İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi Şubat ayı toplantısında konuşan İBB Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili ve Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, Ocak ayının sonuna doğru kentte etkili olan kar yağışıyla ilgili konuşma yaptı. Meteorolojinin uyarılarına rağmen İBB tarafından gerekli önlemlerin alınmadığının altını çizen Başkan Yılmaz, İstanbul halkının bu tür felaketlerde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu görevi başında görmek istediğini ancak bunun bir türlü mümkün olmadığını söyledi.
“İHMALKÂR TAVRIN YARINLARA MALİYETİ ÇOK DAHA YÜKSEK OLUR”
Ocak ayında İstanbul’da etkili olan yoğun kar yağışı ile birlikte hayatın felç olduğunu vurgulayan Başkan Yılmaz, “Önlenmesi insanoğlunun elinde olmayan; sel, deprem, dolu gibi felaketler doğa afeti olarak adlandırılmaktadır. Bu felaketlerin meydana gelmesinde insanların dahli olmamakla birlikte felaketlerin sebep olacağı zararın büyüklüğü, insanoğlunun alacağı tedbirler ve yapacakları ile doğru orantılıdır. Doğal güçler dışında insanoğlunun sebep olduğu, tabi afetleri aratmayacak felaketler de vardır. Hitler’in Almanya’da yaptıkları, ABD’nin 2. Dünya Savaşı’nda Japonya’da yaptıkları, Batı’nın geçmişte Afrika’da yaptıkları, şimdilerde Karabağ’da, Hocalı’da, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da yapılan soykırıma varan insanlık katliamları gibi… Çevrenin yaşanamaz hale getirilmesi, yakılarak yok edilen ormanları da birer doğa felaketi olarak saymamız gerekir. Yine insanoğlunun olabilecekleri önemsemeyerek, gerekli tedbirleri almaktan imtina etmeleri neticesinde kısa süreli de olsa hayatı felç eden kar yağışlarına bağlı ulaşımda yaşanan felaketler de vardır. Ocak ayı sonlarında İstanbul’umuz tabiri caizse geçici de olsa bir felaket yaşamış, İstanbul’da hayat felç olmuştur. Ben yaşanan bu felaketleri şu ya da bu diye istismar edecek bir yaklaşım ile değerlendirmek yerine; gelecekte ilgili tehlikelerin var olduğunun söylenmesi ve bilinmesine rağmen yaşananlardan hâlâ bir ders çıkarılmadığının, bu ihmalkâr tavrın yarınlara maliyetinin çok yüksek olacağının altını çizmek istiyorum.” dedi.
“MAHSUR KALAN VATANDAŞLARIMIZ İMAMOĞLU’NDAN ÇOK ŞEY Mİ İSTEDİ?”
Kar yağışında tüm uyarılara rağmen gerekli önlemler alınmadığının altını çizen Volkan Yılmaz, “İstanbul’da, meteoroloji birimlerince duyurulan şiddetli kar yağışının olacağının bilinmesine rağmen gerekli hazırlıkların tam olarak yapılmadığı, tedbirlerin de alınmadığı gün yüzüne çıkmış ve hepimizin malumu olmuştur. Yaşananlara karşı vatandaşların tepkileri, siyasetçilerin değerlendirmeleri bir tarafa; buradaki esas sorumluların meseleye bakış açısı son derece önemlidir. Yaşananlara ve söylenenlere bakıldığında, bütün hesaplarını ve programını içinde bulunduğu ittifakın cumhurbaşkanı adayı olarak gösterilmek üzerine kurmuş olduğu anlaşılan İBB Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu ve kadrosunun önceliklerinin pek tabii ki İstanbul ve İstanbul’un sorunları olmadığı da anlaşılıyor. Biz ise sorumlu bir yönetim anlayışı ile imkânları kısıtlı olan belediyemizle tabii afetlere müdahale için kadrosu, araç ve gereçleri ile oluşturduğumuz Afet Koordinasyon Merkezinde öngörülerimiz ile aldığımız tedbirlerle bu süreci kazasız belasız geçirdik. Talepler neticesinde görev alanlarımızın dışına çıkarak vatandaşlarımıza hizmet sunduk. Biliyor ve görüyorum ki İstanbul’un ilçelerinin birçoğunda afetlere hazırlıklı bir altyapıdan oluşan afet koordinasyon merkezleri bulunmamaktadır. Hükümetimiz ve İBB tarafından gerekli destekler ve yardımlar sağlanarak bütün ilçelerimize gerekli altyapıları tamamlanan, AFAD ve AKOM ile koordineli bir şekilde hareket edebilecek afet koordinasyon merkezleri kurulmalıdır. İstanbul’da yaşanan kar felaketi nedeniyle hükümeti suçlamak, İBB’yi suçlamak, ilçe belediyelerini suçlamak işin en kolayı. Kar yağabilir, Kuzey Otoyolu, TEM Otoyolu, D-100 ve ilçe belediyelerin yolları kapanabilir. İstanbul’da yaşayan vatandaşlarımızın, özellikle de o gün 15 saatten fazla karda mahsur kalan vatandaşlarımızın isteği neydi biliyor musunuz? İlçe belediye başkanlarının, İBB Başkanının görevinin başında ve vatandaşının yanında olduğunu görmekti. Bir tek bunu istediler. İstanbul’da yaşayan ve karda mahsur kalan vatandaşlarımız Sayın Ekrem İmamoğlu’ndan çok şey mi istediler?” ifadelerini kullandı.
