KARTAL'da özel bir okulun uyku odasında, olay tarihinde 5 yaşında olan, 7 yaşındaki kız öğrenciye cinsel istismarda bulunduğu iddiası ile hakkında 17.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan öğretmenin yargılanmasına başlandı.
Suçlamaları kabul etmeyen öğretmen beraatine karar verilmesini istedi.
Çocuğun annesi çocuğunun okula başlamasından bir süre sonra tek başına uyuyamamaya başladığını belirterek, "Kekemelik ve gözünde tik gibi birtakım şikayetleri oluşmaya başladı. Biz de araştırması için okula yazılı başvuruda bulunduk. Kamera kayıtlarını izlemek istediğimizi belirttik. Kampüs müdürü bu görüntüleri izleyemeyeceğimizi, bunun bir bedelinin olduğunu söyledi ve bizi tehdit ederek uzaklaştırdı. Ben olay nedeniyle sanıktan şikayetçiyim" dedi.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına mağdur öğrencinin ailesi ile sanık ve avukatları katıldı.
Dava sanığın kimlik tespiti ile başladı. Kimlik tespitinin ardından savunması alınan sanık S.A., adı geçen özel okulda o dönem yüzme öğretmeni olarak görev yaptığını söyledi.
SANIK SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Çocuğun ailesi ile o dönem bir görüşme yaptığını, ailenin kendisine korkuları yüzünden çocuğun yüzme dersine girmek istemediğini söylediğini belirten S.A., "Kendilerine durumu izah ettim ve ilk derste korkularının normal olduğunu söyledim. Bir gün sonra okul müdürü ailenin şikayetçi olduğunu söyleyerek savunma istedi. Daha sonra savcılıktan bir yazı geldi" dedi.
Suçlama tarihinde okulun yüzme dersi olmadığını savunan S.A., "Uyku odasında çocuğu gördüğüme ilişkin olayları kesinlikle kabul etmiyorum. Ben atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi.
ANNE: KAMPÜS MÜDÜRÜ GÖRÜNTÜLERİN BEDELİ OLUDĞUNU SÖYLEDİ
Mağdur çocuğun annesi Y.A., çocuğunun okula kaydından bir süre sonra tek başına uyumamaya başladığını belirterek, "Kekemelik ve gözünde tik gibi birtakım şikayetleri oluşmaya başladı. Biz de araştırması için okula yazılı başvuruda bulunduk. Kamera kayıtlarını izlemek istediğimizi belirttik, kampüs müdürü bu görüntüleri izleyemeyeceğimizi, bunun bir bedelinin olduğunu söyledi ve bizi tehdit ederek uzaklaştırdı. Ben olay nedeniyle sanıktan şikayetçiyim" dedi.
Müşteki ailenin Avukatı Betül Altınsoy, sanığın suçunun sabit olduğunu belirterek tutuklanmasına karar verilmesini istedi.
TUTUKLAMA TALEBİ REDDEDİLDİ
Mahkeme, müşteki avukatlarının sanığın tutuklanmasına yönelik talebin reddine karar vererek davayı erteledi.
BASIN AÇIKLAMASI
Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ve mağdur ailenin avukatı duruşma öncesi basın açıklaması yaptı.
KADEM adına açıklamayı okuyan Avukat Canan Sarı, davaya konu olayın 2017 yılında yaşandığını hatırlatarak, "Bu menfur eylemin çocuklarımızın "ikinci yuvaları" olarak nitelediğimiz, kendilerini güvende hissetmeleri gereken okul ortamında gerçekleştirilmiş olması bardağı taşıran son damla olmuştur. Öğretmen kimliğine sığınmaktan haya etmeyen bu şahsın adli kontrol tedbiriyle tutuksuz yargılanması, toplumsal vicdanda ayrı bir yara açmakta, tutuksuzluk hali daha büyük mağduriyetlere sebep olmaktadır" dedi.
Sivil toplum kuruluşu olarak "İstismar felakettir" dediklerini belirten Avukat Sarı, "Bu doğrultuda suçun ağırlığı, niteliği ve ortaya çıkardığı mağduriyetler nazara alınarak hiç vakit kaybetmeksizin tutuklamaya karar verilmesini ve yaşanan acı ve elemin bir nebze olsun hafiflemesi için yargılamanın en kısa sürede tamamlanmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Sarı'dan sonra mağdur çocuk S.A.A.'nın ailesinin Avukatı Betül Altınsoy da açıklama yaptı. Olayın 2017 yılında gerçekleştiğini, 2 yıl sonra açılan davanın ilk duruşmasının bugün görüleceğini söyleyen, delillerin karartıldığını savunan Avukat Altınsoy, "Gelinen süreçte delillerin karartıldığı gözükmektedir. Dosyada mevcut siber suçlardan gelen kriminal rapora göre eylemden önceki 2000 ve 2016 yılları arasında görüntülerin olduğu ancak eylemin gerçekleştiği 2017 tarihinde görüntülerin yok edildiği, bu sebeple görüntünün olmadığı ve hash değerlerinde oynama yapıldığı, diskin sürekliliğinin bozulduğu tespiti yapılmıştır. Halbuki Milli Eğitim Bakanlığı özel eğitim kurumları yönetmeliği ilgili hükmü gereği okulların kamera kayıtlarını 1 yıl süre ile saklaması gerekmektedir. Bugün davada bu kayıtların neden olmadığını sorabileceğimiz herhangi bir kurum yetkilisi yok" şeklinde konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 2018 yılında hazırlanan teftiş raporundaki ifadelere göre okul yöneticileri ve çalışanlarının polis gelmeden önce kamera kayıtlarına müdahale ettiklerini savunan Avukat Altınsoy, "Üstelik kamera kayıtlarını polis aramasından önce yedekleyerek karakola teslim ettiklerini söylemişlerse de hiçbir yerde böyle bir bellek bulunmamıştır. Çok açık bir şekilde suç delilleri karartılmıştır. Bu esnada sanık olayın hassasiyetine rağmen tek bir gün dahi tutuklu kalmamış, okulda bir süre daha çalışmaya devam etmiştir. Bugün görülecek olan davada delillerin karartılmış olduğu bu denli aşikar iken daha fazla kaybın gerçekleşmemesi için sanığı derhal tutuklanması elzemdir. Mahkemenin kanaatinin bu yönde olacağına inanıyoruz" dedi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, olay tarihinde 5 yaşında olan 7 yaşındaki S.A.A.'nın özel bir okulda okumaya başladıktan bir süre sonra ailesi tarafından fark edilen davranış değişiklikleri yaşadığı belirtiliyor.
S.A.A.'nın gece yalnız başına uyuyamaması, kekemelik göstermeye başladığı, ailesine yüzme öğretmeni S.A.'nın kendisine yönelik cinsel istismar olayını anlattığı, ailenin şikayeti üzerine öğretmen hakkında soruşturma başlatıldığı anlatılan iddianamede, Çocuk İzleme Merkezi (ÇİM) tarafından hazırlanan raporda, çocuğun yaşadığı olaydan ötürü psikolojik olarak etkilendiği belirtiliyor.
İddianamede, şüphelinin, "12 yaşından küçük çocuğun cinsel istismarı" ve "12 yaşından küçük çocuğun hürriyetinden yoksun bırakılması" suçlarından 9.5 yıldan 17.5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması isteniyor.
Kaynak: DHA