KIŞ aylarının vazgeçilmezi limon tezgahlarda yerini almaya başladı. Türkiye'nin limon deposu olarak bilinen Mersin'e bağlı Erdemli'de üretilen limonlar tüm şehirlere dağıtılıyor. Mersin'den 2,5 liraya yola çıkan limonun kilosu İstanbul'da 6-7 lira arasında satılıyor. Bahçeden fabrikaya, fabrikadan satıcılara, satıcılardan da tezgaha ulaşan limon pek çok aşamadan geçiyor. Bu maliyetli süreçte limonun fiyatı 2-3 katına çıkıyor.
"BEDAVA LİMONUN MALİYETİ BİLE 3 LİRA"
Bayrampaşa Yaş Sebze ve Meyve Hali'ne gelen limonlar 3,5 liradan pazarcı ve marketçilere satışa sunuluyor. Halde alışveriş yapan manav Nihat Ulu, tarladan tezgaha gelene kadarki süreçte masrafların çok olduğunu belirtti. Ulu, "Ben 3 lira 50 kuruştan aldım, 5 liraya satacağım. Mazotun litre fiyatı 6,5 lira. Mersin'den gelen kamyon buraya 6 bin liraya geliyor. İçinde 14 ton mal var. Bedavaya limon alsanız bile maliyeti size 3 lira oluyor. Çünkü masraflar çok dolayısıyla yapacak bir şey yok burada" dedi. Manav Nihat Ulu ise halden aldığı limonları ertesi gün tezgahında 5 liradan satışa sundu.
Kırklareli'nde pazarcı olan ve hale gelen pazarcı Yalçın Kokum ise arada komisyoncuların olması gerektiğini ancak giderlerin düşürülmesi gerektiğini ifade ederek, "Şu anda 3 lira 70 kuruştan alıyoruz. Pazarda 5 liradan satacağım. Araçla geldik, 300 liralık mazot koyduk. Sadece mazot giderimiz 300 lira. Diğer masrafları da eklediğimiz zaman 600-700 lirayı buluyor. Giderler yüksek, giderlerin yüksek oluşu, işi altından kalkılmaz bir hale getiriyor. Bu işi yapan insanlar bunlar. Benim tek başıma Mersin'den 1 ton limon getirme imkanım yok. Bu işi mutlaka bir aracı yapacak. Nasıl emlak komisyoncusu varsa bu işte de olacak. Bir arabayı galeriden alıyorsunuz, fabrikadan almıyorsunuz. Bunların işi de bu malı satmak. Sandık gideri, kağıt gideri, nakliye gideri var. Bu adam bir şey kazanmayacak mı? Bunda anormal bir şey yok" diye konuştu.
"FİYATLARIN BU ŞEKİLDE OLMASI NORMAL"
Halde satıcı Eren Gül de yapılan her işlemin limonun maliyetini arttığını belirterek,şunları söyledi: "Öncelikle limon buraya gelmeden önce pek çok işlemden geçiyor. Ayrıca dalından tezgaha gelene kadar aradaki fiyatın açılmasının en büyük sebebi tek tip malın istenmesi. Burada suç biraz da tüketicide. Bir limon diğerinden biraz küçük ya da pütürlü ise tercih etmiyor müşteri. Halde de serbest piyasa olduğu için arz talebe göre fiyatlandırma oluyor. Dalından 2.5 liraya alınan limonun 25 kuruş paketleme tesisine getirilme masrafı var. Tüm limonlar dalından yeşil olarak toplanır, sarartma odalarına sokulur ve bu hale gelir. Daha sonra bunun işlenmesi var. Bunun da fabrikada fason maliyeti var 25 kuruş. Mersin'den buraya nakliyesi var. Gelene kadar 3 lira 30 kuruş oldu zaten. Fiyatların bu şekilde olması normal. Ben burada çiftçinin malını pazarcıya satıyorum. Yasal olan yüzde 8 komisyonumdan başka bir karım yok."
"MERSİN'DE EN FAZLA 1,5 LİRADIR"
Bir başka pazarcı Mehmet Oral ise "Ben 5 liraya satıyorum. Müşteri alana kadar üç dört kişinin elinden geçiyor. Bu şekilde olmasa limon Mersin'de bu en fazla 1-1,5 liradır" dedi.
Pazar ve manavların aksine market fiyatları ise daha yüksek. Pazarda kilosu 5-6 lira arasında satılan limon markette kilosu 7,5 liraya ya da tanesi 1,5 liraya satılıyor. Marketçi Özer Yalçın ürünlerde kar oranlarının ise yüzde 25 olduğunu söyledi. Yalçın, "Üç el değiştiriyor. Hal, komisyoncu, perakendeci. Fiyatlara yansıyor tabii bu da. Biz de yüzde 25 kar oranını koyup satıyoruz" diye konuştu.
