CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu:
-“Biz ne için birleşiyoruz, neyi kazanmanın peşindeyiz? Tayyip Erdoğan’a karşı mı birleşiyoruz, bu kadar emeği bu kadar küçük bir hedef için mi harcayacağız? Yok böyle bir şey. Herhalde bu yaşımda bu ülkeye bırakacağım miras bu kadar küçük olmasa gerek. Erdoğan’ı göndereceğiz, bunu hep söylüyorum zaten, bu hedeflerimizin en kolayı.”
-“Hepimizi birleştirmesi gereken asıl mesele şudur: Dünyayla rekabet etmek ve kazanmak ve hakkımız olanı almak. Türk’ü, Kürt’ü, Sünni’si, Alevi’si, başı açığı, başı kapalısı, solcusu, sağcısı daha iyi bir yaşam müştereğinde, hakkını alma müştereğinde buluşmalı. Ben bunun için Millet İttifakının adayı seçildim. Ben onarıcı, telafi edici, birleştirici, kucaklayıcı liderlik yapıp asıl geleceğin yeni nesil liderlerine ortamı hazırlayacak, bundan sonra geleceklerin siyasi geleceği için taşları doğru döşeyecek kişiyim.”
-“Millet İttifakı olarak önce toplumu güçlendireceğiz, devleti toparlayacağız, açık yaraları kapatacağız, insanların yaşam sevincini geri vereceğiz, dezavantajlı grupları dezavantajlı olmaktan çıkaracağız, doğru yerlere yatırım yapılmasını sağlayacağız, finansal ve demokratik istikrarı getireceğiz. Yani özetle ülkemizi rayına sokacağız ki bizden sonraki liderler ayaklarını yere sağlam basıp, üzerinde güvenle yürüyebilecekleri sağlıklı bir zemine sahip olsunlar.”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, bu akşam sosyal medya hesabından, “Birleşeceğiz ve kazanacağız. Ama kime karşı?” notuyla paylaştığı videoda şunları söyledi:
“Sevgili dostlar; iyi akşamlar, evime hoş geldiniz.
Bu akşam bir konuyu netleştirmek adına sizleri evime davet ettim. Asıl konuya geçmeden önce, seçim yaklaştıkça giderek artan tuhaf bir duruma dikkatinizi çekmek istiyorum. Saray iktidarı ve onunla yola çıkanlar, kadınların en temel haklarını birkaç oy için pazarlık meselesi yapmaya hazır olduklarını gösterdiler. Kadınların en basit kazanımlarını çöpe atmaya kalkıyorlar. Bakın açık konuşalım, oradaki hedef başı kapalı genç muhafazakâr kadınlardır. Bu genç kadınları ezmek istiyorlar. Onları kontrol altına almak istiyorlar. Evet dehşetle izliyoruz onları ve evet bunların hepsi üzülerek ifade edeyim, gerçek.
Şimdi gelelim asıl meseleye… Biliyorsunuz, birleştire birleştire ülkeyi kazanan bir oyuncu haline getirmeye çalıştığımı. Uzun süredir anlatıyorum. Peki, biz ne için birleşiyoruz, neyi kazanmanın peşindeyiz? Tayyip Erdoğan’a karşı mı birleşiyoruz, bu kadar emeği bu kadar küçük bir hedef için mi harcayacağız? Yok böyle bir şey. Evet bizim demokrasimiz, ekonomimiz, adalet sistemimiz ve özgürlüklerimiz ağır bir Erdoğan tehdidi altında. Bu zaten uzun yıllardır böyle. Ancak, herhalde bu yaşımda bu ülkeye bırakacağım miras bu kadar küçük olmasa gerek. Erdoğan’ı göndereceğiz, bunu hep söylüyorum zaten, bu hedeflerimizin en kolayı. Ama bizim asıl ana hedefimiz çok daha büyük, biz rekabetçi bir Türkiye inşa edecek şartları oluşturacağız. Bugün sistemik bir teknolojik rekabet çağında yaşıyoruz. Bakmayın siz Türk’ün Türk’e propagandasına, İletişim Başkanlığının çöpe attığı milyarlara, biz dünyayla rekabet etmiyoruz.
Sevgili dostlar, rekabette iyi olup olmadığınızı tek bir kriter gösterir: Kazanıyor musun, kaybediyor musun? Bu da iki şekilde anlaşılır; yeni bir refah seviyesi yaratabiliyor musun, bu refaha tam bir barış nesli yaratarak ulaşabiliyor musun? Rekabette kazanıyorsanız milletinizin standardı, alım gücü, huzuru, mutluluğu artar. Seninki artıyor mu sevgili milletim, sevgili halkım? Mutlu musun sevgili vatandaşlarım, sevgili yurttaşlarım? Öyle boş propagandalarla algınızın manipüle edilmesine asla izin vermeyiz. Biz maalesef rekabette zayıfız.
Evet açık konuşalım, bu problemler Erdoğan‘la başlamadı ancak Erdoğan’la ayyuka çıktı. Çünkü Türkiye yıllardır enerjisini iç sorunlarına harcadı. Darbeler gördü, ekonomik krizler gördü, kutuplaşmalar gördü, ayrımcılık gördü, çeteler gördü, terör gördü. Birbirimizle didişe didişe rekabetçi olmaktan çıktık, dünyadan hak ettiğimiz payı alamadık.
Yani hepimizi birleştirmesi gereken asıl mesele şudur: Dünyayla rekabet etmek ve kazanmak ve hakkımız olanı almak. Türk’ü, Kürt’ü, Sünni’si, Alevi’si, başı açığı, başı kapalısı, solcusu, sağcısı bu müşterekte birleşmeli, daha iyi bir yaşam müştereğinde, hakkını alma müştereğinde buluşmalı. Ben bunun için Millet İttifakının adayı seçildim. Ben onarıcı, telafi edici, birleştirici, kucaklayıcı liderlik yapıp asıl geleceğin yeni nesil liderlerine ortamı hazırlayacak kişiyim. Ben, bundan sonra geleceklerin, siyasi geleceği için taşları doğru döşeyecek kişiyim. Millet İttifakı olarak önce toplumu güçlendireceğiz, devleti toparlayacağız, açık yaraları kapatacağız, insanların yaşam sevincini geri vereceğiz, dezavantajlı grupları dezavantajlı olmaktan çıkaracağız, doğru yerlere yatırım yapılmasını sağlayacağız, finansal ve demokratik istikrarı getireceğiz. Yani özetle, ülkemizi rayına sokacağız ki bizden sonraki liderler ayaklarını yere sağlam basıp, üzerinde güvenle yürüyebilecekleri sağlıklı bir zemine sahip olsunlar.
Ve ben sonrasında da, torunlarımla ilgilenmek üzere emekli olacağım. Bu kadar basit. Çünkü benim çözmem gereken çok önemli sorunlar var, bunu da ancak gelecekle ilgili bireysel siyasi emelleri olmayan bir lider yapabilir.
Evet, birleşe birleşe birleşe kazanacağız sevgili vatandaşlarım. Ama dünyaya karşı kazanacağız. Asıl 50 yıldır rekabet etmemiz gerekenlere karşı kazanacağız. Ve sonunda ülkemizin yönü oraya dönecek. Herkes müsterih olsun.
İyi akşamlar sevgili halkım.”