GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ BÜLENT TEZCAN’IN BASIN AÇIKLAMASI (14 TEMMUZ 2017)

GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ BÜLENT TEZCAN’IN BASIN AÇIKLAMASI (14 TEMMUZ 2017)CHP Genel B..

GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ BÜLENT TEZCAN’IN BASIN AÇIKLAMASI (14 TEMMUZ 2017)

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında şöyle konuştu: 


Değerli basın mensupları 15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 1 yıl geçti. Cumartesi günü tam 1 yıl dolmuş olacak. 15 Temmuz hain darbe girişimi demokrasiye karşı bir örgütlü saldırıydı ve buna karşı milletimiz, siyaset kurumumuz demokrasiyi savunma, parlamentoyu savunma, parlamenter demokrasiyi savunma konusunda kararlı bir direnç gösterdi. 249 şehidimiz, 2301 gazimizle Türkiye bu hain saldırıyı savuşturdu.

Her zaman söylüyoruz, iki 15 Temmuz var. Biri halkın 15 Temmuz’u diğeri sarayın 15 Temmuz’u. Halkın 15 Temmuz’u darbeye karşı direnişi, sarayın 15 Temmuz’u bu darbeye karşı mücadeleyi fırsat bilerek bir yeni 20 Temmuz darbesini ifade ediyor. Her zaman söyledik tekrar ediyoruz, 15 Temmuz darbe girişimine karşı bir büyük mutabakat ve uzlaşmayla güçlü bir demokrasiyi kurma görevi önümüzde duruyor. Ve bu süreç içerisinde 15 Temmuz’un ertesi günü söylediğimiz üç önemli görevin ne yazık ki 1 yıl geçmiş olmasına rağmen tamamlanamadığını görüyoruz. Normalleşme, hesaplaşma ve demokratikleşme. Hızla normalleşmeliyiz dedik ancak normalleşme yerine olağanüstü halin yerleştiği bir süreç geldi dayatıldı. Güçlü bir demokrasi çıkarmak zorundayız dedik tam tersine tek adam rejiminin yapı taşları hem anayasa hem iç tüzükle örülmeye çalışılıyor. Olağanüstü hal yerleşik hale getiriliyor. Hesaplaşma intikam alma aracına dönüşmesin, hesaplaşma hukuk içerisinde kalınsın dedik. Ama ne yazık ki adalet kapı dışarı edildi. Hukukun olmadığı, kayırma ve korumanın hakim olduğu bir süreç yaşanıyor.

Değerli arkadaşlar biz halkın 15 Temmuz’unu savunmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede 15 Temmuz’u bir bütünleşme aracı olarak görüyoruz. 15 Temmuz ayrışma ve kutuplaşma aracı haline getirilmemelidir. Bu konuda hep hassas davrandık. Bu konuda herkesi de hassas davranmaya davet ediyoruz.

