CHP Yurt Dışı Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tahsin Tarhan, varlık fonuna devredilen şirketlerin zarar ettiğini; Hazine garantili projelerle kamu kaynaklarının boşa akıtıldığını ve bu sırada hükümetin komisyonculuk yaptığını belirtti.
Varlık Fonu Yokluk Sonu
Kâr eden Kamu İktisadi Teşebbüslerinin (KİT) Türkiye Varlık Fonu (TVF) bünyesine alındıktan sonra zarar ettiğini ifade eden Tarhan, “BOTAŞ en fazla kâr eden kurumlardan biriydi, 2017’de 3,3 milyar lira kâr etmişti. Fona devredildikten sonra toplam 26 milyar lira zarar etti. Geçtiğimiz yıl Merkezi bütçeden 126,2 milyar lira BOTAŞ’a aktarıldı. Şimdi farklı bir isimle şirket kurarak özelleştirmeyi planlıyorlar. Varlık Fonuna devredildikten sonra KİT’lerin mali yapısı bozuluyor. ÇAYKUR, TÜRKŞEKER, PTT, Et ve Süt Kurumu (ESK) yıllardır üst üste zarar ediyor. Varlık Fonu’na devrinden sonra bu dört şirketin toplam zararı 8 milyar lira. Adı ‘varlık’ olan fonun, sonu zarar oluyor. Çünkü Fona aktarılan işletmeler TBMM denetiminden çıkarılıyor. Liyakatsizlik ve denetimsizlik nedeniyle kamusal zarar oluşuyor” dedi.
Garanti Yoksa Hizmet De Yok
Kamusal zararın devam ettiği diğer bir alanın Yap İşlet Devret (YİD) projeleri olduğunu belirten Tarhan, hazine garantisi olmayan projelerin tamamlanmadığını ifade etti. Tarhan’ın sözlerinden devamla: “Kamusal projelerde hazine garantisi olmayan işler yarım kalıyor. Hükümetin bu konudaki beceriksizliği ortada. Bursa’da Demiryolu projesi için Bursa, Balıkesir ve Bilecik'te acele kamulaştırma kararıyla binlerce parsel arazi kamulaştırıldı. 4 defa yüklenici firma değişti. Her gelen kazanacağı meblağı aldıktan sonra işi bıraktı. 10 milyar lira tutarındaki proje için 2012’de temel attılar, güya 2016’da bitecekti. Keza Çukurova’da yapılması planlanan Havalimanı, 2013’ten beri bitmiyor. 8 milyon metrekare tarım arazisini kamulaştırdılar; 9 kere ihale, 3 kere temel atma töreni yapıldı. Bitiş tarihi 7 kez değişti. Neden bitmedi? Çünkü hazine garantisi yok. Üstelik Hükümetin iş bitirme becerisi de zayıf.”
Komisyoncu Hükümet Vatandaşa Külfet
“Sloganları neydi, ‘yaparsa Ak Parti yapar’ diyorlardı. Yapılan projelere baktığımız zaman hepsinde özel şirketleri görüyoruz ve hazineden, döviz kuruna bağlı garanti verilmiş oluyor. Dolar arttıkça faiz ve maliyet de 4 -5 katına çıkıyor. Hükümet olarak, kamunun üstlendiği projeler ya yarım kalıyor ya da tamamen terk ediliyor. Ancak hazineden garanti varsa proje tamamlanıyor. En büyük zarar da işte bu garantili projelerden kaynaklanıyor. Hastanede hasta garantisi, köprü ve otoyolda araç geçiş garantisi, Hızlı Tren için yolcu garantisi veriliyor.”
“1.5 milyar dolar maliyetli Osmangazi Köprüsü için şimdiye dek 5,5 milyar dolar garanti ödemesi yapıldı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü 3 milyar Dolar’a mal oldu. 4 köprü parası eritti. ‘Devletin cebinden 1 kuruş çıkmayacak’ dediler, yapılmış 2 köprü için şimdiye kadar 8 köprü parası ödendi. Üstelik gelecek nesillerimizi de borçlandırdılar. Hükümetin burada yaptığı nedir? Yandaşa verilen ihaleden komisyon almak dışında ne yapıyor? Komisyoncu hükümet, vatandaşa hizmet getirmiyor, aksine külfet oluyor.”