Muharrem Erkek:
-“Bülent Öz’ün sabah evini bastınız, evini aradınız, belediyeyi bastınız, belediyeyi aradınız; hiçbir şey bulamadınız. Bizim evlerimizde ayakkabı kutuları olmaz, bizim hiçbirimizin olmaz hiçbirimizin! Bizim vergi cennetlerinde offshore hesaplarımız olmaz, bizim para transferlerimiz olmaz.”
-“Anayasamız ne diyor? ‘Suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz’, nokta. Aynen böyle yazıyor kelime kelime. Daha yargılama bile başlamadı herkes suçlu ilan etti, bu kadar kolay mı insanları lekelemek.”
-“ İçişleri Bakanlığı kontrolörlerinin tespit ettiği 2 milyon 600 bin lira kamu zararı var Çan’da önceki dönemde. Raporla tespit edilmiş, ‘27 Şubat 2018 tarihli satış işlemi sebebiyle…’ Bakın, 27 Şubat 2018, 2 milyon 668 bin 550 lira. O dönemin dolar kuru ile 700 bin dolar, bugünün 12 milyonu, kamu zararı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu soruşturma izni verdi mi? Vermedi”
-“ Bu karar da siyasi baskıyla alınmıştır. Bırakın yargılansın, mahkeme bir karar versin. Oturmuşlar beyefendiler İçişleri Bakanlığında mahkemeyi de kurmuşlar, hükmü de kurmuşlar, seçilmiş belediye başkanını görevden uzaklaştırıyorlar. Ama hiç merak etmeyin, ilk seçimden sonra bu hukuksuzlukların hepsi yargı önünde hesap verecek.”
-“En kısa zamanda tüm milletvekillerimizle birlikte İçişleri Bakanlığı’na gideceğiz. Muhterem İnce’yle Süleyman Soylu bizi karşılasın. Orada da bir basın toplantısı yapacağız. Çan için, Yalova için, hukuksuzluğa haksızlığa, uğramış tüm belediye başkanlarımız için İçişleri Bakanlığına da gideceğiz.”
Cumhuriyet Halk Partisi Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, bugün, Çan Belediye Başkanı Bülent Öz’ün görevden uzaklaştırılması ile ilgili açıklama yaptı.
Belediye Başkanı Öz’ün görevden alınmasıyla Çan halkının iradesine büyük saygısızlık yapıldığını kaydeden Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Erkek, “Seçimle gelen seçimle gider. Daha Bülent Öz hakkında iddianame bile yok ortada” dedi.
Erkek, Çan Menderes Parkı’nda yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
ÇAN HALKININ İRADESİNE BÜYÜK SAYGISIZLIK
Çok değerli hemşerilerim, saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler, saygıdeğer Çanlılar ve sevgili Bülent Öz; hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Niçin bugün burada toplandık, Çan Menderes Parkında? Son dönemde adaletsizlikler o kadar büyüdü ki. Aslında bu son kararla Çan’ın Seçilmiş Belediye Başkanı Bülent Öz’ü görevden uzaklaştırmadılar değerli hemşerilerim, Çan halkının, Çan seçmeninin iradesine büyük saygısızlık yaptılar. Seçimle gelen, seçimle gider, daha Bülent Öz hakkında iddianame bile yok ortada.
HİÇBİR ŞEY BULAMADINIZ!
Şimdi sizlerle birçok şey paylaşacağım, bunları lütfen her yerde anlatın; komşularınıza anlatın, arkadaşlarınıza anlatın, Çanlılara anlatın, kahvelerde anlatın. Gerçeğin üzerine hiçbir güç örtemez değerli hemşerilerim, hiçbir güç. Sevgili Bülent Özü de Çan halkı zaten çok iyi tanıyor.
