YILMAZ: “İSTANBUL’UN EN BÜYÜK ÇİFTÇİSİ SİLİVRİ BELEDİYESİDİR”
Silivri Belediyesi, “Çiftçilerimize 20 Milyon TL Tohum Desteği Projesi” kapsamında kendi arazilerinde yetiştirdiği yerli, milli ve sertifikalı tohumluk arpaları ilçede üreticilik yapan çiftçilere dağıtmaya devam ediyor. Silivri Belediyesi tarafından Büyükkılıçlı, Küçükkılıçlı ve Alipaşa mahallelerinde düzenlenen Yerli ve Milli Tohumluk Arpa Dağıtım Törenleri ile 225 çiftçiye 900.000 TL değerindeki 45 ton tohumluk arpa dağıtıldı. Çiftçiler bu ürünlerle 2.250 dönüm araziye ekim yapabilecek. Ürünlerini teslim alan çiftçiler destekten duydukları memnuniyeti dile getirerek Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz’a teşekkür etti. Silivri Belediyesinin bu yıl dağıttığı tohumlarla ilçede yaklaşık 30.000 dönüm arazi yerli, milli ve sertifikalı tohumluk arpa ile buluşacak. Ayrıca tohumluk arpaların systiva ile ilaçlanmasını sağlayan Silivri Belediyesi hem tohumun kalitesini artıracak hem de çiftçileri 1 milyon TL’lik ilaçlama maliyetinden kurtarmış olacak.
MUTLU: “BAŞKANIMIZ VOLKAN YILMAZ’A DESTEKLERİ İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Büyükkılıçlı’daki törende konuşan Büyükkılıçlı Mahallesi Muhtarı Ahmet Mutlu, “Belediye Başkanımız Volkan Yılmaz’a ayçiçek yağı, tohumluk arpa, mısır silajı ve üreticilerimize yönelik her türlü destekleri için teşekkür ediyorum. Ayrıca okulumuzun boyanması, tuvaletlerinin yenilenmesi, halı sahamızın yapımı, kadınlara mahalle evi yapımı ve parkımızın yenilenmesi gibi hizmetler için de mahallemiz ve şahsım adına teşekkür ediyor, saygılarımı sunuyorum.” dedi.
ŞAHİN: “BAŞKANIMIZ VERDİĞİ SÖZLERİ TEK TEK YERİNE GETİRDİ”
Alipaşa’daki törende konuşan Alipaşa Mahallesi Muhtarı İlhan Şahin, “Volkan Başkanım bugüne kadar verdiği sözleri tek tek yerine getirdi. Silivri’de köyler olsun, mahalleler olsun girilmedik yer bırakmadı. İlklere imza atan Volkan Başkanıma çok teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
YILMAZ: “ONLAR ANLAMIYOR DİYE MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇECEK DEĞİLİZ”
Törenlerde konuşan Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, “Biz göreve geldiğimiz ilk günden beri ısrarla Silivri yalnızca çarşı meydanından, sahilinden ibaret değildir diyoruz. Silivri’nin köyleri, çiftçisi, hayvancısı var diyoruz. Silivri’ye değer katacak ve ‘Tarım kenti Silivri’ sloganının altını dolduracak üreticiler var diyoruz. Bu anlayışla köylümüze, çiftçimize, hayvancımıza destek oluyoruz. Ama birileri kırsal hayatın kolaylaştırılması açısından yapmış olduğumuz mücadelelerden rahatsız oluyorlar. Ne zaman MHP Grup Başkanvekili olduğum İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) meclisinde konuşsam ‘Yine mi Silivri? Yine mi kırsal? Yine mi çiftçilik? Yine mi hayvancılık?’ diyerek dert yanıyor oradaki arkadaşlar. Tabi ben onlara da söylüyorum bu işler takım elbiseyi giyip kravatı takıp kösele ayakkabı ile çarşı meydanında yürümeye benzemiyor. Bu işleri yapmak için çizmeleri, çarıkları giymek lazım. Zahmete katlanmak lazım. Çiftçinin, köylünün halinden anlamak lazım. Onun için bu işlerden bihaber olanların, gözlerini kulaklarını çiftçiye, köylüye, kırsala kapatanların bizi anlamasını beklemiyoruz. Onlar bizi anlamıyor diye biz mücadelemizden vazgeçecek değiliz. Girdiğimiz birçok mücadele var. Biz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Milli ekonominin temeli tarımdır’ sözünden hareketle kalkınmanın yerelden, kırsaldan, köylerden başlaması gerektiğini, yalnızca Silivri’de değil tüm Türkiye’de kırsalın tekrar hem nüfus olarak hem de ekonomik olarak canlandırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bakın 1950’lerde tüm Türkiye nüfusunun yüzde 85’i kırsalda yaşıyordu. Yüzde 15’i şehirlerde yaşıyordu. Bugünkü oran ise yüzde 87’si şehirlerde, yüzde 13’ü köylerde yaşıyor. Şimdi bu oran tersine doğru dönmedikçe, tekrar kentten köye doğru bir göçü başlatmadığımız takdirde, yani köylerdeki hayatı, köylerdeki üretimi canlandırmadığımız takdirde Türkiye’nin kronik problemlerine yeni bir problem katmış oluruz. Köyde hayat yoksa, köyde üretim yoksa bu yarın öbür gün bir ekonomik krizde, bir siyasi krizde, uluslararası yaşanan pandemi gibi krizlerde şehirlerdeki insanların açlıkla karşı karşıya kalması demektir. Onun için köyde varsa, köylüde varsa tüm ülkede de vardır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘Köylü milletin efendisidir’ derken işte bunları düşünerek söylemişti. Biz tohumla, silajla, gübreyle, aşı desteğiyle, gübrelerin bertaraf edilmesiyle bir farkındalık yaratmayı hedefledik. Silivri Belediyesi olarak 300 dönüm ile başladığımız üretim yolculuğu bugün 4.000 dönümle devam ediyor. İstanbul’daki en büyük çiftçi Silivri Belediyesi oldu. 4.000 dönüm yer ekiyoruz. Bunu para kazanmak, Silivri Belediyesinin kasasına para koymak için yapmıyoruz. Bunu kazanıp ürün olarak, ayni olarak, yerli milli Türk tohumu olarak sizlere dağıtmak adına yapıyoruz. Silivri Belediyesi bugün Edirne’den Hakkari’ye kadar birçok belediyenin, birçok kurumun örnek aldığı çalışmalara imza atıyor. Yerli, milli, sertifikalı Türk tohumlarına destek veriyor.” diye konuştu.
