Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
>>>KILIÇDAROĞLU BALBAY'I ZİYARET ETTİ
Az önce Sincan Cezaevi'nden geldim. Sayın Balbay'ı ziyaret ettik. Bir parlamenterimizi cezaevinde ziyaret ederek demokrisimizin ne durumda olduğunu göstermek istedik.
Sayın Engin Alan'ı ziyaret etmek istedik ama duruşması olduğu için göremedik.Halkımızın özgürlük ve demokrasi arayışı eskilere dayanıyor. Özgür yaşamak için çok bedeller ödedik. Demokrasi mücadelesini 1919’dan başlatmak gerekiyor.
Bu ülke çocuklarının kanlarıyla özgür ve demokratik bir ülke oldu. Cumhuriyet'i kurduk. Milli egemenliği kolay kurmadık. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dedik ve gereğini yaptık.
'MUSTAFA KEMAL VE SİLAH ARKADAŞLARINI YAD EDİYORUM'
Biz model ülkeyiz. Bu devrimleri milletimizle birlikte gerçekleştiren Mustafa Kemal Atatürk'ü ve silah arkadaşlarını yad ediyorum. Onlar hasta adamdan genç bir Türkiye kurdular. Bu ülkeden kimsenin 2. sınıf insan olmasına müsaade etmediler. Halkımızla birlikte çok partili yaşama geçtik, serbest seçime geçtik.
'İNÖNÜ YETKİLERİNİ DEVRETTİ'
Rahmetli İsmet İnönü seçimleri kaybettiği gün "Bu benim en büyük zaferimdir" diyecek kadar demokrattı. En başından beri beyan edilen gerçekleşti, egemenlik milletin oldu. Birçokları ellerindeki iktidar gücünü asla devretmek istemezken, o yetkilerini devretti.
Kazanan hep demokrasi oldu, adalet oldu. Halkımız hep demokrasiden yana tavır aldı, çıtaya hep yükseğe koyduk. 3. büyük devrim gerçekleşti ve emeğin yanında durduk. Sendikal hakları getirdik.
'ECEVİT'İ SAYGIYLA ANIYORUM'
Bu dönemde emeğin en yüce değer olduğu tescillendi. Emekçinin hakkını verdik. Bülent Ecevit’i de saygıyla anıyorum "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" diyoruz. İnsana değer verenler onlardı.
'DEMOKRATİKLEŞME 90 YIL ÖNCE BAŞLADI'
Biz Cumhuriyet'in olmadığı bir Türkiye'yi kabusumuzda bile göremeyiz. Elbette demokrasimizde sorunlar zaman zaman oldu. Ama sorunları aştık.
Türkiye'nin demokratikleşme tarihi dün başlamadı, 90 yıl önce başladı. Çok bedeller ödendi, bu bedelleri yok saymak kimsenin haddine değildir. Bu mücadele için bedel ödeyen herkesi saygıyla anıyorum.
'AKP BİZE ZEMİN KAYBETTİRDİ'
Peki son 11 yıldır ne oldu? Çok fazla zaman kaybettik. Gerekli adımlar atılamadı AKP bize zemin kaybettirdi. Türkiye ne yazık ki yarı özgür bir ülke olarak kabul ediliyor.
Uluslararası basın kuruluşlarına göre, Türkiye dünyanın en büyük gazeteci hapishanesine sahip. 2002 yılında cezaevlerinde 59 bin vatandaşımız vardı, şimdi ise 1350 bin. Bakanlık tarafından yapılan açıklamalara göre 7 bin öğrenci hapiste. Parasız eğitim istediler diye hapis yattılar.
'2002'DE TUTUKLU VEKİL YOKTU'
2002'den önce tutuklu milletvekili yoktu. Bugün 7 vekil hapiste. 2003 yılından beri bu ülkede 5600'dan fazla işkence vakası yaşandı Daha vahimi bu dönemde yargı bağımsızlığını tümüyle yitirdİ.
Gezi olaylarında hayatını kaybedenleri bir kez daha rahmetle anıyorum Ama biz bu işin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
YÖK üzerindeki baskı devam ediyor.11 yılda demokrasi erozyona uğradı Toplumsal uzlaşı, ortak akıl gibi temel değerler yok sayıldı 11 yılda çok büyük bir demokrasi açığı oluştu.
'BU PAKET BU AÇIĞI KAPATIR MI?'
Şimdi soruyorum; Açıklanan bu sözde demokrasi paketi ile bu yaraya derman olur mu? Bu paket bu açığı kapatır mı? Bu paket bu açığı kapatmaz. Demokrasi konusunda samimi değildir çünkü Türkiye ne yazık ki olgun bir iktidara sahip değil.
