(Fotoğraf eklendi)
Kriz kahini" olarak bilinen ünlü ekonomist Nouriel Roubini, Türkiye ekonomisi ile ilgili, "Global hassasiyetleriniz fazla; ama insana yatırım yapıp mali politikaları sıkılaştırarak yatırım çekebilirsiniz" dedi.
Dünyayı çevreleyen değişimin beraberinde getirdiği sosyal, ekonomik, çevresel, jeopolitik, kültürel ve eğitim alanındaki sorunlar; Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından düzenlenen 28. Kalite Kongresi'nde mercek altına alındı.
Roubini, konuşmasında önce global ekonomi, sonrasında da Türkiye ekonomisine ilişkin öngörülerde bulundu.
"Türkiye'nin son 20 yılına baktığımızda büyük bir ekonomik başarı görüyoruz" diyen Roubini, "Ekonomik büyüme, yabancı yatırımlar, ekonomideki çeşitlenme ve teknoloji konularında pek çok yol alındı" dedi ve ekledi:
"Yurtiçi talep ve ihracatın büyüdüğü bir dönem yaşandı. Stratejik lokasyonu sayesinde dünyanın her yeriyle iş yapabilen bir ülkesiniz. Doğu ile batının tam ortasında yer alan ülkeniz lojistik açıdan önemli merkez. Çalışan genç bir kesim var. Bu gelişmelerle kişi başına düşen gelir arttı. Türkiye mali politikalarla güçlendi. 2015 yılından bu yana reformlarda yavaşlama oldu, makroekonomik hassasiyetler ortaya çıktı. Büyük bir cari açık sorunu var, kamuda açıklar var. Kredi politikası nedeniyle enflasyonda artış yaşandı."
Sözlerini, "2018'in ikinci döneminden itibaren bir resesyondan bahsedebiliriz Türkiye için. Ancak bu yıl iyileşmeler yaşanmaya başladı" diye sürdüren Roubini, "Turizmin katkısıyla cari açık azaldı. Öte yandan bu durum yapısal değil, döngüsel. Evet, ekonomi iyileşmeye başlıyor ama bu iyileşme kırılgan ve suni. Parasal politikaların biraz daha sıkı olması gerekiyor çünkü içerde ve dışardaki gelişmeler hassasiyetleri artırıyor. İç talep hala biraz zayıf. Nüfusunuz genç, her yıl milyonlarca ye yaratmanız gerek. İnovasyon ve teknolojiye yatırım yapın, maliyetleri düşürün ki yeni yatırımlar ortaya çıksın. Ve bu arada insan sermayesi çok önemli, insana yatırım yapmanız gerekiyor. Ve demokratik yapılanma ile kuvvetler ayrılığı bir ülke için çok önemli. Bu konularda iyi olursanız bu ortam doğrudan yatırımların gelmesini de hızlandıracaktır" ifadelerini kullandı. Roubini, Türkiye'ye ilişkin sözlerini "Genel olarak, rekabet gücüne sahip, dikkat çekici özel sektör ve girişimcileri, işleriyle bu ülkenin geleceğine, ekonomi politikaları doğru yolda ilerlediği taktirde iyimser bakıyorum" diyerek bitirdi.
Bu yıl "Çözüm Özünde – Fix The Basics!" ana temasıyla gerçekleştirilen kongrenin açılış konuşmasını yapan KalDer Başkanı Görgün Özdemir, "Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmemiz, sorunların çözümüne ilişkin güçlü bir iradenin oluşturulmasına bağlı" diye konuştu.
Özdemir, teknolojinin gelişmesiyle dünyanın hızlı bir değişimden geçtiğini, bu dönüşümün insanlığın pek çok sorunla karşı karşıya olduğu gerçeğini değiştirmediğini vurguladı. Özdemir, "Küresel ısınma, açlık ve yoksulluk, gelir dağılımındaki eşitsizlik, göçler, kadının iş yaşamına katılımı, eğitime erişim ve fırsat eşitliği ve daha birçok sorun insanlıktan çözüm bekliyor. Dünyamız çok çarpıcı bir paradoksun içinde. Bir taraftan küreselleşme ve iletişim, sınırları yıkarken, diğer taraftan ülkelerin arasına yüksek taş duvarlar örüyoruz. Dünyada zenginlik artıyor ancak 2 milyar insan yoksulluk sınırında. 753 milyon kişi açlık sınırındayken, her 4 yetişkinden biri obezite sorunları ile uğraşıyor. Yılda 270 milyon çocuk eğitim alamıyor, 150 milyonu ise çalışmak zorunda kalıyor. Dünyamız bunun gibi pek çok sorunla karşı karşıya" dedi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Y. Koç da, "Daha iyi, daha müreffeh, daha rekabetçi, daha istikrarlı, lider, daha mutlu, kısacası potansiyelini aşan bir Türkiye için hepimizin sorumlulukları var. Bu yolculukta, toplumun tüm kesimleri ve elbette bizler iş dünyası, odağına insanı koyan çözümlerin arayışında üzerimize düşenleri yerine getirmeliyiz. Zira demokrasinin özünde insan var. O zaman çözüm de insandır. Çözüm biziz. Hepimiz" diye konuştu ve ekledi:
"Demokrasi kurum ve kurallarıyla yerleşmeden, hukukun üstünlüğü esas alınmadan sürdürülebilir büyümenin ve refahın sağlanması da çok zor. Üstelik sağlıklı işleyen bir demokrasinin varlığı yakın gelecekte büyük yatırımlar açısından belki de en önemli karar unsuru haline gelecek. Düzenleme çerçevesinin rasyonel temeller üzerine bina edildiği, karar mekanizmaları şeffaf olan, hesap verebilirliğin ilke kabul edildiği, hak aramanın kurumsal sigortaları bulunan ülkeler uluslararası sermayenin yatırımlarında ön plana çıkıyor. Farklı bakış açılarının tolere ve hatta teşvik edildiği demokratik toplumların eğitim sistemleri de sorgulayan, itiraz edebilen ama uzlaşı da arayan, değişimle barışık, lider özellikli genç nesiller yetiştirebiliyorlar. Yarının bilinmezliklerine yol alırken, iddia ve vizyon sahibi tüm ülkeler ve şirketler böylesi gençlerin rehberliğine ihtiyaç duyacaktır. Yani iyi işleyen bir demokrasi, bir ülkenin insan sermayesi açısından da olmazsa olmazıdır." (Fotoğraflı)
Kaynak: DHA