İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, finans, para, faiz kavramları yerine mutluluğa odaklanan, iklim değişikliği, çevre ve sürdürülebilirlik konularına duyarlı büyük bir genç kitlenin geldiğine işaret ederek, "Geleceğimize damga vurup şekillendirecek olan bu neslin eğilimlerini iyi anlamalıyız. Son yıllarda popülerleşen paylaşım ekonomisinin üretim tarzımıza, iş hayatımıza etkileri konusuna daha fazla kafa yormalıyız" dedi.
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi'nin Aralık ayı olağan toplantısı "2019'u Geride Bırakırken 2020'de Yeni Ekonomik Ufuklar" ana gündemi ile gerçekleştirildi.
Bahçıvan'ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, Dünya Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Güldağ, Dünya Gazetesi Yayın Kurulu Başkanı Dr. Şeref Oğuz ve haberturk.com yazarı Abdurrahman Yıldırım konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Odakule Fazıl Zobu Meclis Salonu'nda düzenlenen toplantıda açılış konuşmasını yapan Bahçıvan, ekonomiye daha geniş bir perspektiften bakıldığı bir dönemden geçildiğine dikkat çekti.
Finans, para, faiz, Merkez Bankası gibi konuların çok ötesinde, insanların artık gelir dağılımı, refah, mutluluk, nüfus, göç, çevre gibi sorunları daha fazla konuştuğunu işaret eden Bahçıvan, "Özellikle iklim değişikliği, çevre ve sürdürülebilirlik konularında farkındalık oldukça artmış durumda. Dünyayı farklı okuyan ve anlayan, duyarlılık ve sorumluluk sahibi büyük bir genç kitle geliyor. Geleceğimize damga vurup şekillendirecek olan bu neslin eğilimlerini iyi anlamalıyız. Uber, AirBnB gibi girişimler sayesinde son yıllarda oldukça popüler bir kavram var; paylaşım ekonomisi. Gençlerin çok ilgi gösterdiği bu ekonomiye bazıları, "dayanışmacı tüketim" diyor, bazıları da "dayanışmacı ekonomi" adını veriyor. Bu gelişmelerin üretim tarzımıza, iş hayatımıza etkileri konusunda daha fazla kafa yormalıyız" dedi.
Sanayiciler olarak 2020 yılında dikkate almaları gereken önemli hususlara değinen Bahçıvan, "Ülkemizin risk primi açısından yakından izlenen CDS'in kalıcı ve sağlıklı olarak 150-200 bandına inmemesi düşündürücüdür. Yine 50'li bantlarda takılıp kalan tüketici güven endeksi ve artmayan varlık fiyatları da üzerinde durmamız gereken en önemli başlıklar olarak dikkat çekiyor. Diğer taraftan İSO Türkiye İmalat PMI yaklaşık iki senedir eşik değer olan 50'nin üzerine çıkamıyor. Yine her ay açıkladığımız İhracat İklimi Endeksi verileri, ülkemizin önemli dış pazarlarının ivme kaybettiğini ve önümüzdeki dönemde ihracatçılarımızı zorlayabileceğini gösteriyor. Belirttiğim bu verilerin üzerinde de önümüzdeki dönemde dikkate düşünmeliyiz" dedi.
Bahçıvan konuşmasında özeleştiri yaparak geçmişte kamu, özel sektör ve bireyler olarak kaynakları pek doğru şekilde kullanamadıklarını da dile getirdi. Söz konusu dönemlerde yapılan yanlışta aşırı kaynak bolluğunun da rol oynadığını ifade eden Bahçıvan, şunları söyledi:
"Ama bugün o bolluğun olmadığı bir dönemdeyiz. Artık hep birlikte kaynaklarımızı daha doğru ve verimli kullanmalıyız. 2020'de Türkiye ekonomisi için ihracat önemli bir başlık olacak. İhracatımızın katma değer yapısı ve rekabet gücü özel bir önem taşıyor.
"Zira ihracatımız miktar olarak artmasına rağmen değer olarak düşüyor. Kilo başına ihracat değerimizin 1.5 doların altında olduğunu düşünürsek rekabet edebilmemiz için sürekli olarak kendimizi yenilememiz, yapacağımız yatırımlarla ihracatımızın bilgi ve teknoloji yoğunluğunu artırmamız gerektiği açık.
"Yine her ne kadar şu an 200'den fazla ülkeye ihracat yapabiliyor olsak da ihracatımız içinde az sayıda ülkenin ve ürünün çok yüksek ağırlığı bulunuyor.
"Orta vadede ihracatın ekonomiye kaliteli katkısını sürdürebilmemiz için sektörel ve coğrafi çeşitlenmeyi artırarak az sayıda ihracat kalemine olan bağımlılığımızı azaltmak zorunda olduğumuzu da unutmamamız gerekiyor." (Fotoğraflı)
Kaynak: DHA