Seksenli yılların ortalarında çıkan albüm satışlarının milyonları bulduğu dönemde sözleri Ahmet Selçuk İlkan’a, müziği Coşkun Sabah’a ait sevilen bir parça böyle demekte idi ‘ Haydi gel barışalım.’
Evet o yıllardan daha öncesinde başlayan ve kontrolsüz olarak devam eden yapılaşma büyük şehirlere hızlı göç ve ekonomik etkenler, şehirlerimizin plansız büyümesine neden olmuştu. Bu durum milyonları bulan ruhsatsız ve iskansız kaçak yapı stoku oluşturmuştu. Uzun yıllar boyunca bu yapıların alınması, satılması, kredilendirilmesi, intikalleri vb. konular hep bir problem olarak karşımıza çıkmıştı ve şimdi Devlet, vatandaşına ‘Haydi gel barışalım’ diyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız; 06.06.2018’de yayınladığı 3194 sayılı imar kanununa eklenen geçici 16.madde ile oldukça geniş kapsamlı bir imar barışı tebliğ etmiş oldu.
İmar barışı 31/12/2017 öncesi yapılan yapıları kapsamakta olup, 31/10/2018’e kadar müracaat edilmesi 31/10/2018 ‘e kadarda bedelinin yatırılmasını gerektirmektedir.
İmar barışı, genel anlamda tüm yapıları iki kategoriye ayırmakta; kat mülkiyetliler ve diğerleri.
Kat mülkiyetliler;
Anlaşılacağı gibi iskânını aldıktan sonra kat mülkiyetine de geçerek yasal sürecin tamamını yapmış fakat yapıda sonradan imara aykırılıklar yapılmış olanlar. Dubleks dairesini ayırmak bağımsız bölümüne eklentiler yapmak ortak alanlarda değişiklikler yapmak gibi.
Bu tür yapılarda aykırılık olan bağımsız bölüm bildirimde bulunarak, yapı kayıt belgesi oluşturacak ve bunun bedelini ödeyecek.
Diğerleri;
Diyebileceklerimiz ise kat mülkiyeti alınmamış tüm yapı sınıfları tapusuz alana yapılanlar, tapulu olup kaçak yapılanlar, tapulu ve ruhsatlı olup, ruhsata aykırılıkları olanlar, tapulu ve ruhsata uygun olsa da sonradan eklentiler yapılanlar, kat irtifakı olup da kat mülkiyetine geçişte sorunları olanlar.
Bu tür yapılarda ise, tüm bağımsız bölümlerin bildirilmesi, tüm yapıya ait yapı kayıt belgesi oluşturulması ve tüm yapı bedelinin yatırılması gerekmektedir.
Bu sürece, birinci etap dersek,
İkinci etabımızda da, zemin tespit tutanağı, yapının rölevesinin alınması ve mimari projesinin hazırlanması, bağımsız bölüm listeleri yönetim planı varsa yola terklerinin yapılması, kadastroda yapılacak cins değişikliği sonrasıTapu müdürlüklerinde ilk etapta yatırılan bedelin aynısı bakanlık hesabına yatırıldıktan sonra ruhsat ve iskan aranmaksızın kat mülkiyetine geçiş sağlanacaktır.
Tapusu olmayan bir arsa üzerinde ise,
Bu iki etap arasında, bakanlık tarafından beş yıla kadar taksitlendirilebilecek olan tapunuzu almanız gerekecektir.
Sadece yapı kayıt belgesini almış olmak bile yapının tüm imar cezalarını, tutanaklarını iptal edecek su, elektrik ve gazını alacak işyeri ise çalışma ruhsatını alacak, basit tadilat ve onarımlarını yapmasını sağlayacaktır. İkinci etabı tamamlamak ise, yapı için imar kanununa göre son nokta diyebileceğimiz kat mülkiyetine geçişi sağlayacaktır.
Bunlarında bedeli olarak, arsa ve yapı değerlerinin toplamının konutlarda %3+%3, ticaretlerde ise %5+%5 bedelleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hesaplarına yatırılacaktır.
Bu elde edilen kazanımlar müktesep hak olmayacak, yapı ömrünü tamamladığında yada kentsel dönüşümle yenilendiğinde mevcut durumdaki imar hakkına göre, yapılabilecektir.
Yapı Kayıt Belgesinin beyanında yapı sahipleri, zemin tespit tutanağının hazırlanmasında Harita Mühendisleri, Projelerin hazırlanmasında ise Mimarlar sorumlu olacak aksi bir durumda yalan beyandan Türk Ceza Kanunu’na göre yargılanabileceklerdir.
Uzun yıllardır arap saçına dönen birçok problemin pratik bir şekilde çözülmesi yanında, Devlet kasasına da hatırı sayılır bir kaynak aktarılmış olacak. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, İmar Barışı düzenlemesi kapsamında bugüne kadar 2.5 milyonu aşkın başvuru yapıldığını, 133 bin 64 yapı için "Yapı Kayıt Belgesi" verildiğini ve 650 milyon liradan fazla bedelin toplandığını bildirmiştir.
Tüm bunların yanında şehir ve çevre için estetik için doğa ve hayvanlar için güvenlik için birkaç küçük şart konabilseydi daha mı iyi olurdu diye düşünmüyor değil insan.
Sıvasız çirkin yapılar, ömrünü tamamlamış güvensiz yapılar, gereksiz birçok müştemilatı ile çevre kirliliği yapan yapılar asbest gibi zehirler barındıran yapılar vb. için birkaç dokunuş yapılabilirdi.
Dünyaca ünlü Mimarımız Koca Sinan’ın torunları olarak onu utandıracak o kadar çok şey yapmışken
dünyanın en güzel şehirlerinden İstanbul’a bu kadar ihanet etmişken bir daha İmar Barışına neden olacak şeyler, yapmayacağımızı umut ve temenni edelim.
Yahya Kemal’in baktığı gibi bir tepeden bakabileceğimiz Orhan Veli gibi gözlerimizi kapatıp, dinleyebileceğimiz Necip Fazıl gibi ruhumuzu eritip toprağına konduracağımız bir İstanbul bir Ülke dileyelim.
Sağlıcakla kalın.
Mecit Bülent Yeşil