"YÜKSEK LİSANS EĞİTİMİNDE FARKLI YAKLAŞIMLAR BENİMSENMELİ"

Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Serhat Koloğlugil, hem dünyada hem de Türkiye'de çalışandan beklentilerin hızla değişmeye...

Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Serhat Koloğlugil, hem dünyada hem de Türkiye'de çalışandan beklentilerin hızla değişmeye başladığını ve çeşitlendiğini belirterek yüksek lisans eğitiminde farklı yaklaşımların geliştirilmesi gerektiğini söyledi.

Üniversite mezunları arasında işsizlik oranlarının yüksek seyrettiği mevcut koşullarda yüksek lisans, mezunlara sağladığı uzmanlaşmayla iş dünyasının istihdamdaki tercihlerini etkileyen bir unsur olarak görülüyor. Ancak bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin etkisiyle değişerek çeşitlenen ihtiyaç ve talepler, iş yaşamında uzman çalışandan beklentileri de değiştiriyor.

Yapay zekanın ve "machine learning (makine öğrenimi)" kavramının, mal ve hizmet üretiminden ticarete, işletmeden finansa ve hatta tıbbi hizmetlere kadar küresel ekonomideki kuralları yeniden şekillendirdiğini vurgulayan Doç. Dr. Serhat Koloğlugil, dünyada içerikleri değişen ve çeşitlenen yüksek lisans eğitim programlarının ve uzmanlaşma kavramının artık Türkiye'de de tartışılması gerektiğine dikkat çekti.

Sadece tekniğe dayanan uzmanlık yetmiyor

Yönetici adaylarının mukayeseli üstünlüğünün artık teknik bilginin yanı sıra, multidisipliner (çok branşlı) bir uzmanlığa doğru evrildiğini belirten Koloğlugil; "Örneğin İşletme açısından düşünürsek, bir yönetici adayının sadece iyi finans bilmesi, sadece iyi işletme bilmesi, iyi iktisat bilmesi, sadece bu alanlarda teknik birikime dayalı uzmanlığa sahip olması, artık yeterli değil. Bunun yanında örneğin güzel sanatların ve psikolojinin alanları olan yaratıcı ve tasarımsal düşünceyi de bilmesi, karakter ve kişilik gelişimi noktasında kendini geliştirmesi gerek. Dolayısıyla özellikle Türkiye'de yüksek lisans eğitiminin bu alanları da kapsayacak çok disiplinli bir yapıya geçmesi lazım. Mevcut yüksek lisans programlarına bakıyoruz; birbirinden hiçbir farkı yok, ders isimleri aynı, içerikler aynı hatta dersin anlatılış şekli bile aynı. Bunu tartışmalı ve hızlıca değiştirmeliyiz. Bu kolay bir süreç değil elbette ama gerekli" dedi.

İnsan faktörünün rolü değişti

Günümüz dünyasında bilgi ekonomisinin rolü arttıkça, insan faktörünün rolünün de arttığına ve değiştiğine dikkat çeken Koloğlugil şöyle devam etti:

"İnsanın yaptığı bazı kendini tekrarlayan işleri eskiden makine yapardı. Ardından bunları bilgisayarlar yapmaya başladı şimdi de yapay zeka yapıyor. Hem de öğrenerek… Böyle bir dünyada insanın diğer bilişsel ve karakter özellikleri iş yaşamında, değer üretme süreçlerinde daha önemli hale gelmeye başladı. Yani yönetici adayının matematiksel bilgisi, teknik bilgisi elbette hala önemli, ama o noktada yapılacak birçok işi günümüzde bilgisayarlar ve yapay zeka yapmaya aday. Artık duygusal zeka, insan ilişkileri, yaratıcı düşünce, insanları etkileme yeteneği, liderlik vasfı daha da ön plana çıkmaya başladı. Yani insan kavramı, değer üretme süreçlerine çok daha farklı ve çok boyutlu katkı yapmaya başladı. Çünkü insan emeğinin ve yaratıcılığının kullanım şekli çok boyutlu hale geldi. Ve bunun yüksek lisans eğitimine de ciddi şekilde yansıması gerekiyor."

İşinizi sizin yerinize algoritma zaten yapıyorsa

Yapay zeka konusunun eğitimden ekonomiye insan yaşamına etkisinin tüm dünyada yoğun şekilde tartışıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Serhat Koloğlugil, şu değerlendirmeyi yaptı:

"İnsanın bazı becerilerinin yerini yapay zekanın alması ne demek? Bunun sonuçları ne olur? Aslında temel soru bu. Çünkü artık insanın manuel işlerini insan yerine, tıp, hukuk, yöneticilik alanında; analiz, değerlendirme ve hatta karar verme gibi işleri yapay zeka üstlenebiliyor. Bu da insanın ve çalışanın rolünü değiştiriyor, değer yaratma süreçlerinde başka insani özellikler önem kazanıyor. Gelecekte bu özelliklere sahip olan insanlar başarılı olacak. Eğer yalnızca, bir algoritmanın sizin yerinize rahatlıkla yapabileceği yetkinliklere sahipseniz, bu ekonominin size artık ihtiyacı yok demektir. O zaman bunun ötesinde özelliklere sahip olmanız gerekiyor. Takım olabilme, ikna edebilme, liderlik edebilme, birlikte üretebilme gibi beceriler daha çok önem kazanacak. Yüksek lisansta sadece tekniğe dayalı eğitim verirseniz, o zaman 5-10 yıl içinde yapay zekanın zaten rahatlıkla yapılabileceği işleri öğretiyorsunuz demektir."

Işık'ta yüksek lisans müfredatı yenilenecek

Koloğlugil, yurt dışında MBA programlarının ve içeriklerinin değişmeye başladığını belirterek şöyle devam etti:

"Eskiden MBA programında bir karakter gelişimi dersi ya da tasarımsal düşünme dersini göremezdiniz. Şimdi bu değişiyor. Dünyanın saygın üniversitelerinin MBA programlarına baktığınızda tasarımsal düşünme dersi koyduğunu görüyorsunuz. Bu yeni bir konsept. Yüksek lisans eğitiminin verdiği o uzmanlaşma perspektifini kaybetmeden, çok boyutlu, çok disiplinli bir eğitimin Türkiye'de de tasarlanması gerekiyor. Işık Üniversitesi olarak bu çok disiplinli yapıyı oluşturmak için çalışmalara başladık, müfredatımızı günümüz dünyasının ve değer yaratma süreçlerinin ihtiyaç duyduğu çok boyutlu uzman profili için güncelliyoruz. Farklı bölümler arasındaki ortak dersleri artıracağız. Farklı bölümlerden öğrencileri aynı programda toplayıp bir arada etkileşimlerini sağlayacağız." (Fotoğraflı)

Kaynak: DHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EKONOMİ Haberleri