Şimdi bu elimdeki görevden uzaklaştırma kararı. Hemşerimiz Sayın Muhterem İnce‘nin de uygundur imzası var. Hemşerimiz ama Çan halkının iradesini gasp etmekten de geri kalmıyor beyefendi! Ve Süleyman Soylu‘nun ‘olur’u. Şimdi ne yazıyor burada biliyor musunuz? Bülent Öz’ün ihtilaf içerisinde olduğu kişilerin iddiaları yazıyor. İddialar sıralamışlar ve ondan sonra diyorlar ki “Efendim soruşturmanın selameti için görevden uzaklaştırıyoruz. Sağlıklı soruşturma ve inceleme yapılabilmesi için.” Aynen böyle yazıyor. Şimdi İnce’yle Soylu‘ya da geleceğim. Bülent Öz’ün sabah evini bastınız, evini aradınız, belediyeyi bastınız, belediyeyi aradınız; hiçbir şey bulamadınız. Bizim evlerimizde ayakkabı kutuları olmaz, bizim hiçbirimizin olmaz hiçbirimizin! Bizim vergi cennetlerinde offshore hesaplarımız olmaz, bizim para transferlerimiz olmaz merak etmeyin. Ama sizler öyle bir ahlaksızlığın ve çürümüşlüğün içerisine düşmüşsünüz ki. Cumhuriyet savcılarına da sesleniyorum; seçilmiş bir belediye başkanını sabah altıda, eşinin ve kızının yanından gözaltına aldırmak nedir ya? Siz nasıl hukukçusunuz? Ben de 20 yıl ceza avukatlığı yaptım. Davet etseniz gelir seve seve ifade vermeye. Ondan sonra hiçbir şey bulamadınız. Belediyedeki bütün evrakları ve ihale dosyalarını da aldınız. Bütün tanıkları da dinlediniz. Neyi engelleyebilir ya sevgili belediye başkanı? Burada öyle yazıyor. Her şeyi topladınız, bütün delilleri topladınız.
DAHA YARGILAMA BİLE BAŞLAMADI, HERKES SUÇLU İLAN ETTİ
Şimdi, Anayasamız ne diyor? Bunu niye söylüyorum? Hemşerimiz Sayın Muhterem İnce Sayıştay üyesi seçildi biliyorsunuz, hülleyle Anayasa Mahkemesi üyesi yapacaklar- İrfan Fidan olayını hatırlayın, Sezgin Baran Korkmaz dosyasından, Yargıtay’a üye seçtirdiler, Yargıtay’da bir dosyanın dahi kapağını açmadan Yargıtay kontenjanından Anayasa Mahkemesine- beyefendi de Sayıştay’dan gidecek. Gidecek, Anayasa’da bizim haklarımızı savunacak. Koruyacak hak ve özgürlükleri; seçme, seçilme hakkı gibi, masumiyet karinesi gibi. Ama bu işler o kadar basit değil tabii. Hukuk görevini kötüye kullananları, yasanın verdiği yetkiyi kötüye kullananları sonuna kadar takip eder. Bunları da takip edecek. Şimdi niye söylüyorum bunları? Anayasamız ne diyor? “Suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz”, nokta. Aynen böyle yazıyor kelime kelime. Memlekette de ne kadar çok saray soytarısı varmış, gerçekten üzülüyor insan. Daha yargılama bile başlamadı herkes suçlu ilan etti, bu kadar kolay mı insanları lekelemek. Sevgili Bülent Öz yargılanacak belki beraat edecek ki kuvvetle ihtimal beraat edecek. Öyle diyor Anayasa. Ki bu beyefendi AYM üyesi olacak, bizim hak ve özgürlüklerimizi savunacak. İşte böyle yozlaşmış bir iktidarla karşı karşıyayız. Ya ortada daha iddianame yok, bırakın mahkeme kararını! Anayasa ne diyor? Mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar hiç kimseye suçlu muamelesi yapamazsınız diyor. Daha ortada iddianame yok, bırakın mahkeme kararını müfettiş raporu yok. Ara bir rapor vermiş müfettiş bey, herhalde çok baskı yedi, dayanamadı bir şeyler yazmak zorunda kaldı; ama belediyede de inceliyor inceliyor bir şey bulamıyor anladığım kadarıyla, yok çünkü. Belediyenin ihalelerinde bir usulsüzlük yok, ödemelerinde yok, bir kamu zararı yok. “Efendim Bülent Öz kuzeninden destek almış mı?” E madem kuzeniyle arası çok iyiydi, niye kuzeni şikayetçi oldu? “Efendim şundan 3 bin lira almış mı?” İddialar da bunlar!
İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU’YA: YA SENİ KİM AÇIĞA ALSIN!
