Esenyurt’ta “Göç” Konusu Masaya Yatırıldı

Esenyurt’ta düzenlenen Göç, Göç Yönetimi ve Belediyeler Paneli’ndekonuşan Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Göç, devletin çözmesi gerekenbüyük bir sorun. Belediyeler bu dramatik göç dalgalarına hazırlıksızyakalandıkları için maalesef üstesinden gelemediler. Devletler ya da hükümetlerbir kentleşme politikasına sahip olmadıklarından belediyeler nitelikleriniyitirmeye başladı. Bu sorunun çözümü; herkesin bulunduğu yerde insanca yaşamkoşullarına sahip olmasından ve toplumsal barıştan geçer” dedi.

Yoğun nüfusunun büyük bir kısmını göçmenlerin ve sığınmacılarınoluşturduğu Esenyurt’ta “Göç, Göç Yönetimi ve Belediyeler Paneli” düzenlendi.Panelde göçün ilçede yarattığı etkiler ve bu etkilerin doğru bir şekilde nasılyönetileceği konuşuldu. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’inöncülüğünde gerçekleşen panele, CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, CHPAğrı İl Başkanı Ali Bayram, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği(UNHCR), Save The Children Türkiye (SCI), Marmara Belediyeler Birliği, İstanbulBüyükşehir Belediyesi Göç, Göçmen ve Mülteciler Komisyonu, STK’lar,akademisyenler ve araştırmacılar katıldı.

 “Göç, Devletin Çözmesi Gereken Bir Sorundur”

Programda yaptığı konuşmada Türkiye’de göç politikasının olumsuzsonuçlar doğurduğunu söyleyen Başkan Özer şöyle devam etti: “Esenyurt, göçbağlamında Türkiye'nin en önemli merkezlerinden biri. Göçün kentleşmeylebağlamına baktığımızda, Türkiye'de kentleşmeyi devletin kentleşmesi, emeğinkentleşmesi ve sermayenin kentleşmesi olarak üç bölümde ele alabiliriz. Asılbüyük dramatik göç dalgaları 90'dan sonraki üçüncü dönemdedir. Bu dönemdeözellikle Doğu’da ve Güneydoğu'da meydana gelen çatışma ortamından dolayıinsanlar önce göç istasyonları olan kentlere geldi, sonra buralarda da tutunamayıpİstanbul ve İzmir gibi şehirlere, güneyde de Adana, Mersin, Antalya gibiyerlere akın etti. Burada iki önemli nokta söz konusu: Birisi, uygulanan yanlışpolitikalar kentlerin varoşlarını adeta fitili ateşlenmemiş bombalar halinegetirdi. Bu bölgeler açlık, yoksulluğun hüküm sürdüğü alanlara dönüştü. İkincihusus ise kırdaki insan devletin uhdesinde iken bir gece yatağını alıp şehregeldi ve bir günde belediyenin uhdesine girmiş oldu. Böyle olunca belediyelerde bu dramatik göç dalgalarına hazırlıksız yakalandıkları için maalesefüstesinden gelemediler. Halbuki göç, devletin çözmesi gereken büyük birsorundur. Devlet ya da hükümet bir kentleşme politikasına sahip olamadığı içinbelediyeler tefessüh edilmeye başladı.”

“YaşadığımızDramın Baş Aktörlerinden Biri Esenyurt”

Esenyurt’un son 10 yılda aldığı yoğun göç ile nüfusun 1 milyonuaştığını belirten Başkan Özer, “Yaşadığımız dramın baş aktörlerinden biriEsenyurt. Devlet, göçle gelen insanlarla ilgili aş, iş, beslenme, barınma gibi temelinsan hakkı olan unsurları yerine getirmiyor. Bir kente gelen vatandaşın o kentüzerinde hakları var. Bu hakları onlara verdiğiniz takdirde onlardangörevlerini yerine getirmelerini beklersiniz. Ama hakkını ihya edebilecekortamı ne devlet sağlayabilmiş, ne de yerel yönetimler sağlayabiliyor. Çünkühem sığınmacı nüfusumuz var hem de göçmen nüfusumuz var. Bunlar zaten kayıtlıdeğil. Dolayısıyla mevcut komşularımıza, sakinlerimize vermemiz gerekenhizmetten kesintiye gitmek zorunda kalıyoruz. Yani ne mevcut Esenyurtlulara, nede göçle gelenlere tam olarak hizmet edemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

“Sermaye KendiKöşesine Çekilmiş”

