Şehit Mit Mensubunun İfşa Edilmesi Davasında Karar

Libya'da görev yaptığı sırada şehit düşen MİT mensubunun kimlik bilgilerinin ifşa edilmesine ilişkin 8 sanığın yargılandığı dava karara bağlandı.

Libya'da görev yaptığı sırada şehit düşen MİT mensubunun kimlik bilgilerinin ifşa edilmesine ilişkin 8 sanığın yargılandığı dava karara bağlandı. Mahkeme, tutuklu 3 sanığın tahliyesine karar verirken, Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç'ı 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Murat Ağırel, Aydın Keser ve Ferhat Çelik'i 4 yıl 8 ay hapse mahkum eden mahkeme, Barış Terkoğlu ile Eren Ekinci'nin beraatine karar verdi.

Libya'da görev yaptığı sırada şehit düşen MİT mensubunun kimlik bilgisinin ifşa edilmesine ilişkin OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, OdaTV Haber Müdürü Barış Terkoğlu, OdaTV muhabiri Hülya Kılınç, Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel'in de aralarında bulunduğu 3'ü tutuklu 8 sanığın yargılandığı dava karara bağlandı. İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu tutuklu sanıklar Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç ile tutuksuz sanıklar Barış Terkoğlu ve Mehmet Ferhat Çelik katılırken, tutuksuz sanık Eren Ekinci SEGBİS aracılığı ile bağlandı. Duruşmada, CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, CHP Milletvekilleri Sera Kadıgil, Mahmut Tanal, Sibel Özdemir, Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Hüda Kaya, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu'nun da aralarında bulunduğu birçok isim davada izleyici olarak yer aldı.

"Hülya Kılınç ya da şehidimiz Manisalı olmasaydı bu haber yapılmayacaktı"

Tutuklu sanık Barış Pehlivan mütalaaya karşı yaptığı savunmasında, "Şehit MİT mensubuna dair fotoğraflar ve bilgiler, OdaTV'den çok önce açıklandı, yayınlandı ve yayıldı. Yani bizim yayınladığımız haberde şehit MİT mensubuna dair bize özel hiçbir yeni olgu yok. Bu gerçeğe rağmen biz hem şehidin ailesini hem de MİT Kanunu'nu düşünerek ekstra bir hassasiyet gösterdik. Ve daha önce ifşa olmasına rağmen, şehidin soy ismini, ailesinin isimleri ile soy isimlerini, cenazenin kaldırıldığı köyün adını yayınlamadık. Nihayetinde basit denklem şu: Hülya Kılınç ya da şehidimiz Manisalı olmasaydı bu haber yapılmayacaktı. Diğer MİT mensubunun cenaze haberinin OdaTV'de olmaması da bunun kanıtı" ifadelerini kullandı.

"Günler öncesinden on binlerce kişi tarafından paylaşılmış ve yayılmıştı"

Arkasında herhangi bir güç olmadığını belirten sanık Ağırel, "Söz konusu tweeti bana attıran veya attırabilecek kimse de yoktur. O tweeti bana attıran duygu, bu vatana olan sevgimdir. Özellikle burada kendimi değil gazeteciliği savundum. Her koşulda da savunmaya devam edeceğim. Ben gazeteciyim ama bana bugün gazetecilik dışında hangi mesleği yapmak istersin diye sorsalar; herhalde bu davanın savcısı olmak isterim derdim. İddia makamının iddia ettiği gibi şehitlerimizin fotoğrafları, ad ve soyadları ilk benim tarafımdan değil, günler öncesinden on binlerce kişi tarafından paylaşılmış ve yayılmıştı" ifadelerini kullandı.

"Tahliye olduğumda salonu üzüntüyle terk ettim"

Savunma yapan tutuksuz sanık Barış Terkoğlu ise, "3 ay önce tahliye kararım okunduğunda bu salonu üzüntüyle terk ettim. Çalışma arkadaşım Barış Pehlivan vedalaşırken, "Sen buraya geri dönmeyeceksin ben çıkacağım ona göre" diye beni uyardı." diye konuştu.

"Fotoğraflar gizli çekilmemiştir"

Haberi yazan tutuklu sanık Hülya Kılınç ise, "Hangi bakış açısıyla okursanız sadece cenaze haberi olduğunu görürsünüz. Haberde yayınlanan fotoğraflarda MİT mensuplarının olduğunu bilmiyordum. Bilmem de mümkün değildir. Eğer MİT mensubu olduğunu bilmeyenler hakkında suç isnadı yapılmıyorsa benim içinde yapılmamalıdır diye düşünüyorum. Şehidin cenazesinde çekilen fotoğraflar gizli çekilmemiştir. Akhisar Belediyesi'nden temin edilmiştir" dedi.

Duruşmada söz alan diğer sanıklar ve sanık avukatları mütalaaya karşı savunma yaparak beraate ilişkin taleplerini dile getirdi.

Mahkeme başkanı, kararın açıklanacağını söyleyerek sanıklara son sözlerini sordu.

Son sözleri sorulan tutuklu sanık Hülya Kılınç, "Yapmış olduğum iş gazetecilik faaliyetidir. Suçlamaları kabul etmiyorum beraatimi talep ediyorum" dedi. Son sözü sorulan tutuklu sanık Barış Pehlivan ise, "Ben gazeteciliği başka şekilde yapmayı bilmiyorum. Böyle de devam edeceğim" ifadelerini kullandı.

Diğer sanıklar da son sözlerinde beraatlerini talep etti. Mahkeme heyeti, son sözlerinin alınmasının ardından karar arası verdi.

7 sanığa beraat

Mahkeme heyeti, sanıklar Aydın Keser, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Eren Ekinci, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik ve Murat Ağırel'in "Devletin güveliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklamak" suçundan haklarında kamu davası açılmış ise de sanıklara yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması sebebiyle beratlerine karar verdi.

Sanıklar Barış Pehlivan ile Hülya Kılınç'a "İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçundan 3 yıl 9'ar hapis cezası veren mahkeme, Murat Ağırel, Ferhat Çelik ve Aydın Keser'i aynı suçtan 4 yıl 8'er ay 7 gün hapse mahkum etti.

Heyet, Barış Terkoğlu ile Eren Ekinci'nin "İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçundan beraatine hükmetti. Firari sanık Erk Acarer'in dosyasının ayrılmasına karar veren mahkeme, tutuklu sanıklar Barış Pehlivan, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel'in tahliyesine karar verdi. Mahkeme, tahliye edilen sanıklar için yurt dışına çıkış yasağı yönünde adli kontrol tedbiri uygulanmasına hükmetti.

CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, kararın açıklanmasının ardından adliye önünde beraat ve tahliye kararlarına ilişkin kısa bir açıklama yaptı.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede tutuklu sanıklar Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Yeniçağ yazarı Murat Ağırel, Hülya Kılınç, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ferhat Çelik, Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser ile Akhisar Belediyesi basın biriminde sözleşmeli memur olarak çalışan tutuksuz sanık Eren Ekinci ve hakkında yakalama kararı çıkarılan sanık Erk Acarer'in, "devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken bilgileri açıklama" suçundan 10'ar yıla, "istihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek" suçundan ise 9'ar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.

Kaynak: IHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

ASAYİŞ Haberleri