Sevgili milletvekilimiz bahsetti; İçişleri Bakanlığı kontrolörlerinin tespit ettiği 2 milyon 600 bin lira kamu zararı var Çan’da önceki dönemde. Raporla tespit edilmiş, “27 Şubat 2018 tarihli satış işlemi sebebiyle” Bakın, 27 Şubat 2018, “2 milyon 668 bin 550 lira.” O dönemin dolar kuru ile 700 bin dolar, bugünün 12 milyonu, kamu zararı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu soruşturma izni verdi mi? Vermedi, kamu zararı ile ilgili, vermedi. Çok soylu davranışlar sergileyen biridir kendisi, İçişleri Bakanı değil “Suç İşleri Bakanı.” Ya seni kim açığa alsın ya! Bir sene oldu, bir sene, koskoca İçişleri Bakanısın, televizyonda milletin huzurunda, “Mafyadan her 10 bin dolar alan siyasetçi var, ismini Cumhuriyet Savcılığına vereceğim” dedin, bir sene oldu, seni bekliyor Cumhuriyet Savcısı, isim vereceksin hala! Veremezsin çünkü vesayet altındasın sen de! Bunların hepsi; işte Muhterem İnce’sidir, Süleyman Soylu’sudur, bunlar sarayın emir kulları olmuşlar. Ama bu düzen değişecek tabii ki; onlar sanıyorlar ki saray hep orada duracak, gün gelecek devran dönecek, herkes hukuk önünde hesap verecek.
Bizler yalnızca ve yalnızca hukuka bağlıyız. Buradan savcılara, yargıçlara da seslenmek istiyorum; sizlerin de bir tek efendisi vardır; o da hukuktur, hukuk, bu siyasi baskıların altında artık ezilmeyin. Ayıptır, günahtır; seçilmiş bir belediye başkanı bir yargı kararı olmadan görevden uzaklaştırılamaz, olmaz! Yargılanır, hüküm giyer, başımızın üstüne.
BU KARAR SİYASİ BASKIYLA ALINMIŞTIR
Şimdi ben size bir karardan alıntı yapacağım. Bir ağır ceza mahkemesi kararı, bakın mahkeme kararı. Çok sanıklı bir dosya, karar vermiş mahkeme. İki tane sanık hakkında da; birinde ihaleye fesat karıştırmadan, birinde de rüşvet almaktan ceza vermiş, bu iki sanık da belediye başkanı. Şimdi mahkeme kararından bir bölüm okuyacağım size, çok kısa. Sanıklardan -isimlerini söylemeyeyim, gerçi biliyor herkes de, iki tane AK Partili belediye başkanı- biri ihaleye fesat karıştırmadan, biri rüşvetten hüküm giymiş, mahkeme kararı. Daha Çan’da iddianame bile yok ya ortada, ne bu aceleniz? Diyor ki; “Sanıklar hakkında verilen mahkumiyet kararlarının kesinleşmesi beklenmeksizin İçişleri Bakanlığı’na gereğinin takdir ve ifası için bildirimde bulunulması…” Mahkeme kararında yazıyor, gerekçeli kararda. Mahkeme bildirimde bulundu, ne yaptı İçişleri Bakanı, Suç İşleri Bakanı? Görevden uzaklaştırmayı bırakın, çağırdı bu iki belediye başkanını makamda birlikte poz verdi, ihaleye fesat karıştırma ve rüşvet…
İşte böyle yozlaşmış bir iktidarla karşı karşıyayız. Bu iktidarla sonuna kadar mücadele edeceğiz arkadaşlar, hiç kimsenin endişesi olmasın.
Ya Süleyman Soylu; şu an memleketin en ağır sorunu, en yakıcı sorunu uyuşturucu. Aileler çok iyi biliyor; anneler, babalar, öğretmenler, gençler, memleketin her köşesinde uyuşturucu ticareti nasıl biliyor musunuz? Çok üzülerek söylüyoruz bunu. Çünkü neden? Uyuşturucu baronları korunuyor. Ya sen bu işlerle uğraşsana, seçilmiş belediye başkanlarını görevden uzaklaştırmayla uğraşacağına! Zavallı biridir, bakın burada açıklıkla söylüyorum, zavallı biridir, zavallı.
Bu karar da siyasi baskıyla alınmıştır. Bırakın yargılansın, mahkeme bir karar versin. Oturmuşlar beyefendiler İçişleri Bakanlığında mahkemeyi de kurmuşlar, hükmü de kurmuşlar, seçilmiş belediye başkanını görevden uzaklaştırıyorlar. Ama hiç merak etmeyin, ilk seçimden sonra bu hukuksuzlukların hepsi yargı önünde hesap verecek.