“İBB’DE 4,5 YIL ‘MIŞ’ İLE GEÇTİ”
Silivri’nin bir mezbahaya ihtiyacı olduğunun altını çizen Başkan Yılmaz, “Hayvancılarımız seçimlerden önce benden hayvan pazarı istendi. Dediler ki biz aracıya, tüccara para verdiğimiz için hayvan pazarımızı değerinde satamıyoruz. Biz de Silivri’de, İstanbul’daki tek, en modern, en hijyenik hayvan pazarlarından birini kurduk. Ancak bu hayvan pazarımız istediğimiz ilgiyi görmüyor. Bunu sorduğumuzda hayvancılarımız, ‘Başkanım hayvan pazarını yaptınız ama hayvan pazarının yanında bir mezbaha yok. Mezbaha yaparsanız inanın İstanbul’a yakınlığıyla en canlı hayvan pazarını Silivri’de oluşturabiliriz’ diyorlar. Biz de yapalım dedik ama mezbahayı yapma görev, yetki ve sorumluluğu yasaya göre İBB’ye ait. Şimdi bunu siyaset olarak anlamayın. Bunu ‘Seçimler yaklaştı Volkan Başkan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştiriyor’ olarak algılamayın. Bunu Sayın İmamoğlu’na yol gösteren, çiftçiye köylüye hizmet için yol açan bir eleştiri olarak algılayın lütfen. Kendisine defaten söyledim. İBB’de söyledim. Ayçiçek tohumu dağıtıyorlardı Silivri’de o törende de söyledim. Hayvan pazarını ben kurdum, bunun hemen yanı başında size bir arsa vereyim gelin İBB olarak bu mezbahayı yapın dedim. Bana ne evet ne de hayır dendi. Şimdi siz bir kişiye soru sorduğunuzda evet ya da hayır demezse ne anlarsınız? Cevabı hayır olarak anlarsınız. O zaman bir protokolle bize bu görevinizi devredin Silivri Belediyesi olarak bu mezbahayı biz yapalım dedik. Yine cevap yok. Şimdi biz bu mezbahanın buraya yapılacağına hemfikiriz. Hayvancı hemfikir, belediye hemfikir, çiftçi, köylü hemfikir. Bu mezbahanın yapılmaması konusunda niye inat ediyorsunuz? Bu fikrin sahibi biziz mi diye yapmıyorsunuz? Şimdi bize yazılı olarak verilen bir cevap var. Diyor ki İBB yetkilileri; ‘Bizim Çatalca’da; Esenyurt, Büyükçekmece, Çatalca ve Silivri’ye hizmet edecek bir mezbahamız var. Çok yakın zamanda da açmayı planlıyoruz.’ Ya arkadaşlar adama sormazlar mı 4,5 yıl olmuş, niye şimdiye kadar açmadınız bu mezbahayı diye. Peki şunu sormazlar mı bu şehirde Fenerköy, Değirmenköy, Selimpaşa, Ortaköy, Kavaklı, Celaliye, Kumburgaz’da, her yerde mezbaha vardı arkadaşlar. Siz niye Silivri’ye 1 tane mezbahayı çok görüyorsunuz? Çatalca’da olacakmış mış mış mış! 4,5 yıl ‘mış’ ile geçti arkadaşlar. Ya Allah aşkına köylü için bir mezbaha istiyoruz. Çay bahçesi istemiyoruz, otopark, gelir getirici bir restoran istemiyoruz. Köylünün çiftçinin faydalanacağı, hayvanını değerinde satacağı bir mezbaha istiyoruz. Çok şey mi istiyoruz? Olması gereken bir şeyi istiyoruz. Şimdi Et Balık Kurumu ile bir projemiz var. Biz bu mezbahayı yapamayınca Tarım Bakanımız ile görüştük. Aynı zamanda Et ve Balık Kurumu yetkilisi olan Tarım Bakanımızın Başdanışmanı Silivri’ye geldiler. Şu anki hayvan pazarımızın hemen yanına bir kesimhane ve 5.000 metrekare kapalı alanda Et Balık Kurumunun bir depolama projesini hayata geçireceğiz. Proje çalışması yapılıyor. Silivri’nin 18 köyünde alım garantili hayvancılığın geliştirildiği bir proje üzerinde mutabık kaldık. Alım garantili hayvancılık modeliyle tekrar Silivri’de hayvancılığı canlandırmayı hedefliyoruz.” dedi.
HABERE YORUM KAT