CHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ENGİN ALTAY: “İSTANBUL’DA BİR DAHAKİ SEÇİM MART 2024’TE”
-“İSTANBUL SEÇİMİMİNİN İPTALİ ÇABALARI TAM BİR KEPAZELİK”
-“İLÇE SEÇİM KURULLARINA YÖNELİK SORUŞTURMA HUKUKSUZLUĞUN METASTAZ YAPTIĞININ GÖSTERGESİ”
-“TBMM, GENEL BAŞKANIMIZA YÖNELİK ORGANİZE LİNÇ GİRİŞİMİYLE İLGİLİ ÜÇ MAYMUNU OYNADI. ORGANİZE ÖRTBAS ÇABALARIYLA ORGANİZE SUÇ ORTADAN KALKMAZ”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, ilçe seçim kurullarına yönelik soruşturma sürecinin, YSK’nın kararını etkileme çabası olduğunu belirterek, “AKP tarafından ‘hiç bir şey olmamışsa bile kesinlikle bir şey olmuştur’ denilerek başlatılan süreç, hukuk literatüründe de siyaset literatüründe de kepazeliktir. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’dur ve İstanbul’da bir daha ki seçim Mart 2024’te olacaktır” dedi. Altay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişiminin araştırılması önergesinin TBMM’de reddedilmesine de tepki göstererek, “TBMM üç maymunu oynadı. Organize suçu, organize örtbas çabaları ortadan kaldıramaz” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında; AKP’nin iktidar ve yargı gücünü kullanarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptali için Yüksek Seçim Kurulu’nu (YSK) etkilemeye çalıştığını vurguladı. İstanbul Kadıköy, Ataşehir ve Maltepe’de sandık kurulu başkanı ile üyelerine yönelik soruşturmayı eleştiren Altay, “Hukuksuzluğun metastaz yaptığına bir kez daha tanık oluyoruz. YSK’daki hukuksuzluğun Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na metastaz yaptığını görüyoruz. YSK’ya baskıya yargı da dahil oldu ve Pazartesi günü yapılacak görüşme öncesinde YSK’nın işini kolaylaştırma arayışları görülüyor. Ama nafile çabalardır. 'Hiçbir şey olmamışsa bile kesin bir şeyler olmuştur' denilerek, YSK'ya başvurulmaz, hadi başvuruldu, YSK'nin o itirazın kapağını açmadan iade etmesi gerekir. AKP'nin yaptığı şudur: 'Ben Büyükçekmece'ye itiraz ettim iptal edilsin, ben İstanbul seçim sonuçlarına itiraz ettim iptal edilsin'. Peki tamam, ver kardeşim belgeleri, 'onlar yok ben sonra bulup geleceğim.' Şüpheyle YSK'ya başvurulur mu? Bunun adı siyaset literatüründe de hukuk literatüründe de kepazeliktir. Bin sormak istiyorum, bu suç duyurularını kim yaptı? AKP mi yaptı, YSK mı yaptı? İpe un sermeye devam ediyorlar. Ali İhsan Yavuz, seçimin hukuksuz tamamlandığı paranoyasını sürdürmeye devam ediyor. Yargı desteğiyle şimdi YSK’ya bir basınç ve tasallut uygulanıyor. YSK'nin saygıdeğer üyeleri bu basınca Cumhuriyet Başsavcılığı destekli bu tasalluta boyun eğmeyin” diye konuştu.
YSK TAHKİKAT KURULU DEĞİL
Yargının ve YSK'nın bilmesi gereken şey; yasal düzenlemelerin ve genel kabul gören uygulamaların dışına çıkıldığında, nerede durulacağını kimse bilemez. Hukuksuzluklara hukuk adına saygı gösterilemez” diyen Altay, YSK da dahil olmak üzere herkesin Anayasa’dan aldığı yetkiyi, Anayasa’ya uygun kullanması gerektiğini belirtti. Altay, “Anayasa Mahkemesi Başkanı ‘Hakim hiçbir şart altında aklını ve vicdanını başkasına emanet edemez’ diyor. Doğru. Buna keşke savcıları da ekleseydi. Bugünkü soruşturmaların, karar gününden önce YSK kararına destek olmak amacıyla başlatıldığı çok açıktır. YSK üyeleri, Anayasa’dan aldıkları yetkiyi, anayasaya uygun kullanması gerekir. İnsan içine çıkacak yüzünüz olsun. Yarın çocuklarınız, torunlarınızın yüzüne bakacak yüzünüz olsun. Kızılay'da sizi yürütmezler sizin yüzünüze tükürürler. Bu baskıya, basınca, tasalluta boyun eğmeyin. Önünüzde kanun var anayasa var.
Aslında YSK toplanmamalıdır bile. YSK bir tahkikat kurulu değildir. YSK önündeki belgeye göre karar verir, şüphe, şaibe var diye bir partinin tüm taleplerine ‘emredersiniz’ diyemez. ‘Seçimsiz Türkiye isteyen iradeye teslim olamaz ben kazanmazsam seçim meşru değildir bunun içtihadını oluşturamaz. YSK ‘sarayın değil, hukukun üstünlüğü esastır’ diyebilmelidir. Bunu yapmayan YSK’nın meşruiyet her zaman tartışılır” diye konuştu.
