CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN UĞUR DÜNDAR (50. YILI) BELGESELİ GÖSTERİMİNDE YAPTIĞI KONUŞMA (29 MAYIS 2019)
Uğur Dündar’ı gençliğinden beri tanıyorum. Televizyon siyah beyazken onun programlarının karşısında sadece ben değil hepimiz büyük bir dikkatle oturur ve Uğur Dündar’ı dinlerdik. Burada gördüğümde anılarım canlandı. Gerçekten de ödün vermeyen, gerçekten de en zor koşullarda gazeteciliğin hakkını teslim eden bir yiğitti o. Onun hakkını teslim etmek tabi bana düşmez. Onun hakkını teslim edecek olanlar sizlersiniz. Çünkü o sizler için mücadele etti, sizler için kavga verdi. Ve gerçekten de en zor koşullarda, darbeler yaşandı, sıkıyönetimler ilan edildi, idamlar oldu, az önce burada bazı gerçekleri birlikte seyrettiğimiz gıdadan tutun kadın ticaretine kadar, böbrek ticaretinden tutun vergi kaçakçılığına kadar bütün alanlarda, bütün yerlerde en can alıcı noktaya değinen kişinin adı Uğur Dündar’dır. Hakkını teslim edelim.
Bir vergi kaçakçılığı olayından söz edildi burada Halil Bezmen’den. O fabrikada genç bir hesap uzmanıyken arama yapan kişilerden birisi de bendim o yıllarda. Daha sonra parlamentoda tartışmalarımız oldu onu burada da izlediniz. Tartışacağımız arkadaşıma tarafsız bir kişinin olmasını istedim ve ikimiz tarafsız kişi olarak Uğur Dündar’ı seçtik. Ve parlamentoda ilk kez belki parlamento tarihinde Uğur Dündar milletvekillerinin basın toplantısı yaptığı yerde ortada oturdu ve biz ikimiz karşılıklı tartıştık. Ve daha sonra başka bir programda bu kez stüdyoda yine Uğur Dündar’ın olduğu bir ortamda tartıştık. Bu şu anlama geliyor, iki rakibinde güvendiği bir kişi var ve onun tarafsızlığına inandığı bir kişi var ve o kişinin adı Uğur Dündar. Bunu elde etmek kolay değil. Gerçekten de kolay değil. Gazetecilik bir kamu görevi. Hani anlatırız ya yasama, yargı, yürütme dediğimiz üç erk vardı ya. Çağdaş demokrasilerde dördüncü erkin adı medyadır. Medyayı medya yapan, medyayı güçlü kılan halkın desteğidir. Eğer halkın sorunlarına eğilirseniz, o sorunları sorunları çözme iradesine sahip olan kişiye götürürseniz, haber olarak götürürseniz, belgesel olarak götürürseniz, ekran olarak götürürseniz ve sorunu çözdürürseniz onlara gazeteci hayatının en mutlu gününü yaşar. Çünkü o sorunu yakalamıştır, ayrıntılarını kamuoyuna aktarmıştır ve sorunu çözmesi gereken makam sorunu çözmek zorunda kalır. Bu nedenle gazetecilik bir kamu görevidir.
Dolayısıyla Sayın Uğur Dündar bir gazeteci olmanın ötesinde halkın temsilcisi, halkın sorunlarını dile getiren, her türlü baskıya rağmen, hatta her türlü şiddete rağmen doğru haber yapmaktan geri adım atmayan bir kişidir. O bir kamu görevlisidir. Medya dünyasının bir kamu görevlisidir.
Daha da önemlisi tabi gazetecilik bir haberi olduğu gibi alıp vermek değildir. Haberin arkasında ne var, hangi aktörler var haberin arkasında, ayrıntılara inmek gerekiyor. Ona ne diyoruz? Araştırmacı gazetecilik. Araştırmayı yapan, yaptığı araştırmaları bütün boyutlarıyla irdeleyen, danışan, tartışan ve olgunlaştırdıktan sonra da kamuoyuyla paylaşan kişidir Uğur Dündar. O nedenle Türkiye’nin hangi bölgesine giderse gitsin, toplumun hangi kesimiyle karşılaşırsa karşılaşsın Uğur Dündar medya dünyasının önemli bir markası olarak önümüzde durur. Ve biz bugün bir bölümünü izledik, çünkü ben Uğur Dündar’ın medya dünyasında çok ama çok önemli haberlere imza attığını gayet iyi biliyorum, sizlerde biliyorsunuz. Ve Uğur Dündar sadece kendisi için değil kendisinden sonra yetişecek olan gazeteciler içinde önemli bir markadır. Bundan sonra yetişecek olan gazeteciler onun yaptığı haberleri hangi koşullarda haberleri yaptığı, hangi koşullarda televizyon programları yaptığı, halkın nabzını nasıl tuttuğunu onun haberlerini belki okuyarak, kitaplarını okuyarak, izleyerek öğrenmiş olacaklardır.
Biliyorum bir belgesel için biraz uzun bir konuşma oldu bunun farkındayım. Ama emin olun anlatacak daha çok şey var. Ben şunu gayet iyi biliyorum. Topluma hizmet edeni toplum asla unutmaz. Hangi görüşten, hangi kimlikten, hangi inançtan olursak olalım eğer vatandaş olarak benim sorunlarımı birisi tutup da gündeme getiriyorsa ve o sorunların çözümü konusunda katkı veriyorsa benim onu unutmam mümkün değildir. Halkın böyle bir feraseti vardır, böyle bir gücü vardır, böyle bir zarafeti vardır. Kendisine hizmet eden, kendi sorunlarını gündeme getiren, sorunların çözülmesi için mücadele eden bir kişiyi halkın unutması mümkün değildir. O nedenle Uğur Dündar aynı zamanda bir halk insanıdır, bir halk adamıdır. Halkın arasına girer, onlarla sohbet eder. Elbette halk onu bağrına basacaktır. Onu bağrına basmayıp da kimi basacaktır? Onun sorunlarını çözen, sorunlarıyla beraber olan. Gazetecilik farklı bir şey tabi onu da düşünmemiz gerekiyor. Gazetecilik farklı bir şey. Gazetecilik devlet memurluğu gibi değil, sabah gideceğim saat 08.00’de daireye akşam 17.00 evime gideceğim. Gazetecilik 24 saat yaşamak demektir. Nerede haber var, nerede olay var, nerede haksızlık var onun peşinde koşan demektir gazetecilik. Dolayısıyla gazetecinin 24 saati de doludur.
O nedenle gazetecilik mesleği kutsal bir meslektir, sıradan bir meslek değildir. O nedenle Sayın Uğur Dündar diyor ki, yeniden dünyaya gelsem tekrar gazeteci olurdum. Çünkü halka hizmet etmek, hakka hizmet etmek demektir. Halkı kucaklamak demektir. Ben kendisini böyle biliyorum.
Hepinizin huzurunda bu topluma verdiği büyük katkılar nedeniyle, engellediği büyük haksızlıklar nedeniyle kendisine gerçekten de yürekten teşekkür ediyorum.
Kaynak: chp.org.tr