İstanbul Ses Gazetesi'nden Kasım Aydın'ın sorularını cevaplayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Necdet Gökçınar, " Bizim 103 bin oy çok kıymetli hale geldi, böyle bir dayanıksız politikalar. Üzüntüyle seyrediyoruz. Çok da meşgul değiliz. Ben vatandaşlarla meşgulüm. Aziz seçmenlerimize nasıl oy vermeleri gerektiğini söylüyorum" dedi
Yanlış yapılmasın diye çalışıyoruz oy verme işleminde. En sonunda "Başkan kime verelim oyu?" dediklerinde de "Bana verin" diyorum. Baştan "Bana verin" demiyorum. Evvela zihnimizi, kriterlerimizi ortaya koyalım. Filancanın boyu çok uzun, yakışıklı, sürekli de gülüyor. Böyle seçim olmaz. Filme artist mi seçiyoruz. O diyor ki "Her şey çok güzel olacak", "Sizi çok seviyorum". Bundan da olmaz. Sevgi sözleri ben de söyleyeyim o zaman, ne kadar kolay değil mi? Öbür taraf da aynısını yapıyor. İşte diyor ki "Sevdam İstanbul" falan. Geçen gün böyle bir benzetme yaptım da arkadaşlar güldü. "Yahu" dedim, "Seçim atmosferinde miyiz, Yeşilçam platosunda mıyız?" Bugün İlçe başkanımız Halid Özgür Atak ve 31 Mart'da Kağıthane belediye başkan adayımız Zeynel Keskin burada, Bakın tam karşımızda Ucuz sebze stantları hemen yanımızda İstanbul'u böylemi yönetmeyi düşünüyorlar. Şimdi "Ben bundan vazgeçmem oy vereceğim" dediğinde, aslında diyorsun ki "Beni biraz daha borç altına sok." bu böyle olmaz. Bence kimse böyle bir şey demez, yanılarak der. "Peki ne yapayım Necdet Bey?" Söylüyorum, ben bütçeyi denk yapacağım, denk bütçede borç olmaz. Borç olmayınca faiz olmaz, oraya gidenler sana döner, sen de metrobüse binersin püfür püfür evine gidersin. Benim insanım böyle bir şey demez. Ama yanıltılabilir, medya tarafından, siyasiler tarafından." dedi
YSK gerekçeli kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Necdet Gökçınar , " YSK gerekçeli kararını ben okumadım, çünkü 250 sayfalık bir kararın neresini okuyayım? Ama oradaki şey, iptal gerekçesi, sandık kurullarını iyi oluşturamamışım, bunlar devlet memuru olacakmış, meğerse devlet memuru olmayanlar da varmış. Efendim, bir kere seçimin iptal edilmesi o kadar ekstrem bir şey ki. Kitaba göre seçimin iptal edilmesi mümkün değil. Kanunu ben biliyorum, şimdi seçimi iptal eden bir kararın gerekçesini okumaya da gerek yok. Saçma olacağı oradan belli" dedi
"Mağdur olanı seçtik, 17 senedir kurtulamıyoruz"
Necdet Gökçınar , " Ama bir de böyle ortaya dökülen şeyler var, efendim orada sandık başkanı gözüne bakıyormuş da, hangi partiye oy vereceğini anlıyormuş da, pusulayı ona vermiyormuş da. Bunları mı konuşacaktık seneler sonra? Şuna dikkat edin, her mağdur olanı başkan seçersek, işte 2002'de şiir okudu, mağdur oldu diye seçtik 17 senedir kurtulamıyoruz. "E ben bu şehre ihanet ettim" diyen insanlara "Gel biraz daha ihanet et" mi diyelim. Senin elinden tutup oy verdiremem. Ama açıkça diyor ki "Ben bu şehre ihanet ettim". Bu partinin İstanbul'da tek bir oy alamaması lazım. Ben söylesem suç olur, kendi söylüyor. Sen buna oy vererek ne diyorsun biliyor musun? "Gel biraz daha ihanet et". Bunu yapmayın niye yapıyorsunuz? Koskoca İstanbul, düzeltilemeyecek bir sürü hata var. Düzelecek inşallah, bir ucundan tutacağız. Ancak bu Allah'ın yardımı ve halkımızın bilinçli kararıyla olacak" diyerek konuşmasına son verdi