15 Temmuz günü anmalarının bu çerçevede ele alınması ve bu çerçevede yürütülmesi gerektiğini tekrar işaret etme ihtiyacı duyuyoruz. 15 Temmuz’la ilgili bize iki davetiye geldi. Davetiyenin bir tanesi 6 Temmuz 2017 tarihinde gönderildi, bütün milletvekillerine yani geçen hafta. Bu davetiye Cumartesi günü gündüz programının davetiyesi, Genel Kurulda parti liderlerinin partiler adına, gruplar adına yapılacak konuşmaları anlatan ve “15 Temmuz Millet Darbeye Dur Dedi” fotoğraf sergisinin açılacağı meclisin programının daveti. Ne zaman gelmiş? Bir hafta önce. Bu davetiye geldikten sonra basından öğreniyoruz ki, bir başka 15 Temmuz kutlaması, anması daha planlanmış. Meclis eklentileri içerisinde planlanan bu ikinci 15 Temmuz anmasının bir davetiyesi henüz gelmemişti. Bu anmada Türkiye Büyük Millet Meclisi eklentilerinde Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılacak bir programdan bahsediliyor ve orada ana muhalefet partisi Genel Başkanının konuşma yapmayacağı, Meclis Başkanının, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanının, Başbakanın konuşmaya yapacağı ve Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanının konuşma yapacağı basına düştü. Siz de biliyorsunuz ki çarşamba günü burada bunun yanlış olduğunu çok net ifade ettik ve kınadık. "Böyle bir şey yapamazsınız. Türkiye Büyük Millet Meclisini bölemezsiniz, bu milleti bölmektir. Milli İradeyi bölmektir. Ana muhalefet partisini ya da meclisin bir yarısını dışarıda tutarak meclis eklentilerinde bir program yapamazsınız. İstediğiniz yerde istediğiniz programı yapabilirsiniz ama meclis işin içerisine girecekse meclisin protokolünü uygulamak zorundasınız" dedik. Ve nitekim ondan sonra tablonun değiştiğini gördük. Bizim bu çıkışımızdan sonra dün itibarıyla 13 Temmuz itibarıyla 14.30’da bu davetiye geldi. Meclisin yine bir davetiyesi Meclis Başkanlığının bu davetiyede 16 Temmuz sabaha karşı gece yarısı saat 00.13’te birinci meclisin önünde başlayan Milli Birlik Yürüyüşüyle daha sonra bugünkü meclise gelinip saat 02.32’de orada yapılacak protokol konuşmaları ve devamını anlatan bir davetiye. Biz başından beri 15 Temmuz’a karşı direnişte Gazi Meclisin bir kere daha kararlı ve cesaretli duruşuyla Gazi Meclis olduğunu tescillediğini ifade etmiştik. Türkiye Büyük Millet Meclisi o gece büyük bir direnç gösterdi. Hepimiz oradaydık, bombaların altındaydık. Parti ayrımları gözetmeden meclisin kuruluş iradesinin yeniden yaşandığı bir geceydi o gece demokrasiyi savunma konusunda. Ve biz bunu ortadan kaldırmayacak, bunu yok etmeyecek, bunu anlayacak, bunu ifade edecek her türlü meclis etkinliğinde yer alacağız. Bu çerçevedeki meclis törenlerinin dışında olmamız mümkün değil. Bu nedenle 15 Temmuz anmaları çerçevesinde, 15 Temmuz Cumartesi günü gündüz biraz önce söylediğim programdaki Genel Kurulda hazır bulunacağız, bütün milletvekillerimizle ve Sayın Genel Başkanımız orada bir konuşma yapacak. Daha sonra gece 00.13’te 16 Temmuz sabaha karşı birinci mecliste başlayan 00.13’teki yürüyüşte Sayın Genel Başkanımızla ve bütün milletvekillerimizle birlikte hazır olacağız. Oradan bugünkü meclise yani o günün Gazi Meclisinden bugün 15 Temmuz’a karşı bombaların altında direnen bugünkü meclise yürüyeceğiz, bu resmi tören içerisinde yer alacağız. Ve meclisteki sabaha karşı yapılacak konuşmada da, liderlerin konuşmasında da Sayın Genel Başkanımız konuşma yapacak. Yani bu programa katılacağız. Türkiye Büyük Millet Meclisinin her ne kadar gecikmeli gönderilen, üzerinde çeşitli tartışmalara neden olduktan sonra hazırlanıp gönderilen şık olmayan bir davetle bildirilmiş olsa da 15 Temmuz Türkiye Büyük Millet Meclisinin halka beraber demokrasiyi savunma konusunda kararlı direnişinin bir ifadesidir. Ve o günü kutlamak en fazla, o günü anmak en fazla Türkiye Büyük Millet Meclisinin hakkıdır. Bu çerçevede meclisin etkinliklerinin içerisinde aktif bir şekilde yer alacağız.

Ayrıca bütün halkımızı bu anmaya katılmaya da davet ediyoruz. Biz bulunacağız. Ulustan itibaren o yürüyüşle birlikte bugünkü mecliste bütün vatandaşlarımızı darbeye karşı demokrasiyi savunma konusunda bu kararlı duruş çerçevesinde hazır bulunmaları bizleri mutlu edecektir. Bütün vatandaşlarımızı da buna davet ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, sözlerimin başında söyledim, 15 Temmuz bir, bütünleşmeyi ifade etmelidir, 15 Temmuz ayrışmayı ifade etmemelidir. Bu nedenle 15 Temmuz’u anmaya dönük hiçbir program ve adımın ayrışmayı teşvik ve tahrik edecek dil, üslup ve biçimden uzak tutulması çok büyük önem taşıyor. Bu noktada gerek programın devamında, gerek o gün Ulus’tan başlayıp yine halkın katılacağı meclisteki çalışmalarda ve bütün program içerisinde herkesin büyük bir sorumluluk içerisinde davranması gerekir. Provokasyonlara sebep olmayacak üst düzeyde özen göstermek bu çerçevede önem taşıyor. Bu noktada herkesi süreci provoke etmeye dönük eylemlerden ve tutumlardan kaçınmaya davet ediyoruz. Ve özellikle de hükümetin bu tip provokasyona dönük eylem ve tutumlara karşı gerekli hassasiyeti göstermesi, özenli tutum içerisinde olması beklentisi içerisindeyiz. Ancak böyle 15 Temmuz’un bir büyük bütünleşme, demokrasi ekseninde ve etrafında bütünleşme günü olmasını sağlayabiliriz. Biz başta söyledim gibi halkın 15 Temmuz’unun merkezinde demokrasiyi savunmak vardı. Bu da ancak bir büyük bütünleşmeyle mümkün olabilecektir. Bu çerçevede 15 Temmuz günkü programların özellikle Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bölümünde Sayın Genel Başkanımızla, Milletvekillerimizle birlikte olacağız, katılacağız. Halkımızı da bu etkinliklere katılmaya davet ediyoruz.

Teşekkür ederim. Sorularınız varsa alabilirim.

