Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, Türkiye'nin yaşanan gelişmelere biraz daha mesafeli durmayı seçeceğine ve Türkiye'nin gerçekçi, ılımlı ve makul davranacağına dikkat çekti. Prof. Dr. Aybar, İran'ın ABD üslerine saldırmasının dünya ekonomisine olası etkisi için de, "Döviz kurlarında da petrol fiyatları gibi dalgalanma beklememiz mümkün, ancak bu küresel iktisadi dengeleri çok değiştirecek düzeyde olmayacak" dedi.
İran Devrim Muhafızları Ordusu, Irak'ın Anbar ve Erbil şehirlerindeki ABD askerlerinin de konuşlu olduğu hava üslerine balistik füzelerle saldırı düzenledi. İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar da, saldırı sonrası dünyanın ekonomi ve siyasi nasıl etkileneceğiyle ilgili yorumlarda bulundu.
"TÜRKİYE GELİŞMELERİ SOĞUKKANLI TAKİP EDECEKTİR"
Türkiye'nin yaşanan gelişmelere biraz daha mesafeli durmayı seçeceğine ve Türkiye'nin tutumunun ılımlı ve gerçekçi olacağına dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar şunları söyledi:
"Türkiye batı ittifakının bir parçası ve NATO üyesi bir ülke. Ancak İranla da iyi ilişkiler geliştirmeye çalışan bir ülke. Suriye'nin kuzeyinde İran ile birlikte bir Astana süreci var ve bunun devam etmesi konusunda Türkiye iki tarafı da itidalli ve ılımlı olmaya davet ediyor. Uluslararası hukuku harekete geçirmeye çalışacak. Türkiye bu konudaki çatışmaların daha da büyümemesi için bir takım girişimlerde bulunması gerekiyorsa, bu tür girişimlerde bulunacak. Bölgedeki çatışmanın hiç kimseye fayda getirmeyeceği anlayışıyla hareket edecek ve bölgedeki çatışmaların azaltılması, yok edilmesiyle ilgili yapılması gerekenleri tartışmaya açacak. Bunun arkasından uluslararası hukuku harekete geçirecek bir kongre toplayabilir Türkiye. Önemli olan Suriye'deki çatışmaların özellikle Türkiye hududuna doğru harekete geçmiş İdlib menşeili göç hareketinin azaltılması için İran'ın da bölgeye yönelik politikalarını daha ılımlı ve uyumlu hale getirmeye davet edecektir. Türkiye mesafeli bir şekilde gelişmeleri uzaktan soğukkanlı bir şekilde takip edecektir"
İRAN'IN TEPKİSİNİN BOYUTU
Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, "İran'ın, Kudüs Kuvvetleri Komutanı Kasım Süleymani'nin ABD tarafından öldürülmesine karşılık olarak Irak'taki Amerikan üslerine yönelik füze saldırısı şeklindeki tepkisi beklendiği gibi askeri alanda oldu" dedi ve ekledi:
"Diğer yandan vurulan hedeflere isabet yüzdesi, neden olduğu kayıplar ve yaptığı hasar göz önünde bulundurulduğunda bu tepkinin çatışma ve gerilim riskini yaygınlaştırma konusunda İran'ın daha makul ve gerçekçi bir yerde durduğunu da gösteriyor. İran'ın tepki dozunun bu seviyede olmasının ardında yatan ana nedenin rejimin İran içi iktidar kavgasını tetikleme riskini kontrol edilebilir düzeyde tutma arzusunun yatıyor. Süleymani'nin devre dışı kalmasının İran'daki reformist kanadın kendisine iktidar içi alan açma fırsatını doğurduğu düşüncesi yaygınlaşıyor"
Prof. Dr. Aybar şunları söyledi:
"ABD'nin İran'a yönelik uzun zamandan beri uygulamakta olduğu iktisadi ve siyasi yaptırımların toplumda yarattığı ama bir şekilde rejim tarafından idare edilebilen huzursuzluklara bu perspektiften bakıldığında İran'ın tepkisinin durumu daha da ağırlaştırabilecek bir bölgesel savaşı çağıran düzeyde olmaması açıklığa kavuşuyor. Mevcut Asya jeopolitiği içinde, özellikle Çin ile yakınlaşan ilişkilerin geleceğinin fazla ileri gitmeyeceği giderek daha da belirginleşmesi, Amerika'ya karşı yapılan misillemenin daha ciddi tepkileri tetiklemesini arzu etmeyen bir İran'la karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz"
BÖLGE ÜLKELERİ SALDIRIDAN NASIL ETKİLENECEK?
