AVCILAR'da gününü çevresinde yükselen binaların arasında kalan "Hobi bahçesi" olarak kullandığı iki katlı bahçeli evinde geçiren 75 yaşındaki Rahmi Karaduman, "Betön çölünün ortasında bir vadide kaldım" diyor. Karaduman, bahçesine daha az güneş gelmesinden, yoldan geçenlerin izmarit ve zaman zaman bira şişelerini bahçesine atmalarından yakınıyor. Karaduman, eşini bahçeli evde oturmaya ikna edemediği için yakındaki bir apartmanda oturduğunu, kahvaltı yaptıktan sonra soluğu burada aldığını, akşamları evine döndüğünü söylüyor.
Avcılar'da yaşayan Muhlis Polat da yıllardan bu yana tanıdığı Rahmi Karaduman'ı imrenerek izlediğini belirterek, "Beton yığınları içerisindeki botanik bahçesi bıraktığı için her zaman korumaya çalışıyoruz. Onu, nesli tükenmiş bir varlık olarak görüyor sahip çıkıyoruz" dedi.
ya yaptığı açıklamada yaşamı ve bahçesini anlatırken, "Anadolu'da bir laf vardır: Baba toprağını kaybeden her şeyini kaybeder. Toprağa çok önem veririz. Etrafımda binaların oluşu beni hiç ilgilendirmiyor. Ben o binalarla ilgilensem kendimi kaybederim" dedi.
Ambarlı Mahallesi'nin en eski ailelerinden birine mensup olduğunu, yıllarca esnaflık yaptıktan sonra 1994 yılında seçildiği muhtarlığı 15 yıl sürdürdükten sonra, çok büyük oy oranı ile Avcılar Belediyesi Meclis üyeliğine seçildiğini anlatan Rahmi Karaduman, bahçesinde yıllar önce daha fazla türde sebze ve meyve yetiştirdiğini ifade ederken, "Binaların yüksekliği, etrafımızın binalarla dolması; hava sirkülasyonunu, güneş sistemini bozdu." dedi.
"BENDEN BAŞKASI BU KEYFİ TADAMAZ"
Tamamen organik olarak bakla, bezelye, domates yetiştirdiğini, nar, incir, zeytin, mürdüm eriği, portakal, mandalina, ayva, badem, hurma, limon ağaçları bulunduğunu anlatan Karaduman, ayrıca iki ayrı kümesi bulunduğunu belriterek, şunları söyledi:
"Avcılar halkına güzel bir görüntü verdiğim için mutluyum. Ama Avcılar halkı da, burayı yönetenler de bunun kıymetini bilmeli. Gelene meyvelerden ikram ediyoruz, sohbet ediyoruz. Seviyorsanız, o yorgunluğu yaşamazsınız. Ben yaptığım işe aşığım. Çapa yapıyorum, bütün gün bahçe bakımı ile ilgilenmeyi seviyorum. Yoruluyorum ama dostlarım geldiği, 2 dakika sohbet ettiğim zaman yorgunluğum gidiyor. Buradaki yaşam şahsıma münhasır. Avcılar'da tekim; Benden başkası bu keyfi tadamaz."
"BAHÇEMDEKİ BİNA 1955 YAPIMI"
Karaduman, son dönemde Avcılar'ın kalitesiz binalarla sık anıldığını hatırlatırken, "Burada halk aldatıldı. Kalitesiz yapılaşma var. Ne yönetenler bunu denetledi ne de bu işi üstlenenler bu işi adam gibi yaptı. Bakın bu binalar rahmetli babamdan kaldı. Biri 1955, diğeri 1965 yapımı. İkisi de sapasağlam. Vatandaş bahçeli evlerini verdi, iki daire alarak şehirleşmenin hayaline kapıldı. Avcılar'da hiçbir zaman deprem problemi bitmez. Neden çünkü yapılar kalitesiz." diye konuştu.
Yoldan geçenlerin imrenerek baktığı, tanıyanların durup sohbet ettiği Rahmi Karaduman, kendisini "Sade bir vatandaş" olarak nitelendirirken, eşini bahçeli evde oturmaya ikna edemediği için yakındaki bir apartmanda oturduğunu, kahvaltı yaptıktan sonra soluğu burada aldığını, akşam evine döndüğünü söyledi. Karaduman, iki çocuğunun bu yaşamı benimsemediğini "eski jenerasyon" olarak 25 yaşında telefonu görebildiğini kaydederken, "Burasını seven gıpta ile özlem ile imrenerek bakan iyi niyetli arkadaşlarımız olduğu gibi bana zararı dokunan üzen şeyler var. İçtikleri sigaranın izmaritini, biranın şişesini bahçeme atanlar beni üzüyor. Gürültüden ben de rahatsız ediyorum. Doğallığı artık her şey bozuyor. Güneş göremiyorum. 6-10 katlı binalar. Beton çölünün ortasında bir vadide kaldım" dedi. Karaduman, merkezi yerdeki iki katlı bahçeli evinin yerine beton bina dikmek isteyenlerin yanına yaklaşamadığını, hiç kimsenin bunu teklif bile edemeyeceğini ekledi.
(FOTOĞRAFLI)
Kaynak: DHA