İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart 2019 seçimlerinin iptal edilerek mazbatasının elinden alındığı dönemde, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla hakkında açılan ve bugün yapılan ilk duruşmasına katılmadığı dava için "Muhatabım olan siyasi akıl bellidir. Siyasi kişilikler bellidir. Muhatabım onlardır, nokta" dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, 31 Mart 2019'da yapılan İBB Başkanlığı seçimlerinin iptal edilmesinin ardından yaptığı basın açıklamasında YSK başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddia edilerek soruşturma başlatılmış, “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme şekilde hakaret” suçlamasıyla 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Davanın ilk duruşması, bugün İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşma, İmamoğlu’nun mahkemede dinlenmesi için ocak ayına ertelendi.
Kemerburgaz'daki Biyometanizasyon Tesisi'nin açılışının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir sonraki duruşmada gidip ifade vereceğini söyledi. İmamoğlu, hakkındaki dava ile ilgili olarak şunları söyledi:
"MUHATABIM OLAN SİYASİ AKIL BELLİDİR, SİYASİ KİŞİLİKLER BELLİDİR MUHATABIM ONLARDIR"
“Doğru, bugün davası vardı, ertelendi. Muhtemelen belirlenen tarihte de gidip bu konudaki ifademi vereceğim mahkemede. Öncelikle şunu söyleyeyim. Bu bahsi geçen konuda bu süreci kendi üzerine alıp bu girişimde bulunanların doğru bir tercih yapmadıklarını düşünüyorum. Çünkü yanlış bir tercih yapmışlardır. Yanlış bir algıyla hareket etmişlerdir.
O güne dönüp baktığınızda benim bu cevabımı yine kendilerine ait medyada yazanların muhatabının kim olduğunu zaten kendileri yazmışlardı. Bana bizzat hakaret eden siyasi akla dönük bir cevabım olmuştu. Benim bu sözümle beraber muhatabım olan siyasi akıl bellidir, siyasi kişilikler bellidir, muhatabım onlardır, nokta. Yani başka söyleyeceğim bir şey yok. Ama dediğim gibi bu süreci kendi üzerine alınan ve böyle bir girişimde bulunan kurul üyeleri doğru hissetmemişlerdir, yanlış hissetmişlerdir. Yanlış bir girişimde bulunmuşlardır.”
"ADALAR’LA İLGİLİ ALINAN KARARIN MASUM OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"
İstanbul Adalar’ın Cumhurbaşkanlığı kararı ile özel koruma bölgesi ilan edilmesi ile ilgili olarak da İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Sayın Çevre Şehircilik Bakanı'mızı bu konuda aradım. Biz mayıs ayından beri müsilaj meselesinde oluşturduğumuz masada alınan her kararı ve alınacak her kararı istişare ederek yol yürüdüğümüzü ve sıkı bir centilmenlikle bu sürecin işlediğini kendilerine aktardım. Cumhurbaşkanlığı'nda alınan bu kararla ilgili ne tek bir kelime konuşulduğunu ne tek bir sürecin tartışıldığını hatırlamıyorum dedim. Zaten kendisi de hatırlamıyor. Kendileri bu konudaki alınan kararın masumiyetinden bahsetti. Ben "Masum olmadığını düşünüyorum" dedim kendilerine. Bir genel müdürlerini bu konuda görevlendirdiler. Biz de teknik arkadaşlarımızı görevlendirdik. Bir araya gelecekler ama tümden yanlıştır.
"MARMARA'NIN MÜSİLAJIYLA ADALARDAKİ PLANIN NE ALAKASI VAR"
Yani Marmara'nın müsilajıyla Adalar'daki planın ne alakası var? Bunun hemen düzeltilmesi gerekir. Müsilaj meselesiyle ilgili kurulan Bilim Kurulu bizim Büyükşehir Belediyemizin teknik ve idari heyetleri, orada bulunan bütün idari heyetler, rektörler, sanayi kuruluşları, bakan yardımcıları, bakanlar konuşulan her şeye muhataplar, yedi tane belediye başkanı, ben Marmara Belediyeler Birliği Belediye Başkanı'nı da aradım. "Böyle bir şey konuşuldu mu" dedim. O da "Konuşulmadı" dedi. "Acaba dedi sadece kıyı yapılarıyla ilgili bir karar mıdır? Hani liman vesaire?" "Hayır" dedim. Bu kapsayıcı bir karar. O bakımdan kendileri de bu konuda bilgi sahibi, Marmara Belediyeler Birliği de bir neticede bir tüzel kişiliktir ve hakları koruyan bir tüzel kişiliktir. Kendilerinin de bu süreci takip etmeleri gerektiği fikrimi kendileriyle paylaştım. Dediğim gibi istişareler sürecek ama tümüyle bu karar hukuksuzdur. Adil değildir. İşimize müdahaledir.
"KARARIN DÜZELTİLMESİ İÇİN GEREKENİN YAPILMASINI UMUYORUZ"
Yani tesadüf müdür bilemem ama şu anda İBB Meclisi'nde yıllardır 10- 15 yıldır, 20 yıldır, plansız duran Adalar'ın iki yıldır katılımcı bir modelle hazırlanmış 1/5000 planları da mecliste komisyonda. Yani İBB Meclisi'nde komisyonu. Böylesi bir dönemde durup dururken böyle bir kararı almayı kamuoyuna hiçbir şekilde anlatamazlar. Doğru bir karar değildir. Umarım birilerinin hatasıdır ve o hatayı düzeltmek de elbette ki başta sayın bakanımıza ve Cumhurbaşkanlığı yetkililerine düşer. Biz bu konuda bu kararın düzeltilmesi için gerekenin yapılmasını İstanbul halkı adına umuyoruz.
“ORADAN PAYIMIZA DÜŞENİ ALIP DA DÖNECEĞİZ”
İmamoğlu, yarın katılacağı ve Glasgow’da düzenlenen BM İklim Değişikliği Zirvesi için de şunları söyledi:
“Çok değerli iki oturuma katılacağım. Burada İstanbul'un işte bugün açtığımız tesis gibi aslında 2050’ye nasıl dayanıklı bir şehir olarak hazırlandığını anlatacağız. Bir panelde özellikle de iklimle mücadele konusunda. Yine bir başka husus da aslında kentin fiziksel dayanıklılığı konusunda deprem tehdidiyle olan mücadelesinden de bahsedeceğimiz bir oturum olacak. Her iki oturumun da çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Glasgow Zirvesi'nin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Çünkü iklim değişikliğiyle, küresel ısınmayla mücadele, bir şehir sınırlarıyla, bir ülkenin sınırlarıyla çizilebilecek bir kapsam, içerik değildir. Bu manada bütün dünyanın iş birliği yaparak bu süreci çözmesi gereken ortak sorundur. İyi bir bütçe tasarrufuna, iyi bir bütçe kullanımına muhtaçtır. O bakımdan özellikle bütçelerin kullanımında herkes kendi sınırları içerisinde sorun çözsün anlayışıyla da bunun mümkün olmayacağını orada dile getireceğiz. Hem dünya için hem Türkiyemiz için hem İstanbulumuz için zirvesinin çok faydalı olacağını düşünüyorum. Mutlaka oradan payımıza düşeni alıp da döneceğiz.