Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, "Bağışıklık sistemimizin güçlü olması bu dönem için en önemli kalkanımız. Eğer vücudumuzun savunma sistemi güçlü ise viral enfeksiyonlara yakalanma ihtimalimiz de bir o kadar düşük. Bunun için de, antioksidan içeriği yüksek besinlerin beslenme planına dahil edilmesi kendimiz ve sevdiklerimiz için yapacağımız en büyük iyilik. Antioksidan açısından en zengin doğal gıdaların başında propolis geliyor. Bunun yanı sıra; arı sütü, ham bal, arı ekmeği, polen, kırmızı ginseng, soğan, sarımsak, zencefil, zerdeçal da bağışıklığı destekleyen önemli besinler"" dedi.
Ofislerde temizlik protokolleri oluşturulması gerektiğini ifade eden Samancı, bu protokollerin uygulanıp, uygulanmadığına dair kontrollerin yapılmasının çok büyük önem taşıdığını belirtti. Belirlenen kuralların yeni normale uygun olması gerektiğini dile getiren Samancı, "Gıda sektöründe zaten hali hazırda uygulanan hijyen tedbirlerimiz uzun yıllardır var. Ancak içinde bulunduğumuz süreçte ekstra tedbirlere ihtiyacımız var. Bunların başında sosyal mesafe ve sürekli maske uygulaması geliyor. Bu iki çok önemli kuralı hayatımızın temel prensibi haline getirmek zorundayız. Ayrıca el hijyenimize ekstra önem göstermemiz gerektiği de aşikar. İş yerlerinde bu kuralları sürekli hatırlatan uyarılar bulunmalı ve çalışanlarında birbirlerini bu kurallar konusunda uyarması gerekiyor" dedi.
"Alanların havalandırılması çok önemli"
Bir odada aynı anda sınırlı sayıda kişinin bulunması gerektiğini anlatan Samancı, "Ofis düzeninin bu kişilerin arasında da en az 2 metre mesafe olacak şekilde ayarlanması gerekiyor. Ek olarak, sosyal mesafe ve az kişi kuralını korumak adına vardiyalı çalışma sistemi de çözüm olabiliyor. Girişlerde çalışanların ateşlerinin ölçülerek maske takılması zorunluluğu getirilmesi, ofisteki herkesi korumak adına önem arz ediyor. Kendini hasta hisseden ya da hastalık belirtisi gösteren çalışanların ise ofise kesinlikle gelmemesi gerekiyor. Bu gibi durumlarda ise şirketin çalışana izin vermek konusunda esnek olması en önemli önceliklerden. Ofislerin ve şirket araç ve servislerinin her gün mutlaka dezenfekte edilmesi, hijyenin sürekliliği açısından gerekli hale geldi. Ofisin her köşesine el dezenfektanları yerleştirilmesi ve çalışanların sık sık kullanıma teşvik edilmesi önemli. Ofislerde ortak alanlarda devamlı temas edilen kahve makinesi, asansör düğmeleri, kapı kolları gibi noktalara temas sonrası el hijyeni mutlaka sağlanması gerekiyor. Ofis alanlarının düzenli olarak havalandırılması da ayrıca çok önemli" diye konuştu.
"Antioksidan içeriği yüksek besinler tüketilmeli"
Pandemi sürecinde teması arttıran faaliyetlerin yapılmaması gerektiğine dikkat çeken Samancı, sözlerine şöyle devam etti: "Yeni normalde, artık hepimizin bireysel olarak birtakım kurallara uygun olarak yaşamamız zorunlu. Tokalaşmayı ve sarılmayı çok seven bir toplum olmamıza rağmen şu süreçte teması arttıran bu faaliyetleri yapmamak gerekiyor. Kalabalık ortamlara mümkün olduğu kadar girmemek ve her daim maske kullanmakta dikkat etmemiz gereken diğer önemli hususlar. Kolonya gibi bir el dezenfektanını sürekli çantamızda bulundurmamız da yarar var. Hapşırık ya da öksürük sırasında, maskeli ya da maskesiz fark etmeksizin, ağzı bir kağıt mendil ile kapatmak ve o mendili hemen çöpe atmak gerekiyor. Eğer mendile ulaşılamıyorsa ise ağzı dirsek içi ile kapatmak alternatif çözüm olarak kullanılabilir. Bağışıklık sistemimizin güçlü olması bu dönem için en önemli kalkanımız. Eğer vücudumuzun savunma sistemi güçlü ise viral enfeksiyonlara yakalanma ihtimalimiz de bir o kadar düşük. Bunun için de, antioksidan içeriği yüksek besinlerin beslenme planına dahil edilmesi kendimiz ve sevdiklerimiz için yapacağımız en büyük iyilik. Antioksidan açısından en zengin doğal gıdaların başında propolis geliyor. Bunun yanı sıra; arı sütü, ham bal, arı ekmeği, polen, kırmızı ginseng, soğan, sarımsak, zencefil, zerdeçal da bağışıklığı destekleyen önemli besinler"
Gıda Yüksek Mühendisi Aslı Elif Tanuğur Samancı, güçlü bir bağışıklık sistemi için en az 10 oranında saf anadolu propolisi içeren propolis damladan tüketilmesi gerektiğini belirterek, "Yetişkinlerin günde en az 20 damla, çocukların ise günde en az 10 damla tüketmeleri tavsiye ediliyor. Hastalık ya da halsizlik durumunda bu miktarın 4 katına çıkarılması gerekiyor. Bunun yanı sıra, ham bal, arı sütü, ginseng, zencefil, zerdeçal içeren karışımlardan da her gün 1-2 tatlı kaşığı tüketilebilir. Ayrıca, yeterli su tüketimini de atlamamak gerekiyor. Yetişkin bir bireyin günde yaklaşık 2-2,5 litre su tüketmesi gerekiyor. Bu miktar, bireysel farklılıklar gösterdiği için kgx30 ml şeklinde hesaplanarak gün içerisinde ne kadar su tüketmemiz gerektiğini belirleyebiliyoruz" diye konuştu
Kaynak: IHA