CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuşİlgezdi, 2019'da Türkiye'deki GSS primleri devlet tarafından ödenen yurttaş sayısını SGK'ya sorduğunu, yanıt verilmeyince yaptığı itirazın 2 yıl sonra Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu tarafından reddedildiğini söyleyerek tepki gösterdi. İzgezdi, "Başvurularımız Bilgi Edinme Kanununun ruhuna aykırı biçimde reddediliyor. Bu çok tehlikeli bir süreçtir. Milyonlarca kişinin hayatıyla oynamak anlamına geliyor" dedi.
İlgezdi CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
ÇOK TEHLİKELİ BİR SÜREÇ: Bakın bu ülkede sorduğumuz sorular, muhatabını bulamıyor, yanıtsız bırakılıyor. Muhatabın kim olduğunu bildiğimiz konularla ilgili başvurularımız ise Bilgi Edinme Kanununun ruhuna aykırı biçimde reddediliyor. Bu çok tehlikeli bir süreçtir. Milyonlarca kişinin hayatıyla oynamak anlamına geliyor.
YANIT VERİLMEMESİ ANTİDEMOKRATİK: 2019 Şubat’ında, daha pandemi yokken Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bir bilgi edinme talebinde bulundum. Türkiye’de Genel Sağlık Sigorta Primleri devlet tarafından ödenen yoksul yurttaşlarımızın ve ayrıca sığınmacıların sayısını ve bu sayının yıllar içinde uğradığı değişimi sordum. Modern demokrasilerde 2-3 gün içinde yanıtı gelecek bu soruya Sosyal Güvenlik Kurumu yasal sürenin son gününde yanıt verdi. ‘Buna da şükür’ diyoruz. "Sorduğunuz sorulara özel ve ayrı bir çalışma gerektirdiği için yanıt veremiyoruz" dedi. Bu antidemokratik ve kabul edilemez yaklaşımın tek amacı hesap vermesi gereken kurumların yani saray kabinesinin denetlenemez, ulaşılamaz ve eleştirilemez olmasına hizmet etmektir.
İTİRAZA 2 YIL SONRA CEVAP VERİLDİ: devletin ilgili alandaki tüm kayıtlarını tutan kurumunun, "Genel Sağlık Sigortası Primleri devlet tarafından ödenen kişi sayısını bilmemesi mümkün müdür?" Elbette değildir. Ama iktidarın kutuplaştırıcı siyasetinden ve ayrımcı dilinden güç alan bürokratlar kanunları hiçe saymakta ve bilgiyi saklamakta çekince görmemektedir. Bu durum Tek seçeneğimiz vardı, biz de Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na başvurarak, itiraz ettik. İtiraz dilekçesini verdiğim tarih 18 Mart 2019! Tam 2 yıl sonra 11 Şubat 2021 tarihinde yanıt verdi.
HANİ KARARLAR HIZLI ALINACAKTI: Hani Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde kararlar hızla alınacaktı? Devlet bürokrasiye boğulmayacak, işlemler ışık hızıyla yapılacaktı? Basit bir Bilgi Edinme talebine yapılan itirazı iki yılda ancak değerlendiren kurum ve kurulların olduğu bir ülkede, ne yazık ki aya gidileceğini ileri sürmek yurttaşlarımızla alay etmektir.
KURUL DA ADALETSİZLİĞE ORTAK OLDU:İktidarın siyaseten söyleyeceği söz tükenmiştir. Gideceği yol bitmiştir. Ancak kamu yönetimine sirayet eden hukuksuzluklar ve haksızlıklar devam etmektedir. Daha önemlisi kurumları işlemleri yönünden denetlemesi gereken ve idari bakımdan, tırnak açıyorum, “sözde bağımsız olan” Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu da adaletsizliğe ortak oldu.
ORTADA MUĞLAK BİR BAŞVURU YOK: Sorulara "genel ve soyut nitelikte, muğlak bir başvuru olduğu" cevabı verilerek, kamu idaresinin ilk başvurduğum işleminde haklı olduğu belirtildi. Türkiye bu sansürcü, yasakçı ve baskıcı anlayışla çağdaş medeniyetler seviyesine asla ulaşamaz. Bakın bu iddiamı kurulun bir üyesi karşı oy yazısında şöyle dile getiriyor: “Başvuru sahibinin net ve açık olan talepleri idarece karşılanmıyor.” Sadece bir üye modern toplumlarda bu bilgilerin karşılanacağını ifade ederken, diğer tüm üyeler ret kararına imza atıyor. Oysa Talep edilen bilgiler Genel Sağlık Sigortası ile ilgili. Genel Sağlık Sigortası 5510 sayılı yasa ile 01 Ekim 2008’de yürürlüğe girdi. Ortada muğlak bir başvuru yok. Fakat varmış gibi başvurum reddedildi. Bu durum muhalefetteki birçok milletvekilinin de yaşadığı sorun.
TALEBİMİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİM: Ben yasal yollarımı kullanmaya devam ederek dava yoluna gittim. Bu yılan hikayesine dönen bilgi edinme tabimi sonuna kadar sürdüreceğim. Değerli Basın mensupları, ben bu bilgi edinme talebini verdiğimde yıl 2019’du ve pandemi yoktu. Türkiye’de istihdam edilen kişi sayısı TÜİK verilerine göre 28 milyon 80 bin kişiydi. Bu sayının yüzde 35’i, yani 9 milyon 692 bini sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı değildi. Yani sokaktaki her 10 çalışandan 3’ü kayıt dışıçalışıyor ve sağlık hakları bakımından güvencesiz iş havuzunda yer alıyordu.
24 MİLYON VATANDAŞI İLGİLENDİRİYOR: Bunu şunun için vurguluyorum: Türkiye 2020’nin başında pandemiye yakalandığında en az 9 milyon 692 bin kişinin hiçbir sağlık, sosyal ve ekonomik hakkı yoktu. Kayıt dışıçalışan yaklaşık 10 milyon vatandaşımızdan en az 4 milyon 846 bininin dört kişilik bir aileyi geçindirmek zorunda olduğunu varsayalım. Bu durumda hiçbir sosyal ve ekonomik güvencesi olmayan tam 19 milyon 384 bin kişinin pandemiyle kaderlerine ya da ölüme terk edildiğini söyleyebiliriz. Bu sayıya bir başına yaşayan, yani ailesi olmayan diğer 4 milyon 846 bin kişiyi de eklediğimizde 24 milyonu geçiyor. Bakın iktidar mekanizması tarafından sıradan ya da üstünde durulmaya değer görülmeyen bir bilgi edinme talebi kaç milyon yurttaşımızın hayatını ilgilendiriyor.
BİLGİ SAKLAYAN, SANSÜRCÜ ANLAYIŞ: Gerçek şu ki Covid-19 salgınıyla birlikte tüm vatandaşları kapsamına alan bir sağlık hizmeti sunan ve finanse edebilen bir sosyal güvenlik sistemine ihtiyaç vardır. Biz 83 milyonu Londra’daki bir avuç tefeciye mahkum eden bu sığ politikaları reddediyoruz. Elbette, eski genel başkanımız merhum Bülent Ecevit’in deyişiyle, "bu bozuk düzen değişecektir" Değiştireceğiz. Halkından bilgi saklayan, sansürcü anlayış tarih önünde eninde sonunda hesap verecektir. Ve tarih hiçbir sosyal güvencesi olmayan yaklaşık 24 milyon kişiyi göz göre göre pandemi sürecinde ölümün kucağına yollayan bu iktidarı mahkum edecektir.
Kaynak: ANKA