Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi'nin Meclis'ten geçmesinin güvenlik dışında Doğu Akdeniz'deki enerji kaynakları içinde çok önemli olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, "Libya ile yapılan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması antlaşması ile Türkiye'ye oyun oynamak isteyenlerin oyununu bozduk. Bizim belki de 500 yıllık bir doğalgaz ihtiyacımızı burası giderecek. Ciddi bir doğalgaz oyuncusu olacağız. Doğu Akdeniz'de henüz enerji oyunu kurulamamıştır. O kurulduğunda önemli bir oyuncusu olacağız. Bu yeni durumu koruyup kollamak için Libya tezkeresi çıkmıştır" dedi.
Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi, TBMM Genel Kurulu'nda 184'e 325 oyla kabul edildi. İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu da tezkerenin Meclis'ten geçmesini Demirören Haber Ajansı'na değerlendirdi.
"LİBYA ARTIK BİZİM DENİZDEN KOMŞUMUZ"
Libya tezkeresinin bir zorunluluk olduğunu ve Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de karşı karşıya kaldığı durumun, adeta en uzun sahili olan ülkeyi denizsiz bırakma hamleleri yapılmasının tezkere ile engellendiğini dile getiren Hacısalihoğlu, "Kıbrıs'ın etrafındaki birçok haksızlıkla aslında oldu bittiye getirilerek, el konulmuş alanlardan başlayarak Türkiye'nin Antalya Körfezi'nden çıkışının olmaması için uğraşıldı. Doğu Akdeniz'de adeta donanması olmayan ülke kalmamıştır. Doğu Akdeniz'in doğal kaynaklarının kokusunu alan sömürgeciler devreye girmiş ve Doğu Akdeniz'e üşüşmüşlerdir. Burada kurdukları ikili-üçlü denklemlerle, paslaşmalarla Türkiye'nin buradaki haklarının ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin haklarının gasp edildiğini söylüyorduk. Libya'nın da münhasır ekonomik bölgesine ilişkin bir gaspa uğradığını söylüyorduk. Dolayısıyla bir an evvel Libya ile deniz yetki alanlarının belirlenmesi yani münhasır ekonomik bölgenin saptanması gerekiyordu. Libya'nın iç karışıklığı sürüyor ama BM nezdinde de meşru sayılan ulusal mutabakat hükümeti denilen Trablus'ta bir hükümet var. Bu hükümet bu anlaşmaları yapmakla yetkili. Atılan adımlarla Libya bizim artık denizden komşumuzdur" dedi.
"LİBYA İLE YAPTIĞIMIZ ANLAŞMA İLE OYUNLARI BOZDUK"
Libya ile yaptığımız anlaşma ile Türkiye'ye oyun oynamak isteyenlere, hukuku hiçe sayanlara ve Doğu Akdeniz'i yeni bir sömürge, savaş alanı haline getirmek isteyenlere engel olunduğunu belirten Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, "Burada aktörler ve kaynaklar bellidir. Buna ilişkin "uluslararası hukukun gereği neyse ona göre bir paylaşım yapılsın" dememize rağmen yanaşılmadı. Dolayısıyla bu hamlelere karşı bir hamle yapmak gerekiyordu ve bu sağlanmış oldu. Asker gönderme tezkeresinin esası, alanlarımızı ve anlaşmayı korumak içindir. Bunu unutmamak gerekir. Masada diplomasi açısından yapılan kıymetli adımın korunması içindir. Ordular savaşmak için değil, caydırmak için vardır. Orduların görevi budur. Batı orduları hep böyledir. Ama Ortadoğu'daki ülkelerin ordularını savaştırmak için uğraş verilir. Yeni silahları bu ordular sayesinde denettirilir, bu ordular sayesinde silah satışları sürdürülür ve bu orduların ülkeleri silah pazarı haline getirilir. Oysa Türk ordusu müstesna bir ordudur, peygamber ocağıdır. Tarihi hep mazlumların hakkını savunan bir tarihtir. Türk ordusu Mehmetçik'tir. Ve hiçbir zaman haksız bir savaşın tarafı olmamıştır. Bağımsızlığın ve istiklalin ordusudur. Dolayısıyla bugün Libya'daki atacağımız adımlar oradaki bu anlaşmayı korumak üzerinedir" şeklinde konuştu.