Vatandaşlar ise fiyatlardaki değişikliğin komisyoncular ve belediyelerin tezgah kiralarından dolayı yüksek olduğunu belirtiyor. Halil İbrahim Gür, "Belediyelerin yer kirasından kaynaklanıyor. Biz pazarcılara bahane bulmuyoruz. Ne kadara alıyorsa ona göre satıyorlar. Sorun sadece vergi ve tezgahlar pahalı" dedi. Bir başka vatandaş da "Tarladan pazarcıya gelecek, pazarcıdan da biz alacağız. Aradaki kişiler çok fiyat koyuyorlar. Onun için de fiyat artıyor" diye konuştu.
"LİMON ALTIN ÇAĞINI YAŞAYACAK"
Mersin Turunçgil Üreticileri Birliği Başkanı (MERTUB) Ahmet Dursen Şahin, "Limonda geçen yıla oranla bu yıl rekoltenin düşük olması fiyatlarda artışa neden olduğunu söyleyerek, 2019 yılında Limon altın çağını yaşayacak" dedi. Şahin, İlçede hasadı yapılan limon bahçelerini ziyaret ederek, üreticilere bol bereketli kazançlar temennisinde bulundu.
REKOLTE DÜŞTÜ FİYATLAR ARTTI
Mersin Turunçgil Üreticileri Birliği Başkanı Ahmet Dursen Şahin yaptığı açıklamada "Türkiye'nin Limon ihtiyacının yüzde 65'inin karşılandığı Mersin'in Erdemli İlçesinde Limon hasadı devam ediyor. Şu anda mayer cinsi limonların kesimi yapılıyor. Yılda yaklaşık 400 bin ton Limonun üretildiği Erdemli'de bu yıl rekoltenin düşük olması nedeniyle 300 Bin Ton limon hasadı bekliyoruz. Kalitesi ve markası ile dünyada ün yapmış Erdemli limonu şu anda dalında 2,5 lira ile 3 lira arasında alıcı buluyor. Kış döneminde yağışların çok olması ve mevsimler arasında çiçek dökümü nedeniyle rekoltenin düşük olması fiyatların çok iyi olmasına ve üreticimizin de yüzünün de gülmesine neden oldu. Bu sezonun üreticilerimize hayırlı olmasını temenni ediyor, bol kazançlı hasat diliyorum" dedi.
LİMON ÜRETİCİSİ MEMNUN
Erdemli'de Limon üreticiliği yapan İsmet Can ise, limon fiyatlarından memnun olduğunu söyleyerek, geçen yıldan kalan borçları bu yıl fiyatların yüksek olması nedeniyle borçlarını kapattığını ifade etti. Can, "Erdemli'de limon üreticisi olarak bu yıl çok sevinçliyiz. Geçen yıl 25 kuruşa zor sattığım limonun kilosunu bu yıl dalında 2,5 liraya sattım ve geçen yıldan kalan borcumu ödedim.
Bu yıl rekoltenin az olması nedeniyle fiyatlar yüksek. Bizler çok mutluyuz. Geçen yıldan kalan borçlarımızı ödemenin sevincini yaşıyoruz. İnşallah fiyatlar bu şekilde devam eder ve biz üreticilerin yüzü gülmeye devam eder" dedi. Limon Üreticisi Mehmet Topkara ise, "Bu yıl limonların rekoltesinin düşmesine rağmen limon fiyatları çok iyi gidiyor. Ben limonumu dalında kilosunu 2,5 liraya sattım. Bu yıl limon altın yılını yaşıyor. Hem üreticiler hem de tüccarların yüzü gülecek" dedi.
LİMONDA ALIM SIKINTISI YOK
Erdemli'de limon tüccarı Erdoğan Yaşar ise "Limonda bu yıl alım sıkıntısı yaşanmıyor. Limonun gidişatı çok güzel. Mayer cinsi limonların kilosunu şu anda 2,5 liraya alıyoruz. Limonları, fabrikamıza getirip işledikten sonra 5 liraya mal ediyor. Daha sonra limonlarımızı Büyükşehirlerimize gönderiyoruz. Bu yıl limon üreticisinin yüzü gülecek" dedi.
İHRACATTAKİ ARTIŞ DA ETKİLİ
Mersin ve çevresinde üretimin yaygın olarak yapıldığı limonda, tek merkezli üretim nedeniyle fiyat artışının kaçınılmaz olduğunu dile getiren tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, işçilik, nakliye, kasa maliyeti ve ambalaj giderlerinin hesaplandığında limon fiyatının 2-2,5 liradan 10 liraya kadar yükseldiğine dikkat çekti. Ekber, limonun dalından tüketiciye gidinceye kadar uzun bir yolculuğu olduğunu belirterek hal kirası, iklim faktörleri, ihracattaki artışın fiyatı yükselttiğini söyledi.
