-“SOMA DAVASINDA AİLELERİN VİCDANINI RAHATLATACAK BİR KARAR ÇIKMADI”
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Özgür Özel, Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamın üzerinden 8 yıl geçtiğini belirterek, “Dava ailelerin vicdanlarını rahatlatmaktan çok uzak biçimde neticelendi. Birbirlerine günahları üzerinden bağlı olan bir çetenin talimatıyla her ne kadar üzerinde cübbe de olsa sadakati kanunlara, adalete, ahlaka değil; onu özel görevlendirenlere olanlar bu kararı verdi. Bu kararda imzası olanların da onlara talimat verenlerin de, Soma’nın acısına kayıtsız kalarak bu kararı sahiplenenlerin de peşinde olacağız. Bu dava bir daha görülecek ve o zaman adalet tecelli edecek” ifadesini kullandı.
CHP’li Özel, yaptığı yazılı açıklamada, 13 Mayıs 2014’te yaşanan Soma katliamının üzerinden 8 yıl geçtiğini belirterek, “Tarihimizin en büyük iş cinayetinin üzerinden 8 yıl geçti. 301 madenci yaşamını yitirdi. 402 çocuk yetim kaldı. Kazadan 7 ay önce 23 Ekim 2013’te TBMM Başkanlığı’na Soma’da madenlerdeki iş kazaların artması nedeniyle bir araştırma komisyonu kurulmasını talep etmiş, kazadan 20 gün önce bir grup önerisiyle konuyu TBMM Genel Kurulu’na taşımıştık. O gün, ‘En güvenli maden’ dedikleri Soma’da 301 madenciyi kaybettik. Sermaye, siyaset ve sarı sendika üçgeninde göz yumulan ihmaller ve daha fazla üretim baskısı, tarihin en ağır iş cinayetine neden olmuştu” dedi. Özel, şunları kaydetti:
SOMA ARAŞTIRMA KOMİSYONU RAPORUNUN KAPAĞI HALA AÇILMADI
“Kazadan hemen sonra Recep Tayyip ‘Bunlar olağan şeyler, bu işin fıtratında var’ demiş; 1862’de İngiltere, 1906’da Fransa’da olan kazalardan örnekler vermişti. Bu vurdumduymazlık da Tayyip Erdoğan’ın müşaviri Yusuf Yerkel’in attığı tekme de unutulmadı. Ama o gün tüm Türkiye, ‘Unutursak yüreğimiz kurusun’ demişti bir ağızdan. Biz unutmadık, Soma unutmadı ama birileri unuttu. Kamuoyu baskısı azaldı ve dava ailelerin vicdanlarını rahatlatmaktan çok uzak biçimde neticelendi. Siyasi sorumlulara dokunulmadı. Kurulan Soma Araştırma Komisyonu raporunun kapağı hala Yürütme organı tarafından açılmadı, önerileri dikkate alınmadı. Madencilik politikası yeniden yapılandırılmasından, maden işletmelerindeki taşeronluk sisteminin ivedilikle kaldırılmasına, kaçak çalıştırılan maden işletmelerine ağır cezaları verilmesinden, kaynakların doğru yönetimi için Maden Bakanlığı kurulmasına, ocak içinde gazların merkezi izleme sisteminde bulunmasının zorunlu hale getirilmesinden, ölçüm sensörlerinin eski imalat sahaları gibi riskli yerlere konulmasına bir dizi öneri raflarda bekliyor.
BU DAVA BİR DAHA GÖRÜLECEK
301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın ardından açılan davaya da müdahale edildi. Aytaç Ballı isminde tüm ailelerin rıza gösterdiği, evlatlarının hakkını savunacağına inandığı genç, namuslu bir hâkim vardı. Karardan hemen önce Aytaç Ballı’yı değiştirdiler. Yerine maden kazası davalarında ölenleri suçlu gösteren bir hâkim getirdiler. Herkes, 301 kez ceza verileceğini beklerken, o hâkim; 10’ar, 15’er yıl verip, ‘Bunu istemeden yaptılar’ diyerek, herkesi salıverdi. 30 Eylül 2020 günü Yargıtay 12. Ceza Dairesi toplanarak, ‘Göz göre göre yakmışlar, göz göre göre öldürmüşler insanları, böyle karar mı olur?’ dedi. 5 üyesi vardı, 5-0’la kararı bozdular. ‘Bunları yeniden yargılayın, 301’er kez ölümden ceza verin’ dedi. Yargıtay’da bu kararın ardından 3 hâkim değiştirildi. Biri AKP’nin en makbul bürokratlarından Kenan İpek olmak üzere kendi kararlarını 3’e 2 bozdular. Akhisar’da yeniden görülen davada, istenilen karar çıktı ve Yargıtay’da bu karar onaylandı. Birbirlerine günahları üzerinden bağlı olan bir çetenin talimatıyla her ne kadar üzerinde cübbe de olsa sadakati kanunlara, adalete değil; onu özel görevlendirenlere olanlar bu kararı verdi. Bu kararda imzası olanların da onlara talimat verenlerin de, Soma’nın acısına kayıtsız kalarak bu kararı sahiplenenlerin de peşinde olacağız. Bu dava bir daha görülecek ve o zaman adalet tecelli edecek.”