CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık, TBMM’de asistan hekimlerle birlikte düzenlediği basın toplantısında, “Kan alkol değeri onbinde 5’e ulaştığında sürücünün ehliyetine el konuluyor, otobüs şoförüne kesintisiz 5 saatten fazla otobüs kullandırılmıyor ama 36 saat uyumayan bir hekim, kanayan damara dikiş atıyor, iki damarı birleştiriyor, reçete yazıyor, acil müdahalede bulunuyor” dedi. Asistan Hekim Cansel Yaşar da “Asistan hekimler hastaneyi döndürecek ucuz iş gücü olarak görülmekte, hocaların sorumluluğunda olan angarya işler dahil bütün işler omuzuna yıkılmakta ve eğitim süreci baltalanmaktadır” diye konuştu.
CHP’nin doktor milletvekillerinden Kayseri Milletvekili Çetin Arık, asistan hekimlerinin sorunlarını TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme taşıdı. Arık, asistan hekimlerle yaptığı basın toplantısında; otobüs şoförlerine 5 saat kesintisiz araç kullandırılmadığını ancak 36 saat uykusuz nöbet tutan asistan hekimin hastaya müdahale ettiğini belirtti.
"'36 SAAT UYUMAYAN HEKİMİ NİÇİN AMELİYATA SOKTUNUZ" DİYE SORGULANMIYOR"
Arık, “Kendileri hastanelerde büyük bir yükü omuzluyorlar. İnsanüstü bir performansla çalışıyorlar. Aralıksız, uykusuz tam 36 saat çalışıyorlar. Bakınız 24 saat uykusuzluğun etkileri; kan alkol değerinin binde bire ulaştığı etkilerle aynıdır. Ülkemizde kan alkol değeri on binde 5’e ulaştığında araba kullanmak yasal değil. Kan alkol değeri onbinde 5’e ulaştığında sürücünün ehliyetine el konuluyor, otobüs şoförüne kesintisiz 5 saatten fazla otobüs kullandırılmıyor ama 36 saat uyumayan bir hekim, kanayan damara dikiş atıyor, iki damarı birleştiriyor, reçete yazıyor, acil müdahalede bulunuyor. İşte sık sık haber bültenlerinde yer verdiğiniz, ‘hastanın karında makas unutmuşlar’ ya da “gazlı bez unutmuşlar” haberleri bundan dolayıdır. Kimse, ‘36 saat uyumayan bir hekimi niçin ameliyata soktunuz?’ diye sorgulamıyor. Ameliyat sırasında 36 saat uyumayan bir doktoru hastanın üstüne düşerken görebilirsiniz. 36 saat uyumadığı için narkoz verirken kendi uyuyan bir doktoru, hemşire uyandırırken görebilirsiniz” dedi.
"İNTİHAR EDEN HEKİMLERİMİZİ GÖRDÜK"
Arık, ağır çalışma koşulları ve mobbing nedeniyle asistan doktorların hayatlarına son verebildiğini söyleyerek, şöyle konuştu:
“Bu doktorların da hobileri, sevdikleri vakit ayıracakları kişiler var. 36 saatlik nöbet sonrasında evine gidebilen hekimlerimiz bırakın yolunu bekleyen çocuğu ve eşiyle vakit geçirmeyi sadece ve sadece uyuyabiliyor. Nöbet sonrası evine giderken uykusuzluk yüzünden otomobiliyle kaza yapan çok doktor arkadaşlarımızı biliyoruz. Ayrıca bu yoğun tempoyu kaldıramayıp intihar eden meslektaşlarımız var. Daha geçen haftalarda, ‘Keşke piyano çalabilseydim. Kar tanesi fotoğrafçılığı yapabilseydim’ notunu bıraktıktan sonra, uygulanan mobbinge dayanamayıp intihar eden hekimlerimizi gördük. Hem halk sağlığı hem de hekimlerimizin sağlığı açısından Türkiye’de acilen asistan hekimlerimizin çalışma koşulları iyileştirilmesi gerekmektedir.”
"BÜTÜN İŞLER ASİSTAN HEKİMLERİN OMZUNA YIKILIYOR"
Arık’ın açıklamalarının ardından konuşan Asistan Hekim Cansel Yaşar da asistan hekimlerin yaşadığı sorunlara dikkat çekerek, “Asistanlık süresi dahili branşlarda 4, cerrahi branşlarda 5 yıldır. Herhangi bir hastanede asistan hekim olsun ya da olmasın; poliklinik, yataklı servisler, ameliyathane gibi bölümler hastane hocalarının sorumluluğuna tabidir. Buradaki işleyiş asistan hekimlerden bağımsız olarak yürütülebilmelidir. Eğer yürütülemiyorsa o hastane asistan hekimin eğitimi için uygun şartları taşımıyor demektir. Çünkü asistan hekimler hastaneyi döndürmek için değil uzmanlık eğitimi almak ve araştırma görevlisi olarak araştırma yapmak için oradadır. Yani asistan hekimler kendilerini bilime adayan bunun için mesai harcayan kişiler olması gerekirken ne yazık ki tam tersine sadece hastaneyi döndürecek ucuz iş gücü olarak görülmekte hocaların sorumluluğunda olan angarya işler dahil bütün işler asistan hekimlerin omuzuna yıkılmakta ve eğitim süreci baltalanmaktadır” dedi.