TÜKENMİŞ, BİTMİŞ BİR İKTİDAR VAR
Şimdi bu örnekleri verdim ki böyle örnek çok var Türkiye’de, mesela Yalova belediye başkanımız hala göreve iade edilmiyor, mahkeme bilirkişi raporu istedi bilirkişi raporu belediye başkanımızın işlenen suçla hiçbir illiyet bağının olmadığını oy birliğiyle açıkça ortaya koydu, göreve iade etmiyorlar. Yalova’da nasıl bir durum var biliyor musunuz? Yalova’da muhasebede çalışan bir eleman maalesef, insan, dışardan biriyle uzun yıllar tahrifat yapıyor evrakta, zimmet yapıyor, uzun yıllar sürüyor bu uzun yıllar, hatta müfettişler tespit etti 2009’a kadar indiler. Bunu niye söylüyorum? Lütfen çok dikkatli dinleyin, 2009’a kadar indi müfettişler, 2009 2010’a kadar indi, yani bu suç o kadar eski; gelmiş, gelmiş, gelmiş, gelmiş, tabii kamu zararı var. Bizim belediye başkanımız ne zaman seçildi? 2014. Ki seçilir seçilmez bakanlığa, valiliğe yazılar yazdı, “Gelin lütfen denetim yapın” diye, bu suç ortaya çıkınca da öğrenir öğrenmez kendisi savcılığa bildirimde bulundu. Şimdi bizim belediye başkanımız ağır ceza mahkemesinde yargılanıyor, görevden uzaklaştırıldı. E önceki belediye başkanı, 2009 - 2014 arasındaki? Onun da suçu olmadığını düşünüyorum ben, ama biri hakkında hiçbir soruşturma bile yok, biri ağır ceza mahkemesinde yargılanıyor. İşte adında adalet olan partinin adaleti de bu, bunları onun için paylaşıyorum. E sen Çanakkale’de ne yapıyorsun, işte Biga Gümüşçay Beldesi! Orada da belediye başkanının bir suç olmayabilir ama personel bir suç işlemiş. CHP’li belediye olsa herhalde sabah evinden gözaltına aldırdınız.
Zulümle abad olunur mu ya? Zulümle gidenin sonu ne olur, güce tapanların olduğu yerde adalet olur mu, gücün haklı çıktığı yerde adalet olur mu? Ama bunların hepsine son vereceğiz bakın göreceksiniz. Her zaman söylüyoruz; artık tükenmiş, bitmiş bir iktidar var. Güvenini tamamen kaybetmiş onun için hiçbir sorunu çözemiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar ekonomik krizi de çözemezler çünkü güvenlerini kaybetmişler. Onun için değişim şart, Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı olacaktır ilk seçimde. Ve böyle çizme giyerek şov yapan bir İçişleri Bakanı değil, kahraman şerefli Türk polisinin, kahraman şerefli askerin arkasına sığınarak kahramanlık yapan bir zavallı değil; emniyetin de, yargının da üzerindeki siyasi iktidarın vesayetini tamamen ortadan kaldıracağız, tamamen.
Biz Çan’da yaşananları da biliyoruz, yarın öbür gün bütün gerçekler ortaya çıkar; kim kime ne yaptırdı, kim kime ne baskı yaptı, kim kimle ne menfaat ilişkisine girdi, hepsi ortaya çıkar, yeter ki işte o yargının üzerindeki baskı, emniyetin üzerindeki baskı ortadan kalksın.
