarını isterken kadın cinayetlerinin sayısının da her gün artması kaçınılmazdır. Bugün artık hükmeden, üstenci, tek tipçi ya da ötekileştiren, sadece kendisi konuşup karşısındakini yok sayan veya yok etmeye çalışan siyasi yaklaşımların geçerliliği kalmadı. Mevcut kalıplar ve tanımlar varoluşumuzun renkliliğini yansıtmıyor. Bunun doğal sonucu olarak 'Biz de varız' diyenler hayatları ve gelecekleri hakkında söz sahibi olduklarını haykırıyorlar. Bildiğini okumaya devam eden AKP iktidarı ise İç Güvenlik Paketi ve Başkanlık Sistemi dayatmalarıyla çok sesliliği bastırmak istiyor. Kapsayıcı bir demokrasiyi ve barışı bu zihniyetle inşa etmek mümkün değil. Bizler bu topraklarda yaşayan herkesin ve her canlının temel haklarını savunan, kurtuluşu yalnız kendine benzeyenler için değil herkes için talep eden bir sosyal demokrat iktidarı özledik ve onu iktidar kılacağız. Bu sorumluluk hepimizin omuzlarındadır.

 

Ön seçim yöntemiyle CHP üyelerinin aday belirleme sürecinde söz sahibi olması kadar, kadın ve gençlerin mücadelenin her alanında olduğu gibi mecliste de var olmaları gerektiği yaklaşımı Cumhuriyet Halk Partisi'nin Türkiye demokrasisi için öngördüğü yöne net bir şekilde göstermektedir. 81 ilde örgütlenmiş bu güçlü partinin demokrasi alanındaki her girişimi toplumda ve Türkiye siyasetinde mutlaka yansımasını bulacaktır.

‘Seçilen vekil halkla güçlü bağlar kurmalı’

Siyasal şiddet, toplumsal cinsiyet ve insan hakları üzerine yoğunlaşan siyasal bilimler eğitimimin, Gezi Direnişi üzerine yaptığım araştırmaların, yurtiçi ve yurtdışındaki STK'larda edindiğim tecrübelerin, üyesi bulunduğum Cumhuriyet Halk Partisi Şişli İlçe Örgütü'nün Kadın ve Gençlik Kolları'nda ve İl Kadın Kolları Yöneticileri ve yine örgütten sorumlu başkan yardımcılarının projelerinde aldığım görevler sonucu edindiğim deneyimin en önemli bulgusu bireylerin tecrübelerine saygı duyan, katkılarını dikkate alan, katılımcı dayanışmaca ve şeffaf bir demokrasi talebidir. Seçilen her vekilin örgüt üyeleri ve sivil toplumla güçlü bağlar kurması ve etkin şekilde beraber çalışması bilgi akışının verimliliği ve temsiliyet açısından şarttır.

‘Desteklerinizi bekliyorum’

Demokrasinin olmazsa olmazı güçler ayrılığı prensibine, inanmayanlar kadar inananların da inanç özgürlüklerini korumak için şart olan laiklik ilkesine, bağlı, tarihsel gerçekleri ve sebep oldukları siyasi ve toplumsal ayrımcılığı siyasal çıkarları için kullanmayan ve örtbas etmeyen, günlük çıkarlar için geleceğimizi mahkum etmeyen şeffaf, adil, katılımcı yeni bir siyaset talep ediyorum ve bunun için çalışacağım. En büyük avantajım genç olmam. Genç olmanınsa en güzel yanı şu; kirlenmemişsin ve hala umutların var. Yol ne kadar zorsa bu kadar dirençlisin çünkü yolun başındasın. Cumhuriyetimizi ve gelecek hayallerimizi diri tutan ortak yaşam direncimiz ve özgürlük mücadelelerimizi meclise taşıyabilmek için desteklerinizi bekliyorum.




 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.