KAMU GÖREVİ VERİLEN HERKES KAMU GÖREVLİSİ
Sandık kurulları ile ilgili tüm süreçlerin YSK’nın denetimi altında kesinleştiğini ve bu süreçlerin hepsinde AKP’li üyelerinde onayının bulunduğunu vurgulayan Altay, “Ali İhsan Yavuz kamuoyuna yanlış bilgi veriyor. Kanun diyor ki, ‘sandık kurul başkanının göreve gelmemesi halinde kamu görevlisi arasından belirlenen üye, bu üyenin de bulunmaması durumunda en yaşlı üye kurula başkanlık eder’. Yani sandık kurulu başkanının gelmemesi, kamu görevli üyenin gelmemesi halinde, sıradan bir vatandaş bile en yaşlı üyeyse, sandık kurulu başkanı olabiliyor. TCK’da deniyor ki, geçici olarak vatandaşlara kamu görevi verilebilir. Tüm süreçler takvime uygun işlemiş. Şimdi muhalefete başka takvim, iktidara başka takvim olmaz. Önce sandık kuruluna, olmazsa ilçe seçim kuruluna, o da olmazsa il seçim kuruluna itiraz edilir. YSK’ya ancak tam kanunsuzluk itirazı olabilir. Gelin görün ki tam kanunsuzluk itiraz edeceğimiz YSK’nın kendisi tam kanunsuz hal içindedir” dedi.
BAŞKAN İMAMOĞLU, SEÇİM MART 2024’TE
İstanbul seçimlerinin iptalinin mümkün olmadığını belirten Altay, “Bizim için 31 Mart yerel seçimleri İstanbul’da ve Türkiye’nin her yerinde tamamlandı. Bundan sonrası gasp olur. Milet iradesinin gasp edilmesi olur ki YSK eliyle bile yapılamaz. Bizim gündemimizde seçim yenilenmesi yoktur . ‘İptal edilirse’ diye bir şey yoktur. Kesinlikle olmayacak bir şeyin olması durumunda denemez. Seçim yenilenmesi söz konusu değildir, olamaz, olabilemez. 2024 Mart ayının sonuna kadar da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’dur. İstanbul Büyükşehir Belediyesi için bir daha ki seçim Mart 2024’te olacaktır” dedi.
LİNÇ GİRİŞİMİNE ORGANİZE ORTBAS ÇABASI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik Çubuk’ta yaşanan linç girişiminin TBMM’de araştırılması isteminin AKP ve MHP oylarıyla reddedilmesine tepki gösteren Altay, şunları söyledi:
“TBMM geçen gün bir üyesine ve siyaset kurumuna yönelik linç girişimine karşı üç maymunu oynadı. Tamamını itham etmek doğru değildir ama AK Parti ve MHP milletvekillerinin parmak çoğunluğuyla Genel Başkanımıza Çubuk’ta yapılan linç girişiminin araştırılmasının reddi, organize suçu organize şekilde örtme çabasıdır. Hem İçişleri Bakanlığı, hem Adalet Bakanlığı nezdinde, hem de Ak Parti ile MHP grupları nezdinde tanık olduk. Ancak organize örtbas çabalarıyla bu organize suç ortadan kaldırılamaz. ‘Sanığın ifadesini alın, serbest bırakın’ savcının, ENSAR Vakfı ile bağlantılı olması da yargının geldiği nokta açısından düşündürücüdür.”
DIŞ POLİTİKADA TBMM DEVREYE GİRMELİ
AKP’nin dış politikada tüm gelenekleri yıktığını ve Türkiye’nin büyük savrulmalar yaşadığını kaydeden Altay, gerek S-400, gerek F-35 konusunda yaşanan gelişmelerle ilgili TBMM’ye bilgi verilmesi gerektiğini söyledi. Altay, “Yabancı devlet adamlarıyla yapılan görüşmeler mutlaka tutanak altına alınmalıdır. Trump ile ABD’li diplomat ve yetkililerle yapılan görüşmeler mutlaka kayıt altına alınmalıdır. Şimdi YPG ile görüşmeler konusunda tepki gösteriliyor. Peki Yasin El Kadı ile ilgili, Oslo görüşmeleriyle ilgili de önce ne söylendi, sonra ‘görüşmeye ben gönderdim, sıkıntısı olan bana söylesin’ denmedi mi? Bir süre sonra sonra da ‘YPG ile görüşmeye ben gönderdim’ denilirse şaşırmam. Ayrıca S-400 sadece bir savunma sistemi değil. Yeni bir rotadır. Sağlıklı bir tercih mi bu tartışmaya muhtaçtır. TBMM ve Meclis’in ikinci partisi ve diğer partiler neden bilgilendirilmez merak konusudur. Türkiye, ABD-Batı ile kopma adına Rusya ile kumar oynamaktadır. Rusya'ya enerjide bu kadar bağımlı iken savunma konusunda da bağlı hale gelmek, Türkiye için sonu hayırlı olmayabilir” dedi.
Kaynak: chp.org.tr