Esenyurt’ta göç ile ilgili yaşanan sorunlara çözüm önerileri sunanÖzer, “Hezimet içinde köyünden koparak gelen insanların burada kentlileşmelerilazım. Kentin sermaye gibi bir dinamiği var. Fakat sermaye kendi köşesine,kendi çadırına çekilmiş durumda. Aynı zamanda kentlileşmiş nüfus da azalmış.Dolayısıyla kenti kent yapan temel dinamikler ortada yok. Gelen insanlarınetkileşimde bulunup görüşeceği bir yapı olmayınca burada kentlileşmek yerinekenti büyük bir köy haline getirmişler. Şimdi Esenyurt'a tam olarak ne bir kentdiyebiliyoruz, ne de tam bir köy diyebiliyoruz. Bunun çözümü makropolitikalarla olacak. Asıl çözüm herkesin bulunduğu yerde insanca yaşamkoşullarına sahip olmasından geçer. Herkesin bulunduğu yerde insanca yaşamakoşullarına sahip olmasının yolu da toplumsal barıştır” şeklinde konuştu.

“Sosyal BelediyeciliğinKalbi Esenyurt”

Sosyal belediyecilik anlamında yaptıkları ve yapacakları çalışmalarada değinen Özer şöyle konuştu: “Elbette ki hükümetlerin yapması gereken işlervar ama biz de belediye olarak sosyal belediyeciliği ihya etmek durumundayız. Onedenle ‘Sosyal Belediyeciliğin Kalbi Esenyurt’ diyoruz. 15 bin kişiye günlüksıcak yemek çıkaracak bir aşevinin açılışını yaptık. Normalde bu doğrudandoğruya bizim işimiz değil ama bizim yoksullarımız varsa onları görmezdengelemeyiz. Kent lokantalarını açacağız. On beş tane kreşin temelini atmayıplanlıyoruz. Bugüne kadar İBB ile bir planlama, iş birliği yapılmamış. Onuşimdi gerçekleştiriyoruz. Büyük bir takım yatırımlar yapacağız. Belki üçmilyarı geçecek yatırımları önümüzdeki süreçte Ekrem Başkanın da öncülüğündeEsenyurt'ta gerçekleştireceğiz. Ancak üretimi artırırsak ve üretilenin hakçabölüşümüne katkıda bulunursak ve bunları toplumsal barış içerisindegerçekleştirirsek başarılı olabiliriz diye düşünüyorum.”

“Bu KonununEsenyurt’ta Konuşuluyor Olması Da Son Derece Önemli”

Panele katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, göç çalışmalarınınpartisinin yol haritasını çizmesi konusunda önemli olduğunu ifade ederekşunları söyledi: “Küreselleşmenin ortaya çıkmasıyla birlikte, göç veren ülkelerve göç alan ülkeler arasında bir kriz ortamı doğdu. Bu yaşananlar küresel birkriz aslında. Dolayısıyla burada konunun hem uzmanları hem de taraflarıylaböyle çalışmanın olması çok memnuniyet verici. Baktığımızda Türkiye’de ikitürlü göç var. Bunlardan birincisi ülkemize gelen yoğun göç, ikicisi ve asılkritik konulardan biri olan mevcut genç nüfusun Türkiye dışına çıkmak istiyor olması.Türkiye'de Cumhur İttifakının ortaya koyduğu sermaye sürecinde sermayedarlarla,ülke dışına gidip oralarla iş yapmaya çalışıyoruz. Bütün bunların hepsi bizimçok ciddi olarak değerlendirmemiz gereken konular. Suriye sorunu Türkiye’de göçolgusu açısından özellikle incelenmesi gereken bir süreç. Bu konununEsenyurt’ta konuşuluyor olması da son derece önemli. Değerlendirmemizaçısından, buradaki sonuçların parti genel merkezine iletilmesini istiyorum.”

“Göç, Türkiye'deNe Yazık Ki Bazı Siyasi Partilerin Tercihi Haline Gelmiştir”

Göç konusunun siyasi partilerin tercihi haline geldiğini belirtenKarabat, “Göç, Türkiye'de ne yazık ki bazı siyasi partilerin tercihi halinegelmiştir. Bu yanlış tercih, kendileri açısından da bir krize dönüşmüştür.Kayseri'de yaşadığımız olaylar, Fatih’te yaşadığımız olaylar aslında siyasi birtercih. Bu siyasi tercihin zaman içerisinde yoğun göçü yürütemez hale geldiğinihepimiz görüyoruz. Elbette biz sosyal demokrat bir parti olarak bu tabloyakarşı ırkçı bir yaklaşım sergilemeyeceğiz. Ama diğer taraftan bir devletolduğumuzu ve bu devletin sınırları olduğu gerçekliğini de görmezden gelemeyiz.Yaşanan bu göç dalgası, bizim demografik yapımızı değiştiriyor, dolayısıylaulusal karakterimizi de tehlikeye atıyor. Bunu görmekte fayda var. Bu göçolgusu da bizden daha çok uluslararası, emperyalist güçlerin işine geliyor.Dolayısıyla soruna farklı çerçevelerden bakmamız gerekiyor. Orta Doğu açısındanbakarsak insanları yurtlarından kovan bir barbarlıkla karşı karşıyayız.Toplumsal barış noktası çok önemli. Bu noktada bizim önerdiğimiz Orta DoğuBarış ve İşbirliği Teşkilatı’nın kurulmasıdır ve bu son derece önemlidir” diyekonuştu.

