Özellikle Osmanlı Devletinde geniş yer bulmuş olan “Sadaka Taşları” ihtiyacı olana incitmeden vermenin araçlarından biri olmuştur. Eyüp Belediyesi ise, medeniyetimizin bu mihenk taşlarından biri olan sadaka geleneğini sürdürmek amacıyla gelirinin Sadaka Taşı Derneği üzerinden, belirlenen ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacağı projeyi hayata geçirerek yaşatmaya başladı. Ramazan'ın gelmesiyle birlikte yolu Eyüp'e düşen bu maddi ve manevi geleneği yaşatmanın idrakine varmak isteyen herkes bu sayede hayır yapmanın tadına varıyor.
Sadaka Taşları genellikle 2 metre boyunda, silindir şeklinde cami, çeşme ve hastane gibi işlek yerlerde olabildiği gibi, sadakayı alanın da verenin de kimsenin görmeyeceği tenha yerlere koyulan taşlar, bu açıdan da asalet ve merhametin simgesi olarak kültürümüzde önemli bir yer kaplıyor. Sadaka Taşları, sürekli olarak Nişanca'da, Eyüp Sultan Camisi'nde, Caferpaşa Medresesi'nde, Zal Mahmut Paşa Camisi'nde ve Piyer Loti'de olmak üzere 5 ayrı noktada var.
Sadaka taşı nedir?
Osmanlı İmparatorluğu'nda uygulanan sadaka taşları genellikle 2 metre boylarında, silindir şeklinde olup şehirlerde, kasabalarda cami, çeşme yanı, hastane gibi yerlerde kurulan yardım taşlarıdır. Sadaka taşları işlek yerlerin dışında sadakayı alanın da vereninde kimse tarafından görülmediği tenha yerlere de kurulurdu. Eski İstanbul'da bilindiği kadarıyla Üsküdar çarşısındaki Mimar Sinan’ın yaptığı hamamın karşısında Gülfem Hatun Camii’nin avlusu, Üsküdar Doğancılar, Karacaahmet ve Fatih semtindeki Kocamustafapaşa gibi tarihi birçok yerde bulunurdu. Osmanlı toplumunda uygulanan bu hayır hasenat bir zarf içerisinde camilerdeki sadaka taşlarına bırakılması ve ihtiyacı olanların da bu serbestliği istismar etmeden o zarfın içerisinden sadece ihtiyacı olan kadarını almaları ile bilinirdi.
Kaynak: istanbulajansi