'KENAN EVREN GİBİ AÇIKLADI'
Sözde demokrasi paketi açıklanırken bazı medya organlarına sansür uyguluyor. Başbakan Erdoğanın paketi açma tavrına bakın. Kenan Evren nasıl açıklıyorsa Erdoğan'da öyle açıkladı. Paketin açık şekli bile demokrasi dışı. Birisinin apoleti vardı onun yoktu. Bu paket şeffaflıktan uzak bir şekilde hazırlandı. Bu paketin adıyla demokrasinin adını yan yana getiriliyorlar ayıp.
'KÖTÜ BİR KOPYAMIZ'
Paketi açıklarken 27 Mayıs'a kadar gidiyorsunuz ama 12 Eylül'e dokunmuyorsunuz. Darbeye arka çıkmak mı bu? Paketteki çoğu şeyi biz zaten söylemiştik hiçbiri kabul edilmedi, ret ettiler. Hükümet demokrasi konusunda samimi değil. Partiler aldıkları oy oranına göre hazine alsın dedik, AKP reddetti. Böyle bir parti demokrat olabilir mi? Böyle bir zihniyetten demokrasi çıkar mı? Karşımıza getirdikleri bizim önerilerimizin kötü bir kopyası. Çünkü elleri bir türlü demokrasiye alışmadı.
'BARİKATLARI KALDIRALIM İSTEDİK'
Bizim başka önerilerimiz de vardı. İçi boş bir paket hazırlamadık. Rengarenk içi dolu adımlar attık. Meclis'e sunduk.
Yeni bir anayasa istiyoruz dedik ama AKP komisyona her seferinde yeni sistem önerisiyle geldi ve tıkadı. Çekin diyoruz başkanlık önerisini çekmiyorlar. Düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki barikatları kaldıralım dedik.
'REDDETTİLER'
Kabul etmediler. Din ve vicdan özgürlüğü en temel hak. Devlet bununla kavga edebilir mi? Cem evleri de ibadethane sayılsın dedik, kabul görmedi. Basın özgür değilse demokrasi özgür değildir. Daha özgür bir olsun diye teklif verdik bunu da reddetti. Basın özgür değilse demokrasi yoktur.
Uludere katliamının aydınlatılması için olağanüstü çaba sarf ettik. Üzerini örttüler. Faili meçhul olaylar için komisyon kuralım dedik, hayır dedi. YÖK'ü kaldıralım dedik onu da reddetti.
'AHKAM KESMEYE GEREK YOK'
Şimdi soruyorum; Bizim önerilerimiz mi AKP'nin mi önerileri demokrasiyi getirir?
Katılımcılığı sağlayamayan hiçbir düzenleme demokrasiyi getiremez. Bütün dünyanın diktatör olarak tescillediği bir başbakanın elinde demokratikleşme paketi var. Amerika ziyaretinde bir kitap hediye ettiler. Kitap üzerinden mesaj verdiler. O mesajı da anlamadı. Bu pakette anladık ki Başbakan milletin isteklerini hala anlayamamıştı.
Bir üniversitenin adını değiştirerek sorunu çözdünüz mü zannediyorsunuz? Dünyanın neresinde hükümet üniversitelere şu bölümü açabilirsiniz diyebilir? Bu ülkenin gençleri özgürlük diye bağırırken siz kimi dinliyorsunuz? Yüreğin varsa, demokrasiyi getirmek istiyorsan getir yüzde 10'u getir yüzde 3'ü hemen kabul edelim. Ahkam kesmeye gerek yok. Kural budur.
'NEDEN İTİRAZ ETMİYORSUNUZ'
Türkiye'nin sorunu makyajla çözülmez. Türkiye'nin topyekûn bir demokrasi paketine ihtiyacı vardır. Diktatör lütfetmiş demokratikleşme paketi hazırlamış. Benim istediğim kadar demokrasi diyor. Ben istediğim kadar getiririm, istediği kadar izin veririm diyor. TV'leri izledim. Aydın denilen kişileri izledim. Aydın demek daha fazla demokrasi diyen, gerekirse bedel ödemekten korkmayan insandır aydın. Açıkları yamamaya çalışan insanlara aydın denmez. Daha düne kadar belli yerlere alınmayan bazı aydınlar, yine aynı uygulama yapılıyor neden itiraz etmiyorsunuz.
'PADİŞAHTA BİLE BU KADAR YETKİ YOKTU'
YÖK olduğu gibi yerinde duruyor neden eleştirmiyorsunuz. Olmazsa olmazıı Sayıştay'dı, neden konuşmuyorsunuz. Devletin ihalesinden her şeyine kadar bir kişi kadar veriyor. Padişah'ta bile bu kadar yetki yoktu. Söz veriyoruz özgürlüğü ve demokrasiyi getirin sonuna kadar destekleriz. Halka sözümüzdür. Demokrasi için atılacak her adım için varız. Partinin girişine astık, gazetelere ilan verdik. Kapalı kapılar ardından demokrasi olmaz. Amacımız ve hedefimiz bu.