“DOĞAL AFETLER SIRASINDA VATANDAŞLARIMIZ İBB BAŞKANINI GÖREMİYOR”
İyi Parti Grup Başkanvekili İbrahim Özkan’ın yaptığı konuşma sırasında, kendisinin 2014 yılında İstanbul’da yaşanan kar felaketi ve sel baskınlarıyla ilgili yaptığı sosyal medya paylaşımlarını açıklaması ve kendisi için “siyasi görüşü değişti” demesi üzerine söz alan Başkan Yılmaz, “İbrahim Bey, ne benim anlattıklarımı anlamış ne söylediklerimi dinlemiş. Akşam eline tutuşturulan tweetlerim ile buradan bir kamuoyu, bir algı yaratma veya Cumhur İttifakının arasında acaba bu olay üzerinden bir soğukluk, bir çatlak yaratır mıyım derdine düşmüş. Ben karla mücadele çalışmalarını İBB eksik yaptı, Silivri Belediyesi fazla yaptı, hükümetimiz fazla yaptı demedim. Ne dedim? İstanbul’da yaşayan hemşehrilerimiz bu tip doğal afetler yaşandığında belediye başkanlarını, özellikle de İBB Başkanını görevi başında, vatandaşının yanında görmek istiyor dedim. Ben siyaset yapmadım. Bunu da bir tartışma konusu olsun diye dile getirmedim. Tabi bu konuda sabıkalı bir Belediye Başkanımız var. Bir doğal afet yaşandığında İstanbullu vatandaşlarımız maalesef ki İBB Başkanını göremiyorlar. Zaten kendisi de bu gerçeği dile getirerek ‘Ben tatilimden feragat edemem’ diyor. Bu onun tasarrufu tabi bir şey de söylemek istemiyorum ama günü geldiği zaman kadim İstanbul’un güzel insanları bunun cevabını sandıkta verecektir.” dedi.
“BU KADAR MI DÜŞTÜNÜZ? BU KADAR MI ACİZSİNİZ?”
Özkan’ın sözleriyle ilgili açıklamalarını sürdüren Başkan Yılmaz, “İbrahim Bey, benim utanacağım, yüzümün kızaracağı bir tweet yok. Gösterdiğiniz paylaşımlarım İstanbul’da yaşayan bir vatandaş olarak yapmış olduğum eleştirilerdir. Bu kadar mı acizsiniz, bu kadar mı düştünüz, bu kadar mı dardasınız, bu kadar mı zordasınız? Tweetlerimin hepsi yerinde duruyor, hepsini yayınlayabilirsiniz. Sayın Genel Başkanım Devlet Bahçeli de ‘15 Temmuz’daki hain darbe girişiminden önceki bütün sözlerimin, bütün eleştirilerimin arkasındayım’ diyor. Bir de beni değişime uğramakla suçladınız. Bakın, MHP 8-9 Şubat tarihinde şanla, şerefle 53. yılını kutladı. Bir tane bakan, bir tane belediye başkanı, 12 tane il başkanı, sayamadığım kadar ilçe başkanı ve 5.000’in üzerinde şehidi olan bir hareketten bahsediyoruz. Sosyal maliyeti en fazla olan siyasi hareketten bahsediyoruz. MHP’nin ne olduğunu, ülkünün, ülkücünün ne olduğunu anlayamayıp arka kapıdan, MHP’yi terk edip o hain darbe girişimini yapanların kucak açtığı kişilerle bir arada olmanın hesabını tarih önünde vereceksiniz. Biz Allah’a çok şükür Libya’da ne işimiz var, Kıbrıs’ta ne işimiz var, Suriye’de ne işimiz var, Karabağ’da ne işimiz var, Türk dünyası teşkilatlarında ne işimiz var diyenlerle bir arada değiliz. Biz Allah’a çok şükür partinizin üyeleriyle beraber Büyükçekmece’de terör örgütü uzantısının eş başkanı ile zeytin ağacı dikenlerle de beraber değiliz. Biz YPG’ye, PYD’ye terör örgütü diyemeyenlerle de beraber değiliz. Biz terörist Demirtaş ile kahvaltı rüyası görenlerle de beraber değiliz. Makam, mevki, koltuk, her şey sizin olsun İbrahim Bey. Ben doğup büyüdüğüm, gözümü açtığım MHP’nin sade bir üyesi olmaktan şan duyarım, şeref duyarım, onur duyarım. 20 yıldır bu teşkilatın her kademesinde, ilçe yöneticiliğinden MYK üyeliğine kadar görev yapmış bir kişiyim. 2014 yılındaki tweetlerimle benim ülkücülüğümü, milliyetçiliğimi, hele hele MHP’yi sorgulamak senin asla haddin değildir İbrahim Bey.” ifadelerini kullandı.