Hayat pahalılığına, adaletsiz gelir dağılımına, üretmeyen ekonomiye, işsizliğe, ağır vergilere, “Hayır!” diyen herkesle ittifak yapmak, herkesin gerçek gündemi olan Geçim Derdini gündemde tutmak ve geçim İttifakı yapmak için sokaklarda olan Saadet Partisi Kağıthane ilçe başkanı Halid Özgür Atak çalışmalarını aralıksız sürdürüyor
Hepimizin ortak bir derdi var. Evlerde kaynamayan tencerenin, ay sonunda gelen faturaların, ağır vergilerin, hayatı yaşanmaz kılan hayat pahalılığının ve ekonomik çıkmazların getirdiği; geçim derdi. Milli Görüş hareketinin kurucu lideri ve “Türk siyasetinin hocası” merhum başbakanlardan Necmettin Erbakan tarafından 20 Temmuz 2001’de kurulan Saadet Partisi’nin Kâğıthane ilçe başkanı Halid Özgür Atak. Yaşanan geçim sıkıntısına farkındalık oluşturmak, herkesin sesi olabilmek, sorunlara çözüm üretebilmek adına geçim İttifakı kampanyasıyla birlikte; esnafla, işçilerle, işsizlerle, memurlarla, sanayicilerle, çiftçi ve besicilerle, işverenlerle; ülkemizde geçim mücadelesi veren herkesle ittifak yapıyoruz. Görüşü ne olursa olsun, partisi ne olursa olsun bütün insanlarımızı Geçim İttifakı’na davet ediyoruz. Diyerek İstanbul Ses Gazetesine açıklamalarda bulundu.
Halid Özgür Atak, “ Maalesef Türkiye’de siyaset kamplaşma üzerinden gidiyor. Mevcut siyaset sizi bir ittifaka sürüklüyor, baskılar ve barajlar. Bugün Türkiye’de iki ittifak oluştu, cumhur ittifakı ve millet ittifakı var. Yani sistem sizi güç birliğine itiyor. İktidarın yapmış olduğu güzel çalışmalar elbette vardır, ama en önemli konularda bu güzel çalışmaları maalesef göremiyoruz. Özellikle ekonomi ve adalet konusunda çok tahrip edici işler yapılıyor. Yanlışa müdahale etmek muhalefetin en önemli görevidir. Medya üzerinden çok geniş kitlelere algı operasyonu yapılarak gerçekler perdelenmeye çalışılıyor. İster istemez siz de mücadelenizi bu güce muadil bir güçle sürdürmek zorundasınız. Bu anlamda ortak sorunlarımızın dillendirilmesi ve çözümü için Millet İttifakını bu mücadelenin içine konuşlandırmak zorundayız. Bu anlamda bu millet ittifakını önemli buluyorum. Tabi ki, İttifakın içinde her partinin kendi görüşü ve çizgisi vardır. 54'üncü Hükümetin Başbakanı Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamızın çok güzel bir sözü vardır. "Bizler Hayra motor, Şerre fren olmak zorundayız”, bu anlayış ile siyaset yapmaya çalışıyoruz. İttifak içinde ki partilerin Türkiye’nin ortak sorunları için bir araya gelebildiğini biliyoruz. 20 yıldır başta adalet, ekonomi olmak üzere biz hep dibe çekildik, ülke borç batağına sürüklendi. Hiç ihtiyaç yokken, yâda acil ihtiyaçlarımız, sorunlarımız varken, Israrla Kanal İstanbul olmak üzere birçok proje yapılmaya çalışılıyor. Bu ısrar ülkemizin ekonomisini de ısrarla(!) zora sokuyor. Her hafta yada her ay ülke bir skandal ile sarsılıyor. Adeta siyasette müsilaj yaşanıyor. Buna rağmen sorumlular hiç bir şey yokmuş gibi günlük işlerine devam ediyorlar. Halkımız bu kirlenme karşısında özellikle ekonomik ve hukuksal bozulma karşısında bir ses çıkarmak zorundadır Gelecek nesle iyi ülke bırakmak istiyorsak, “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır “ anlayışımızı muhafaza etmemiz lazım. Ben inanıyorum ki millet ittifakı bu sesin daha çok çıkmasına vesile olacaktır. “ dedi
Halid Özgür Atak, “Bizler uzun zamandır halkın gerçek gündemi geçim derdi ile ilgileniyoruz. Genel merkezimiz boş tencere temalı, “Geçim İttifakı” mottosuyla başlattığı güzel bir çalışma ortaya koydu. Bu çalışmaların Kağıthane ayağına biz basın açıklaması ile başladık. Yaptığımız planlama kapsamında 19 mahallemizde stantlar kurarak bu çalışmaları halkımıza duyuruyoruz. İnsanımız partimize ve çalışmamıza teveccüh gösteriyor. Eleştiriler de oluyor tabi ki ama ikna etmeye gayret ediyoruz. Özellikle gençler bize ümit veriyor, bizi dah çabuk anlıyor. Bu çalışmalar esnasında birçok üye kaydı yaptık. Bizim gerçek gündemimiz mutfağımız, cüzdanımızda olmayan paramız, pazardaki, marketlerdeki yüksek fiyatlar, ülkemiz suni gündemler ile oyalanıyor, emin olun halkımızın büyük bir kısmı geçim derdi gündemiyle boğuşuyor. İnsanlarımız oy verirken bunları dikkate alacaklar buna inanıyoruz. Bizi eleştirenler tespitlerimizden yada çözüm önerilerimizden dolayı değil, neden iktidarın yanında değilsiniz diye eleştiriyor. Bizler yanlışın yanında olamayız elbette. Onları da ikna etmeye çalışacağız. Ülkenin ortak problemleri karşısında tek ve güçlü bir ses olmak zorundayız. Cılız sesle bu tahribatı önleyemeyiz. Bu niyette olan bütün siyasi oluşumlarla birlikte hareket etmemiz son derece tabiidir. Her şeye rağmen farklı düşünceler mutlaka olacaktır. Demokrasilerde herkesin fikrine saygı duymak gerekir, bizde saygı duyuyoruz zaten” dedi.
Röportaj: Kasım Aydın