Ulaş Karasu: KÖİ Modeli “Maskesiz Soygun” Oldu
Cumhuriyet Halk Partisi Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, iktidarın “Milletin cebinden tek kuruş çıkmıyor” diyerek savunduğu Yap-İşlet-Devret projeleri ve Kamu Özel İş Birliği finansman modelinin vatandaşın cebini boşalttığını ve geleceğini ipotek altına alındığını vurguladı ve bu modelin son yıllarda “maskesiz soygun” halini aldığını söyledi.
Karasu, bu modelle yapılan Osmangazi Köprüsü’nü örnek olarak verdi ve “7 yılda bu köprü için ödediğiniz parayla köprünün tamamı yapılabilecekken, yıllar boyu üstüne para ödüyorsunuz. Bakan da ‘Parası olan otoyoldan gider. Böylece devlet yolu rahatlar’ diyor! Sadece Almanlar değil, bütün dünya işte bu zekayı kıskanıyor” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, iktidarın “mega projeler” diye savunduğu tüm yatırımlarının finansman modeli olan Kamu Özel İş birliği modelinin “maskesiz soygunun” adı olduğunu söyledi. Osmangazi Köprüsü’nü örnek olarak anlatan Karasu, “7 yılda bu köprü için ödediğiniz parayla köprünün tamamı yapılabilecekken, yıllar boyu üstüne para ödüyorsunuz. Bakan da “Parası olan otoyoldan gider. Böylece devlet yolu rahatlar” diyor! Sadece Almanlar değil, bütün dünya işte bu zekayı kıskanıyor!”
TBMM Genel Kurulu’nda, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan Karasu, bakanlık ve bütçesiyle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. “Yolsuzluğun, talanın, garantili ihalelerle yandaşların kasasına milyarların akıtıldığı, yeni doğan her bebeğin geleceğinin ipotek altına alındığı, soygun ve vurgun düzenine çanak tutan bu bütçeye onay vermemiz mümkün değildir” diyen Karasu, AK Parti’nin “Milletin cebinden tek kuruş çıkmıyor” diyerek savunduğu Yap-İşlet-Devret projelerini ve Kamu Özel İş Birliği modelini anlatarak çarpıcı gerçekleri ortaya koydu.
“673 MİLYAR ÖDENECEK”
“Bu projeler için önümüzdeki 3 yılda bütçeden tam 673 milyar lira ödenecek” diyen Karasu, şöyle devam etti:
“Döviz kurundaki her artış, bütçeye getirdiği yükü katlayacak. Şimdi, bu aklı başında bir finansman modeli mi? Yoksa, ülke hazinesinin 5-10 kişiye peşkeş çekme modeli mi? Daha somut bir örnek daha vereyim: Yap-işlet-devret modeliyle yaptırdığınız, Osmangazi Köprüsü 2016’da açıldı. Fizibıl olarak yere göğe sığdıramadığınız bu köprü için araç başına 35 dolar + KDV ve günlük 40 bin araç garantisi verildi. Yetmez gibi Amerika’daki tüketici fiyatı endeksindeki artış oranı da her yıl bu garantinin üzerine ekleniyor. Yani, bugünkü kur üzerinden araç başına ortalama 1.450 TL gelir garantisi verildi”
TAM BİR “DELİ DUMRUL” VAKASI
Daha sonra bakanlığın, “Bu köprüden 7 yılda 70 milyon araç geçti” açıklaması yaparak bunu büyük bir başarı gibi gösterdiğini anlatan Karasu, sözlerine şöyle devam etti:
“El insaf! Oysa gelir garantisinin sağlanması için 7 yılda bu köprüden tam 102 milyon aracın geçmesi gerekiyordu. Şu anda Osmangazi’den geçiş fiyatı 190 TL; yani bugünkü döviz kuruyla 6.5 dolar. Bugünkü fiyatlar üzerinden, geçmeyen 32 milyon araç için ortalama 50 dolardan 1,6 milyar dolar ödeme yapıldı. Asıl önemli kısma geleyim; Geçen 70 milyon araç bugünkü fiyatlarla 6,5 dolar öderken, kalan 43,5 doları vatandaş yine Hazine garantili müteahhitlere ödedi. Neymiş o rakam: 70.000.000 araç ile 43.5 doları çarparsak, toplam 3 milyar dolar ediyor! Yani tam bir ‘Deli Dumrul’ vakası ile karşı karşıyayız. 7 yılda bu köprü için ödediğiniz parayla köprünün tamamı yapılabilecekken, yıllar boyu üstüne para ödüyorsunuz. Bakan da “Parası olan otoyoldan gider. Böylece devlet yolu rahatlar” diyor! Sadece Almanlar değil, bütün dünya işte bu zekayı kıskanıyor!”
HABERE YORUM KAT