Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milli Savunma Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, Türkiye'nin geliştirilmesi planlanan milli entegre hava savunma sistemi "Çelik Kubbe" hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Bağcıoğlu, bölgede yaşanan son gelişmelerin, Türkiye'nin hava tehditlerine karşı tedbir alması gerektiğini vurguladı ve "Çelik Kubbe" sisteminin geç kalınmış ancak çok önemli bir adım olduğunu belirtti.
Genel Başkan Yardımcısı Bağcıoğlu, geçmişte milli hava savunma sistemlerine yeterli önemin verilmediğine dikkat çekerek, 1990'larda milli gemi dizayn ve inşası için gösterilen vizyoner yaklaşımın, aynı dönemde milli hava savunma sistemleri için de gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Bağcıoğlu, "Eğer bu adım o zaman atılmış olsaydı, bugün çok daha kabiliyetli ve etkin bir sisteme sahip olabilirdik" dedi.
CHP Milli Savunma Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu'nun değerlendirmeleri şöyle:
Bölgemizde RF - Ukrayna, İsrail - HAMAS arasındaki çatışmalar, Kızıldeniz’de Husilerin deniz trafiğine saldırıları; balistik ve seyir füzeleri, taarruzi insansız hava araçları ve değişik tiplerdeki dronları tehdit olarak gündeme getirmiştir. Bu durum, ülkemiz için hava tehditini öncelikli ve tedbir alınması gereken birinci öncelikli risk alanlarından biri haline getirmektedir.
Devletlerin hava savunmalarını milli hava savunma sistemleri ile dışarıya bağımlı olmadan sağlamaları hayati önemi haizdir. Bu çerçevede; 1960’lı yıllardan itibaren değişik devletler tarafından entegre hava savunma sistemleri oluşturulmaya başlanmış, bu sistemler tehdit durumuna bağlı olarak geliştirilmiştir. Türkiye için Çelik Kubbe sistemi geç kalınmış ancak çok önemli bir adımdır.
Bu noktada üzülerek belirtmek isterim ki; 1990’larda Milli Gemi dizayn ve inşası için gösterilen vizyoner yaklaşım aynı dönemde milli hava savunma sistemlerinin geliştirilmesi için gösterilseydi şu anda çok kabiliyetli ve etkin bir sisteme sahip olabilirdik.
DENİZ BİLEŞENİ EKSİKLİĞİ
Çelik Kubbe’ye ilişkin aldığımız ilk bilgilerden sistemin; karaya konuşlu sensör, sistem ve silahlar ile elektronik harp, uydu ve karar destek bileşenlerinden oluşacağını anlıyoruz. Bence burada en büyük eksiklik deniz bileşeninin yer almamasıdır. Denizlerle çevrili tüm devletlerin entegre hava savunma sistemleri incelendiği taktirde; hava savunma harbi muhribi veya fırkateynlerinin bu sisteme dahil edildiği ve gemiler ile tehdidin ana karadan uzakta karşılandığı görülür.
Deniz kuvvetleri unsurlarının hareket kabiliyeti, seyyaliyet özelliği ve ileriden savunma imkanı entegre hava savunmasına büyük katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla bu projeye mutlak suretle TF 2000 hava savunma muhripleri de dahil edilmelidir.
S-400 UYUMU
Diğer bir konu da Kara, Deniz ve Hava kuvvetlerinin sisteme entegre olmasını sağlayacak bir yapının tesis zorunluluğudur. Dolayısıyla burada kuvvet harekat ihtiyaçlarının da göz önüne alınması gerekir. Tamamen milli bir sistem olacak Çelik Kubbe sistemine, S-400 hava savunma sisteminin dahil edilmesi teknik ve bilgi güvenliği açısından sıkıntılara neden olabilir.
Bu yüzden S-400 hava savunma sisteminin Çelik Kubbe’den ayrı ve bağımsız olarak, kendi sensör ve silah sistemi ile kullanılması daha uygun olacaktır. Bu durumun sistemin harekat kabiliyetini ve etkinliğini düşüreceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak, uğruna büyük bedel ödediğimiz bu sistemin atıl olmasına da izin verilmemelidir.
Ayrıca, ara dönemde caydırıcılık tesisi ve imkan kabiliyetlerimizi dosta - düşmana göstermek için mevcut durumda hazır olan milli hava savunma sistemleri ve S- 400 hava savunma sistemi ile Ateş Serbest benzeri bir tatbikat planlanması da değerlendirilmelidir.
Son olarak; bölgemizdeki başka bir devletin benzer sisteminin Demir Kubbe olarak adlandırıldığı da dikkate alındığında milli sistemimize daha özgün bir isim bulmamızın uygun olacağını değerlendiriyorum.