Paris gezi rehberi bünyesinde en fazla zaman harcayacağınız konuyu anlatmaya başlıyorum müasdenizle. Zaman harcayacağınız diyorum çünkü özellikle Louvre başta olmak üzere müzeler ve saraylar içerik açısından 1-2 günde tamamı gezilecek yapıda değiller. Bu nedenle iyi bir planlama yapmak, hatta Paris seyahatlerini temalara ayırmak sizin için daha yararlı olabilir.
Hazır müze ve saraylardan bahsetmişken gezi listenizin ilk sıralarına Paris denildiğinde Eyfel Kulesi ile birlikte akla gelen ilk yerlerden birisi olan Louvre’ü, en önemli koleksiyonunu empresyonist tabloların oluşturduğu Orsay’ı yazabilirsiniz.
Saraylar arasında Lüksemburg ve Versay hem görkemli mimarileri hem de dönümler boyunca uzanan bahçeleriyle ilgiyi üzerlerine çekiyor.
Zafer Takı ile Concorde Meydanı arasında uzanan dünyaca ünlü Şanzelize Caddesi ise gerek alışveriş gerekse de sosyal olanaklarıyla kentin ikonik yerlerinden bir tanesi.
Mimariye önem verenler için sarayların dışında görülmesi gereken yerleri Notre Dame Katedrali, Sacre Coeur Bazilikası, Opera Binası ve Pantheon şeklinde sıralayabilirim.
Kutsal emanetlere ev sahipliği yapan Sainte Chapelle ile Napolyon Bonapart’ın mezarını bulunduğu Les Invalides de mimarileri ile kente zenginlik katan yapılar arasında.
Sanatla ve kültürel aktivitelerle iç içe olmak istediğinizde rotanızı adını Fransa’nın eski cumhurbaşkanından alan Pompidou Merkezi’ne çevirebilirsiniz.
Eğlence denildiğinde akla Montmartre sınırları içerisindeki Moulin Rouge gelirken, Paris Yer Altı Mezarları konuklarına kentin bir başka yüzünü gösteriyor. Açılışı 1804’te yapılan Pere Lachaise ise heykelleriyle bir mezarlıktan çok açık hava müzesini andırıyor.
Kısacası imkanınız varsa mutlaka parisi gezmelisiniz…