BU YAŞANAN BÜYÜK BİR SİYASİ AHLAKSIZLIKTIR
Adaletsizlikler çok büyük olduğu için fakirleşiyoruz değerli hemşerilerim, saygıdeğer Çanlılar, onun için fakirleşiyoruz. Adaletin olmadığı yerde aş, iş, ekmek olur mu? Efendim diyorlar ki, “Dünyada da kriz var, onun için bizde de kriz var.” Ama dünyadaki kriz bizdeki gibi değil. Ukrayna, aylardır savaşın içerisinde, bombalanıyor, enflasyonu yüzde 14’lerde 15’lerde. Biz niye enflasyonda dünya şampiyonuyuz, neden? Bu kadar kötü bir yönetim hak ediyor muyuz biz? Ama bunların hepsinin temelinde işte adalet var. Adaletsizliğin olduğu yerde devlet olmaz, adaletsizliğin olduğu yerde insan olmaz. Ne güzel söylemiş değil mi şair, “Adaletsiz insan olur mu? Olur, olmaz olur mu? Ama olmaz olsun, olmaz olsun adaletsiz insanlar, olmaz olsun…” Çan halkının iradesine, demokrasiye bir darbe daha yapılmıştır. Bunları yapıyorlar diye bize bir milim adım attıracaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar. Siz Cumhuriyet Halk Partililerle mücadeleyi bırakın. Cumhuriyet Halk Partisinin il başkanlarıyla, belediye başkanlarıyla, Genel Başkanıyla mücadeleyi bırakın. Siz hayat pahalılığı ile mücadele edin, zamlarla mücadele edin, işsizlikle mücadele edin, yoksullukla mücadele edin. İnsanlar intihar ediyor. İçişleri Bakanı, o zavallı Soylu, Türkiye’de her gün ortalama bir polis intihar ediyor, intihar, mobbing dolayısıyla, ağır çalışma koşulları, baskılar nedeniyle.
Memleketi ne hale getirdiler, hala utanmadan konuşuyorlar, hala utanmadan böyle kararların altına imza atıyorlar. Ama bu imza atanların hepsini takip edeceğiz sonuna kadar. Hukuk takip edecek, hukuk. Hukukun bir iyi huyu vardır, her şeyi sonuna kadar takip eder, yaşamımızın sonuna kadar takip eder bizi. Süleyman Soylu da bakın göreceksiniz, bir gün gelecek, bağımsız ve tarafsız yargı önünde hesap verecek.
Siyasetteki bu kirliliği ortadan kaldıracağız, onun için diyoruz ya işte “İktidarımızın ilk bir haftasında, ilk çıkartacağımız yasa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden siyasi ahlak yasası olacak” diye. Çünkü bunların hiçbirinde siyasi ahlak kalmamış. Bu yaşanan da büyük bir siyasi ahlaksızlıktır; bekleyin bari bir iddianame düzenlensin, bir dava açılsın. Acaba Çan’da iktidarı Cumhuriyet Halk Partisinden alabilir miyiz? Alamazsınız kardeşim, alamazsınız. Emniyetin, yargının üzerinde baskı kurdular, yargı eliyle tutuklatarak çözmeye çalıştılar, başaramadılar.
EN KISA ZAMANDA TÜM MİLLETVEKİLLERİMİZLE BİRLİKTE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NA GİDECEĞİZ
İçişleri Bakanı orada hazır tabi, bir de bizim bir hemşerimiz var değerli, orada güzel çalışmalar yapıyor… Buradan sesleniyorum, en kısa zamanda tüm milletvekillerimizle birlikte İçişleri Bakanlığı’na gideceğiz. Muhterem İnce’yle Süleyman Soylu bizi karşılasın. Orada da bir basın toplantısı yapacağız. Çan için, Yalova için, hukuksuzluğa haksızlığa, uğramış tüm belediye başkanlarımız için İçişleri Bakanlığına da gideceğiz. Madem böyle istiyorlar, bundan sonra mücadele çok daha kararlılıkla devam edecek.
BİZE KATILIN
Değerli hemşerilerim; bu demokrasi mücadelesi, bu adalet mücadelesi, eşitlik, özgürlük kardeşlik mücadelesi. Çünkü otoriter, popülist tek adam rejimleri; adaletsizlikten beslenir, çatışmadan beslenir, kutuplaşmadan beslenir. Bizleri kutuplaştırmalarına izin vermeyeceğiz. Biz Millet İttifakı olarak; 85 milyon, barış içerisinde, huzur içerisinde, kardeşçe yaşamak istiyoruz. Ülkemizi bu kutuplaşma girdabından çekip çıkartacağız. Onun için Çan’dan da seslenmek istiyorum; tüm hemşerilerim, Çan’daki, Çanakkale’deki tüm hemşerilerim, bize katılın bu mücadelede, bize katılın. Adalet için bize katılın, eşitlik için bize katılın, özgürlük için bize katılın, hukuk için bize katılın.
Ve son olarak hiç merak etmesinler bu siyasi ahlaksızlar, hiç merak etmesinler, size en güzel cevabı önümüzdeki seçimde Çan halkı verecektir, Çan halkı!
Çok teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun diyorum.
Mücadeleye devam, sonuna kadar