Tarladan fabrikaya, fabrikadan satıcılara, satıcılardan da tezgaha ulaşan limon pek çok aşamadan geçiyor. Bu maliyetli süreçte limonun fiyatı iki katına çıkıyor. Üretimdeki azalmaya bağlı olarak fiyatlarda artış yaşandığına dikkat çeken tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, 2018'de üreticinin limonun kilosunu 25- 30 kuruşa sattığını ancak bu yıl dalından 2- 2,5 liraya alındığını söyledi. Limonun üreticiden sonra bir uzun bir serüveni olduğunu belirten Yıldırım, "Yıllara göre değişmekle birlikte limonun yüzde 65- 70'i Mersin Erdemli'de üretiliyor. Üretim bölgesi Mersin iken tüketim bölgesi ağırlıklı olarak İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirler. Ürünü oradan alıp taşıyorsunuz. Bu da ciddi bir maliyet gerektiriyor. Ürün hale girince komisyon ödeniyor. Tüketici halinde bir daha komisyon ödeniyor. Yani üreticiden 2- 2,5 liraya alınan limon tüketiciye 5- 6 liraya, hatta markette 10 liraya ulaşıyor. Bu durum birçok ürün için geçerli. Yani domateste de böyle. Domatesi Antalya'dan alıp İstanbul'a götürdüğünüzde fiyatı en az 2 ya da 3 katına çıkıyor. Bedava bile alsanız tüketiciye gidinceye kadar yüksek girdi maliyetleri nedeniyle fiyatı artıyor" dedi. Benzer giderlerin geçmişte de olduğunu ancak son yıllarda konuyla ilgili duyarlılığın arttığını ifade eden Yıldırım, şöyle konuştu:
"Medya bile eskiden tarım ürünleriyle çok ilgilenmezdi. Ancak sel, dolu gibi felaket durumlarında haber yapılırdı. Üretimin tek merkezli olduğu ürünlerde fiyat artışı daha çok yaşanıyor. Ürün işletmede işlendikten sonra işçi giderleri gündeme geliyor. Ürün hale geliyor. Yaş sebze ve meyvenin yüzde 25- 30'u yolda çürüyor. İşçilik, ulaşım, kasa maliyeti ve ambalaj giderleri hesaplandığında bu fiyat artışı yaşanıyor."
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE UYGUN ÇEŞİTLER
Fiyat artışlarıyla ilgili çözümün üretim girdilerini düşürmek olduğunu dile getiren Ali Ekber Yıldırım, üretimdeki düşüşün iklim değişikliğinden kaynaklandığını öne sürerek limonun narin bir ürün olduğunu dile getirdi. Limonun hem sıcak hem soğuktan etkilendiğini anlatan Yıldırım, "Mayıs ayında yoğun bir sıcaklık yaşandı. 45- 50 derecelik sıcaklıkta ürün zarar gördü. Sonra yağış oldu limon ondan da zarar gördü. Üretimi hem bölgesel olarak yaygınlaştırmak hem iklim değişikliğine uygun çeşitler geliştirmek gerekir. Tüketici açısından bakıldığında tüketici hep pahalıya alıyor" dedi. Hal yasasındaki düzenlemeyle birlikte marketlere bir ayrıcalık getirildiğini belirten Yıldırım, marketlerin hale girmeden ürünü doğrudan üreticiden alıp tezgaha koyabildiğini söyledi. Buna karşın en yüksek fiyatın markette olduğunu savunan Yıldırım, manavların ya da pazar esnafının markete bakarak fiyat belirlediğini vurguladı. Yıldırım, marketlerdeki en düşük kar marjının yüzde 25- 30 olduğunu hatırlatarak birçok tarım ürününde bu fiyat artışının kaçınılmaz olduğunu savundu.
İHRACATTAKİ ARTIŞIN ETKİSİ
Üretimin yaygınlaşmasının iklime bağlı olduğunu anlatan Yıldırım son olarak şunları söyledi: "Birçok vatandaş kendi bahçesine bir limon ağacı diker. Ama limon aynı zamanda bir ihraç ürünüdür. Fiyatlar bu nedenle daha da yükselir. Dünyanın en önemli limon üreticisi Arjantin. Oradaki üretimde yaşanan bir sıkıntı Türkiye'yi de etkiliyor. Biz Uzakdoğu'ya ve diğer ülkelere ihracat yapıyoruz. Bizim ihracat artınca içeride ürün kalmıyor. Ürün kalmayınca da fiyat yükseliyor. Limon için Ürgüp'te mağara depolar var. Mersin yada Adana'dan ürünü oraya götürüp depoluyor ve daha sonra tüketim bölgelerine götürüyorlar. Halbuki günümüzde soğuk hava teknolojisi çok gelişti. Soğuk hava depolarına uygun ısı sağlanırsa maliyet azalır. En önemli maliyet nakliye. Mazot ve benzin fiyatı sürekli artıyor."
(FOTOĞRAF)
Kaynak: DHA