ABD üslerine yapılan saldırının bölge ülkelerini nasıl etkileyeceği ile ilgili de yorumlarda bulunan Aybar, "Karşılıklı tepkilerin ve misillemelerin devam edeceği konusunda tarafların birbirlerine karşı kullandıkları söylemler, kontrollü bunalıma devam etmek niyetinde olduklarını gösteriyor. Burada kontrolün kimin elinde olacağı, inisiyatifi ele geçirmeye yönelik eylemleri, girişimleri bekleyebiliriz. Şu aşamada görünen ABD'nin bunalım kontrolü konusunda daha önde olduğu ve inisiyatifi ele geçirdiği. İran seçtiği hedeflerle ABD'nin çevresini boşaltmak, Orta Doğu'da yalnızlaştırmak ve diğer aktörleri bu gerilim içine çekmeye çalışmak stratejisini uyguluyor. İsrail dahil, İran- ABD geriliminden yorgun olan bölge ülkelerinin bu çatışmalardan uzak kalmaya çalışacağı beklenebilir. Bu gerilimin bölgesel savaş tehdidini arttırdığı açık ama jeopolitik gerçeklik ve sonuçları itibariyle bakıldığında bu tür bir savaş senaryosunun en azından şu aşamada gerçekçi olmadığı söylenebilir. ABD'de İran'da tehdit altında. Ama daha önemlisi uluslararası hukuki ve kurumsal düzenlemeler tehdit altında. Bu tür dişe diş mücadeleler pek çok kurumsal yapıyı devre dışı bırakarak ilerliyor. Ancak şu aşamada İran'ın, özellikle İran'daki geniş halk kesimlerinin gelişmelerden daha olumsuz etkilendiğini söylemek mümkün" diye konuştu.
"EKONOMİYİ ÇOK ETKİLEMEYECEK"
ABD üslerine yapılan saldırının ekonomiyi etkilemesinin petrol fiyatlar üzerinden olacağını belirten Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, "Belirsizlik ve gerilim petrol fiyatlarını yukarı yönde hareketlendirebilir. Ancak gerilimin başladığı andan bugüne kadar baktığımızda, petrol fiyatlarının çok oynak olmadığını ve belli bir seviyeden geriye döndüğünü görebiliyoruz. Petrol fiyatlarını oynatabilecek olan piyasa algısı bu gelişmelerden çok da olumsuz etkilenmedi. Bunun arkasından ciddi bir çatışma beklemediğinin işaretini veriyor piyasalar. Bu petrol fiyatlarının kontrol altında tutulması hem İran'ın hem de Rusya'nın iktisadi güçlenmesini belli bir seviyede tutmakla bağlantılı olarak petrol tekellerinin ve petrol fiyatlarını belirleyen oligopollerin seçeceği bir politika olacak. Bu anlamda hem gerilimin tırmandırılması hem de petrol fiyatlarının kontrol altında tutulmasını baskılayacak olan bir ABD ile karşı karşıyayız. ABD'nin İran'a karşı girişeceği eylemlerde petrol fiyatlarının kontrol altına tutulması tarafından belirlenecek. Döviz kurları da petrol fiyatlarının dalgalanmasına koşul olarak onlarda da dalgalanma beklememiz mümkün ama Asya borsasına baktığımızda ve Asya'daki gelişmelere bakıldığında bu gerilim dünyayı çok da fazla iktisadi bir dalgalanmaya götürmeyecek. Bugünden böyle bir sonuca ulaşmamız mümkün" şeklinde konuştu.
Kaynak: DHA