Soru- Sayın Tezcan programa katılacağınızı söylediniz. Gece yarısı katılacağınız program tartışma konusu olmuştu. Bir diğer Genel Başkan yardımcısı partinizin Veli Ağbaba programa katılmayacağını açıkladı CHP’nin. Dolayısıyla siz şimdi katılacağınızı açıklıyorsunuz. Bu bir iletişimsizlik mi yoksa bir görüş ayrılığı mı var?

Bülent TEZCAN­- Yok sadece şöyle iletişimsizlik de yok, görüş ayrılığı da yok. Sadece biraz önce anlattım davetin şekli şık olmayan bir davet şekli vardı. Davetin şeklinde daha önce biz birçok gelişmeyi basından öğrendik. Basından öğrendiğimizin dışında farklı bir davet şekli geldi Türkiye Büyük millet Meclisinin bir programı diye gelen bir davet var. Arkadaşımız dolayısıyla davetin o ilk şekli çerçevesindeki duruma göre kendi bakış açısı tahmini çerçevesinde sorulan bir soruya cevap vermiştir. Yoksa herhangi bir iletişimsizlik yok. Yeni gelen davet üzerine yapılan bir değerlendirme sonucu verilen karardır bu.

Soru­- Efendim yarın meclis dışında da birçok program olacak. Cumhurbaşkanlığında şehitler için bir anıt açılacak yine sabaha karşı program olacak. CHP sadece meclisteki programlara mı katılacak yoksa Cumhurbaşkanlığındaki programlara da katılacak mı?

Bülent TEZCAN- Şimdi takdir edersiniz bu tip anma programlarının birçok ayağı ve boyutu vardır. Sadece Ankara’da değil Türkiye’nin diğer illerinde de yürüyen boyutları var. Bu çerçevede biz özellikle Ankara’daki resmi törenlerin mecliste olan bölümüne katılacağız. İllerde de İl örgütlerimiz gerek şehitliklere gitmek, gerek şehit ailelerini ziyaret etmek 15 Temmuz şehit ve gazileriyle ilgili ziyaretler yapmak ve oradaki resmi törenlere katılma çerçevesinde örgütten sorumlu Genel Başkan yardımcılığımızın gönderdiği talimat doğrultusunda hareket edecekler. Bu çerçevedeki etkinliklere katılacağız. Sözümün başında söyledim 15 Temmuz o gece nasıl siyasi ayrım gözetmeden 15 Temmuz darbe girişimine karşı direnmişsek bir yıl sonraki anma törenleri de bu çerçevede olması gerekir. Bunları bir siyasi anlayışın tekeline teslim etmek isteyen ya da o görüntüyü taşıyan programların parçası olmamız mümkün olmaz. Bu çerçevede biz resmi bütünleşme ruhunu yansıtmasına önem verdiğimiz ve özen gösterdiğimiz bölümlerde yer alacağız.

Soru- Konu dışı olacak ama Sayın Ak Parti Genel Başkan Vekili az önce televizyonların genel yayın yönetmenlerine yaptığı açıklamada "Olağanüstü halin 3 ay daha uzatılması için teklif verileceğini" ifade etti. Sizin ifadenizde sarayın 15 Temmuz’unun darbeden faydalanarak ilan ettiği OHAL dördüncü kez uzatılacak. Bu konuda bir değerlendirmeniz var mı?

Bülent TEZCAN- Yani Sayın Binali Yıldırım bizim 20 Temmuz darbesi tezimizi tasdik etmiştir. Alıştılar olağanüstü hal şartları altında Türkiye’yi yönetmek hoşlarına gitti. Bir uyuşturucu bağımlılığı haline geldi OHAL şartlarında ülke yönetmek. Dün Ak Parti Sayın Genel Başkanı da bir başka toplantı da grevleri de erteliyoruz, ne güzel bakın bu şartlarda demişti. OHAL’in emek dünyasına ve özgürlükler dünyasına vurduğu darbeyi doğrudan ilk elden anlatmıştı. Alıştılar. Bir uyuşturucu müptelalığı gibidir bu hukuk dışı yöntemlerle yönetme alışkanlığı. Biz 20 Temmuz darbesine tıpkı 15 Temmuz darbesiyle nasıl mücadele ediyorsak demokrasi ekseninde 20 Temmuz OHAL darbesine karşı da aynı eksende mücadele ediyoruz. Olağanüstü hal derhal kaldırılmalıdır. Ak Parti Grup Başkan vekili Başbakan Sayın Binali Yıldırım ilk söylediği zaman 45 gün ama belki daha kısa sürede de bunu kaldırabiliriz. Geçici, küçük bir dönem ihtiyaç duyuyoruz demişti. Ama asıl ihtiyacın Türkiye’de demokrasiyi yok edip tek adam rejimi kurma ihtiyacı olduğu bu sözleriyle de ortaya çıkıyor. Bizim demokrasi mücadelemiz devam edecek. Adalet Yürüyüşü’nde ortaya çıkan adalet isteği ve arzusunun ne kadar haklı olduğunun bir kere daha tescili olmuştur bu söz.

Teşekkür ederim arkadaşlar. 


Kaynak: chp.org.tr

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SİYASET Haberleri