Asırlık Gelenek Mahyacılık
Asırlardır yaşayan bir gelenek olan mahyalar, özellikle Osmanlı döneminde Ramazan coşkusunun, rahmete şükrün bir ifadesi olarak çok önemsenirdi.
Mahya kurmak, bir caminin iki minaresi arasına gerilen bir halattan küçük lambalar sarkıtarak gece karanlığında okunabilen sözcükler yazmak, tasvirler yapmaktır. Bu geleneğin amacı, Allah’a şükür yanında, insanları iyiliğe yöneltmek, sevaplara teşvik etmek ve çocuklara Ramazan ayını sevdirmektir.
Mahyacılık sanatı, günümüzde teknikleri ve uygulamaları farklılaşsa da devam etmektedir. Çünkü artık yağlarla yakılan kandiller yerine elektrik lambaları kullanılmaktadır. Eskiden mahyalarda sadece sözler değil hünkar kayığı, savaş topu, kız kulesi ve köprü gibi şekiller de ipler arasında yakılan kandillerle resmedilirdi.
Şerefelerden yanlara doğru açılan iplerdeki kandillerden minarelerin renkli kaftanları gökyüzünü ve şehri aydınlatır; büyük küçük herkesi başka âlemlere taşıyan mahya seyirleri saatler sürerdi.
Ancak görülen o ki mahyalar camilerin kalem misali minareleri arasına dizilen inciler olarak daha uzun zaman dünün şehirlerine olduğu gibi bugünün kentlerine tebessümü öğretecekler...
Kaynak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi