İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerel yönetimin reforma ihtiyaç duyulduğunu belirterek, "Kentin sahibi bu kentte yaşayan insanlar olmalı. Hesap sormalı, denetlemeli. Hem yasal düzenlemelerde hem yönetimde olan insanların yerel demokrasiye inançlarını ortaya koyma konusunda reforma ihtiyaç var" dedi.
Ortak aklıçalıştırarak, ölçülebilir fayda yaratan veya buna ilham veren işleri tetikleyen sosyal inovasyon platformu imece, 18-19 Mart’ta Zorlu Holding’in ev sahipliğinde ‘imece summit Geleceğe Etki Zirvesi’ni gerçekleştirdi. Zirve, sürdürülebilir bir toplum ve gezegen için düşünen, üreten; düşünür, iş insanı, akademisyen ve fikir önderi olan yüzlerce değişim öncüsünü bir araya getirdi.
İş dünyası, sivil toplum, akademi, kamu, girişimcilik ekosistemi gibi farklı sektörlerden etki odaklıçalışmalarıyla bilinen yüzlerce değişim öncüsünün bir araya geldiği imece summit’in “Geleceğe Etki” seminerinde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu kendi değişim yönetiminden bahsetti.
"15 YAŞAM VADİSİ TASARLIYORUZ"
İstanbul için yeşil dönüşümün önemli bir ihtiyaç olduğunu belirten İmamoğlu, göreve geldikten sonra Kemerburgaz ve Hacıosman’da bulunan kent ormanlarını hizmete açarak 2020 yılında 3 milyon metre kareye yakın iki ormanda aktif yeşil alanıİstanbul’a kazandırdıklarını belirtti. Şu anda Kemerburgaz kent ormanında 3 milyon 600 bin metrekarelik bir alanı daha hazırladıklarını bildiren İmamoğlu, şunları söyledizlerini şöyle sürdürdü:
“Böylelikle bu iki alanda 6 milyon 300 bin metrekareyi aşan muazzam bir aktif alanıİstanbulluların hayatına katmış olacağız. Özellikle dere havzalarını ve yıllardır tartışılan Ayamama ve Kurbağalıdere gibi 15 noktadaki dere havzasıyla ilgili sıkı bir çalışma yapıyoruz. Temiz su, atık su ayrımı yapıyor, su yönetimini etkin bir şekilde yeşil dönüşümün içine katarak 15 yaşam vadisi tasarlıyoruz. Atık yönetimiyle ilgili ciddi adımlar atıyoruz. İstanbul’un yüzde 15’lik çöpünü yakarak enerjiye dönüştürecek bir tesisimizi mayıs ayı içinde tamamlıyoruz. Buna ilave aynı kapasiteye yakın şehrin iki farklı yakasındaki iki tesis için de fizibilite çalışmalarını yürütüyoruz. Tüm bu dönüşümü bütüncül bir yapıda yönetiyoruz. Dönüp baktığınızda yerel yönetimin reforma ihtiyaç duyduğunu da görüyoruz. Kentin sahibi bu kentte yaşayan insanlar olmalı. Hesap sormalı, denetlemeli. Hem yasal düzenlemelerde hem yönetimde olan insanların yerel demokrasiye inançlarını ortaya koyma konusunda reforma ihtiyaç var. Biz İstanbul olarak örnek modeller üretmeye gayret ediyoruz. Kent meydanlarından yeşil alanlarının tasarlanmasına kadar birçok alanda süreci halkla birlikte yarışmalar yaparak yönettik. Adil, yeşil ve yaratıcı olmak üzere üç ana prensip üzerinden bir gelecek vizyonumuz var. Katılımcılığıönemsiyoruz. Bir sokağın bile ihtiyacını orada oturan insanlarla yönetmek için maksimum demokrasiyle, yeni nesil bir yerel yönetim anlayışıyla çalışıyoruz.”