Mardinli gençler, çektikleri "Sokakların Kanunu Ailene İyi Bak " filmi ile kadına şiddete hayır dedi. Gençler İstanbul ve Mardin'de çekimleri yapılan filmin eksik sahnelerini tamamlamak için destek bekliyor.
Gönüllü bir ekiple çekimleri gerçekleştirilen "Sokakların Kanunu Ailene İyi Bak" filminin fragmanı sosyal medyada yayınlandı. Fragmanı yüz binlerce kişi tarafından beğenilen filmde Mardinli gençler, şiddete uğrayan kadınların yaşadığı psikolojik travma ve sonrasında hayata tutunma çabalarını ele aldı. İstanbul ve Mardin'de birçok sahnenin çekimleri tamamlandı. Ancak filmin bazı sahnelerini çekmek için desteğe ihtiyacı olduklarını ifade eden gençler, filmde ayrıca çocuk istismarı ve hayvanlara yapılan şiddeti de konu aldı.
"Yaşanan bütün olumsuzlukları bir filimde toplamaya çalıştık"
Filmin yönetmenliğini yapan İbrahim Yılmaz, "Ben ve ekip arkadaşlarım toplumda yaşanan bütün olumsuzlukları bir filmde toplamaya çalıştık. Bizim şu anda fragmanımızın çekimleri ve montajı tamamlandı. Şu anda filmin geri kalanının sahnelerini çekmek için destek bekliyoruz. Çektiğimiz film İstanbul ve Mardin'de geçiyor. Öncelikle Mardin'e çekimleri tamamlamak için gittik. Mardin'de çekim için kaldığımız 15 gün boyunca bir sürü zorluklardan geçtik. Bize kimse herhangi bir destek vermedi, sadece çevremizdeki insanlar evlerini bize açtılar. Filmin devamını çekmek için destek bekliyoruz. Çok güzel şeyler çıkacağına inanıyoruz, çünkü hikayemiz çok güzel anlatıma sahip" şeklinde konuştu.
"Yaşanmış gerçek hikayelerden alınan konulardır"
Filmin görüntü yönetmeni ve yapımcısı Halil Tuncer, "Çektiğimiz filmde kadına şiddet, hayvanlara uygulanan şiddet, çocuk istismarı ve hayvanlara uygulanan eziyeti konu edindik. Ben ve ekip arkadaşlarım bütçemiz olmadan bu işe girdik. Kimseden maddi ve manevi bir destek almadık. Çok uğraştık, bundan sonrası için desteğe ihtiyacımız var. Tüm ekibim tamamen gönüllülük esasında çalışıyor. Anlattığımız olaylar kurmaca değildi. Yaşanmış gerçek hikayelerden alınan konulardır" dedi.
"Dayak yediği için ruhundaki yaralara değindik"
Ana karakterin aslında bir boksör olduğunu ifade eden filmin senaristi Güler Solum, "Filmde ailesine zarar gelme ihtimaline kadar ana karakter boksörlük yapmaya devam ediyor. Aslında acılar en çok kadınlardan geçiyor. Filmde kadınların derin yaralarına değinmek istedik. Örselenmiş kadınların psikolojik durumlarını da biz bu filmde anlatmaya çalıştık. Dayak yediği için ruhundaki yaralara değindik. Bir kadın ne kadar mutsuzsa bir erkek de o kadar yara alabiliyor. Bir kadın yara alıyorsa toplumun hepsi yara almış oluyor" ifadelerini kullandı.