Doç. Dr. Deniz Arslan, atar damarlarda yapılan intraarteriyel kemoterapi tedavisinin özellikle bölgesel olarak ilerlemiş kanserlerde daha çok kullanıldığını söyleyerek; bu yöntemin daha çok akciğer, meme, rektum, karaciğer, pankreas gibi kanserlerde kullanıldığını belirtti.
Medicana International İstanbul Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Deniz Arslan, kanser tedavisinde uygulanan intraarteriyel kemoterapi hakkında bilgiler verdi. İntraarteriyel kemoterapi yönteminin daha çok kadın kanserlerinde kullanıldığını söyleyen Arslan, "İntraarteriyel kemoterapi (tümörü besleyen atardamardan yapılan kemoterapi) uygulamaları da son yıllarda yeni bir kemoterapi uygulama yöntemi olarak gelişmiş merkezlerde güncel pratikte yerini almıştır" dedi.
Doç. Dr. Deniz Arslan, intraarteriyel kemoterapi tedavisinin özellikle bölgesel olarak ilerlemiş kanserlerde daha çok kullanıldığını söyleyerek, "Akciğer, meme ve baş-boyun kanserlerinde, rektum (kalın barsak son kısmı) kanserinde, karaciğer ve pankreas kanserlerinde, izole ekstremite (kol, bacak) kanserlerinde ve hatta rahim ağzı (servix) kanseri gibi kadın hastalıkları kanserlerinde daha da sıklıkla kullanılır hale gelmeye başlamıştır. Bu tedavide aday, seçilmiş hastalarda medikal onkoloji ile girişimsel radyolojinin ortak değerlendirme ve kararıyla hastalara uygulanabilmektedir" diye konuştu.
"İntraarteriyel kemoterapi yöntemi klasik kemoterapi uygulamasına göre farklı uygulanmaktadır"
Arslan, klasik kemoterapinin toplar damarlardan verilen bir tedavi yöntemi olduğunun altını çizerek, "İntraarteriyel kemoterapi atardamarlardan uygulanır. İntraarteriyel kemoterapi yöntemi klasik kemoterapi uygulamasına göre farklı uygulanmaktadır. Bu yöntemde hasta, medikal onkoloji bölümünün belirlediği kanser tedavi protokolünü anjiografi ünitesinde almaktadır. İşlemde klasik anjiografideki gibi kasık damarlarından girilmekte ve damar içerisinden özel kılavuzlar ile seyahat edilerek kanserli alana ulaşılmaktadır. Böylelikle verilen kemoterapi ilacı, tümörü besleyen atar damar yolu ile kanserli dokunun içerisine direkt olarak veriliyor. Verildiği ilk anda vücuda dağılmadan sadece kanserli dokuya yoğun bir şekilde nüfuz ederek daha iyi bir sonuç elde edilmektedir. İlacın kan dolaşımına karışmadan direkt olarak kanserli dokuya verilmesi tedavi başarısını klasik toplardamardan uygulama yöntemine göre kat kat artırmaktadır. Bir nevi nokta atışı kemoterapi etkisi oluşturmaktadır. İşlemin olası risk ve komplikasyonları bilinen klasik kemoterapi ile anjiografik yan etkileri olarak belirtilebilir. Bu olası yan etkiler işlem öncesi detaylı bir değerlendirme ile öngörülmeye çalışılmakta ve gerekli önlemler alınmaktadır" şeklinde konuştu.
Kaynak: IHA