“Türkiye’deGöç Sorununun Çözümünü Tartışacaksak, Merkezi Esenyurt”

Karabat son olarak şunları ekledi: “Eğer Türkiye’de göç sorunununçözümünü tartışacaksak, bunun merkezi Esenyurt’tur. Hem uluslararası alanda hemde Türkiye’nin kendi içinde yaşadığı göç konusunda Esenyurt’un özel bir yerivar. Esenyurt, en hızlı göçü alarak büyümüş ilçelerin başında geliyor. NerdeyseTürkiye’de yaşayan herkesin kendini var ettiği bir ilçe haline gelmiş durumda.Dolayısıyla bu çalışmaların burada yapılıyor olması son derece önemli. Busorunun burada konunun uzmanları ile birlikte tartışılıyor olmasının göçsorununa katkısı inanıyorum ki büyük olacak. Hem Esenyurt Belediyesininkıymetli Başkanına hem çalışanlarına hem de bugün burada bu sürece katkısunacak hocalarımıza çok teşekkür ediyorum.”

“SığınmacıSorunu İle İlgili En Büyük Problemlerden Biri Kontrolsüzlük Ve Belirsizliktir”

Sığınmacılar konusundaki en büyük sorunlardan birininkontrolsüzlük ve belirsizlik olduğunu ifade eden İBB Göç, Göçmen ve MültecilerKomisyonu Başkanı ve Esenyurt Belediyesi CHP Meclis Üyesi Reşhan Karahan, budurumun belediyelerdeki planlama ve hızlı hizmet konusunda aksaklıklara nedenolduğunu belirtti. Karahan, “Bizim derdimiz göç yönetimiyle ilgili çözümüretilmesi ve bu sürecin daha şeffaf ve etkili bir şekilde yönetilmesidir.Sığınmacıların entegrasyonu sağlanmazsa, bugün yaşadığınız gibi toplumsal uyumve güvenlik problemleri hayatımızın bir parçası haline gelecektir. Ayrıcaeğitim, sağlık ve barınma gibi temel hizmetlerin yetersiz kalması hemsığınmacıların hem de halkımızın yaşam kalitesini düşürmektedir. Sonuç olarak,mülteci krizinin uzun vadede getirdiği sosyal ve ekonomik sorunları göz ardıetmemeliyiz. Bu konuda halkı bilgilendirmek ve entegrasyon sürecini etkili birşekilde yönetmek zorundayız. Hükümetin daha şeffaf, planlı ve toplumunihtiyaçlarını gözeten bir yaklaşım sergilemesi gerekmektedir. Bizler de Göç,Göçmen Ve Mülteciler Komisyonu ve yerel yönetim temsilcileri olarak üzerimizene düşüyorsa yapacağımızı bilmenizi isteriz” dedi.

Programda konuşmaların ardından, Ankara Üniversitesi öğretim üyesive Mülkiye Göç Araştırmaları Merkezi temsilcisi Prof. Dr. Murat Erdoğan,Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi ve Göç Araştırmaları Derneği temsilcisiDoç. Dr. Didem Danış, Esenyurt Kent Konseyi temsilcisi Birgül Çay, İNOGARKooperatifi temsilcisi Mehmet Sarıca, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesiöğretim üyesi Prof. Dr. Şükrü Aslan ve UNHCR temsilcisi Selçuk Şatana bilgi vedeneyimlerini aktardı. Panelistler ile “Göç Yönetimi ve Stratejileri, DevletPolitikalarının Yerel Yönetime Yansımaları”, “Yerel Yönetimler İçin GöçYönetiminin Hukuki Bağlamları”, “Göçmenlerin Entegrasyonu ve Sosyal UyumuHakkında Çalışmalar”, Göç Yönetiminde İş Birliği ve Göçmen Karşıtlığı ÜzerineYerel ve Global Politika” konuları masaya yatırıldı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Esenyurt Haberleri