"ENERJİDE ÖNEMLİ BİR OYUNCU OLACAĞIZ"
Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu şöyle devam etti:
"Libya'da var olan Hafter, CIA ile bağlantılı bir figürdür. Hatırlatıyoruz ki bu anlaşma yapıldıktan hemen sonra Yunanistan Dışişleri Bakanı büyük bir telaşla Hafter'i ziyarete gitmiştir. "Bu anlaşmanın etkilerini ortadan kaldırabilmek için her yolu denemeliyiz" demiştir. Mevcut meşru hükümeti devirerek Hafter aracılığıyla iktidara el koymak ve bu anlaşmayı yırtıp atmak tek amaçlarıdır. Bu duruma seyirci kalamazdık. Haklarımızı korumamız gerekiyor. Doğu Akdeniz oldu bittiye gelemez. Amerika, Fransa, Rusya Libya'da hiç hakları olmadığı halde buradalar. Buradaki küçük piyonları yani Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Sisi'li Mısır'ı kullanıyorlar. Doğu Akdeniz yeni dönemin özellikle doğalgaz açısından çok büyük bir tedarik coğrafyasıdır, kuşkusuz petrol de buna dahildir. Doğalgaz olarak müthiş bir havzanın içerisindeyiz. Bu durum, yeni yeni keşfediliyor ve her geçen gün keşfe açık olan bir alan olarak dikkat çekiyor. Bizim gemilerimiz orada, sondajlar devam ediyor. Bizim belki de 500 yıllık bir doğalgaz ihtiyacımızı burası giderecek. Ciddi bir doğalgaz oyuncusu olacağız. Doğu Akdeniz'deki aktörler bellidir. Doğu akdeniz'de henüz kurulmamış olan enerji oyunun aktörleri bellidir, ama henüz oyun kurulmamıştır. Bu oyun kurulduğunda önemli bir oyuncusu olacağız. İşte bütün bunlar için Libya tezkeresi çıkmıştır. Bu konuda; yıpratıcı, yanıltıcı, Türkiye'ye hizmet etmeyen bir muhalefetin yapılması çok üzücü, kaygı verici bir durumdur. Oysa bu konuda birlikle davranmamız gerekir."
AVRUPA'YA DOĞALGAZI TAŞIYAMAZLAR
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, " Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve İsrail arasında imzalanan EastMed antlaşması ile Türkiye'ye karşı bir cephe açılmak istenmektedir. Hukuk varolduğu ve donanmamız güvenliği sağladığı sürece Avrupa'ya doğalgazı taşıyamazlar" dedi ve ekledi:
"Bizim belirlediğimiz sahadan bizimle anlaşarak ancak bu yapılabilir. Taşınmaya çalışılırsa askeri sonuçlar ortaya çıkar. Donanmamızın büyük bir bölümü Doğu Akdeniz'de. Bizim petrol arama ve sondaj gemilerimizi koruyorlar. Bazı Avrupalı şirketler, biz donanmayla karşı karşıya kalacağız diyerek çekildiler. "Bir anlaşma yapılsın çünkü ekonomik bir riske gireriz" dediler. Unutmayalım ki, direnen kazanır. Esas olan kararlılıktır. Biz haklıyız ve burada kimsenin hakkını gasp etmiyoruz. Gasp edilmiş haklarımızı koruyoruz. Bütün bunlar için bu mücadele sürüyor. Hafter'in, sömürgeci güçlerin desteği ile darbeyle iktidarı ele geçirmesi durumunda ilk gün bu anlaşmayı yırtıp atacağını görmek gerekir. Biz bunu asla istemiyoruz ve bunu engellemek için her türlü desteği meşru hükümete vereceğiz. Türkiye'nin güvenlik sınırları, ulusal sınırlarıyla sınırlanmayacak kadar genişlemiştir. Buna biz sebep olmadık. Sömürgeci güçlerin emperyalist saldırıları, kuşatma çabaları, Türkiye'yi Anadolu'ya hapsetme gayretleri ve bu tüm şer çabalarının yeni bir yansıma alanı olan Doğu Akdeniz'in yeni jeopolitik iklimi sebep olmuştur."
(FOTOĞRAFLI)
Kaynak: DHA