Eğitimde müfredat konularına değil, onların öğrencilere ne şekilde aktarıldığına odaklanılması gerekliliği vurgulandı. Burak Balkaya "Eğitimde 150-200 yıllık sanayi devriminin izlerini taşıyan bir sistemle devam ediyoruz. Birçok branş ve alanda gelişmeler yetersiz kalıyor" dedi.
Son yıllarda "sürdürülebilirlik" konusu eğitim camiasının en önemli konularından biri haline geldi. Florya Uğur Koleji Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Burak Balkaya, eğitimde "anlam kazandırılan müfredat" ve "güçlü mali yapı" ikilisinin sürdürülebilirliği sağladığına dikkat çekti.
Okulların sürdürülebilir eğitim-öğretimi sağlamaları için 21'inci yüzyılın ihtiyaçlarına yönelik eğitim vermelerinin önemine dikkat çeken Florya Uğur Koleji Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Burak Balkaya, "Günümüz yetkin insan özellikleri müfredatta tanımlanmalı. Okullar müfredatlarda neyin işleneceğine değil, konuların nasıl işleneceğine odaklanmalılar. Bir konunun neden işlendiğini öğrenciye anlatarak eğitim sürecini manalaştırmalılar. Eğitimde 150-200 yıllık sanayi devriminin izlerini taşıyan bir sistemle devam ediyoruz. Birçok branş ve alanda gelişmeler yetersiz kalıyor." diye konuştu.
"Birçok kazanımı, değeri ve erdemi bu çatının altına alabiliriz"
Dünyada en büyük sorunlardan bir tanesinin müfredatın öğrenciyi içine çekememesi olduğuna değinen Burak Balkaya, "Eğitim-öğretimde öğrencilerin yetkinliklerinin geliştirilmesi göz ardı edilmemeli. En önemli yetkinlik insanın hayatta kalma becerilerinin geliştirilmesidir; iletişim, özgüven ve girişimcilik de bu yetkinliği oluşturan en önemli yapı taşlarıdır. Birçok kazanımı, değeri ve erdemi bu çatının altına alabiliriz. Devamsızlıklar diğer ülkelerde de büyük bir problem haline gelmiş durumda. Öğrenciyi işlenilen konuların bir parçası haline getirmek, öğrencileri okulun yönetimi içinde söz sahibi yapmak önemli. Ancak bu adımlar atılarak okullar ve öğrenciler arasında karşılık fayda sağlanabilir ve sürdürülebilir bir eğitim altyapısı oluşturabiliriz." dedi.
"Eğitim sektöründe özellikle planlanan ile gerçeğin örtüşmesi elzemdir"
Özel okullarda kurumların sürdürülebilirliğine de değinen Burak Balkaya, "Okul varlık planlaması çerçevesinde baktığımız zaman, her kurumun aslında minimum 5 yıllık kurumsal projeksiyonlarının olması gerekir. Kurumun kadro ve altyapı planlaması da bu projeksiyonlar üzerinden yapılmalıdır. Yapılan yatırımların içerisinde işletme sermayesinin hacmi ilk yıllarda büyük öneme sahiptir. Bunun dışında gelir ve gider kalemleri çok belirlidir. Burada önemli olan nakit akış dengesini iyi ve kötü senaryolar göz önüne alarak kurmaktır. Finansal olarak bazı avantajlı görünen konular aslında riskleri oluşturur. Örneğin; erken dönem kayıt tahsilatlarının bilanço içerisinde farklı yorumlanması ve bu kaynakların farklı yatırımlara dönüştürülmesi okulları zora sokmaktadır. Eğitim sektöründe özellikle planlanan ile gerçeğin örtüşmesi elzemdir. Bu disiplin eğitim kurumlarının sürdürülebilir varlığını sağlamak için yeterlidir." diye konuştu.
Kaynak: IHA