Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yeni bir video yayınlayarak sokaklarda giderek yaygınlaştığını belirttiği uyuşturucuya karşı vatandaşları uyardı, hükümeti eleştirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Her türlü kara paranın ülkeye girmesine göz yumdular. ‘Getir, nereden getirirsen getir, kaynağını sormayacağım’ dediler ve bu kirli parayı yani milyar dolarları, yani uyuşturucu paralarını Türkiye’nin cari açığını finansmanında kullandılar… Gelelim ‘Okul önünde yakaladığınız uyuşturucu satıcısının bacağını kırın’ diyen namıdiğer Fotoroman Süleyman’a. O da Fotoromancı ya, Saray da çok iyi biliyor ki bu uyuşturucuları kendileri davet ettiler bu ülkeye. ‘Paralarınızı getirin, her şeye göz yumacağız’ dediler ve göz yumdular. Bunlar onunla bununla poz veren, gençlerin diliyle söyleyeyim ‘Breaking Bad Süleyman’ ülkenin çocuklarının zehirlenmesine göz yummuştur. Yazıklar olsun onlara” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi kurucusu Hacer Foggo ile sosyal medya hesabından bir video paylaştı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de bir metamfetamin salgını var. Sarayın düzeni bu salgını besliyor. Bakmayın ‘okul önünde uyuşturucu satanın bacaklarını kırarız’ palavrasına. Bugün size Sarayın kara para ile bu zehiri nasıl sokaklarımıza davet ettiğini anlatacağım. Kirli paranın sonucudur bu” notuyla paylaştığı videoda; uyuşturucu baronlarından, yoksul mahallelerde uyuşturucunun yaygınlığından bahsetti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için de “‘Breaking Bad Süleyman’ ülkenin çocuklarının zehirlenmesine göz yummuştur” diye konuştu.
CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi kurucusu Hacer Foggo ise ‘meth’in halk dilinde ‘Metin amca’ diye anıldığına değinerek gençlerin uyuşturucuları yüzde 45.3 oranında evde kullandığına dikkat çekti.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, paylaştığı videoda ‘metamfetamin salgını’na ilişkin şunları söyledi:
“Sevgili halkım. Bugün CHP Yoksulluk Dayanışma Ofisi kurucusu Hacer Foggo Hanım ile sizlere seslenmek istiyoruz. Hacer Hanım hayatını mahallelere, yoksullara, çeperlere adamış biri. Kendisinden bir konuya odaklanmasını istedim. Uyuşturucu salgınına ve bu salgının kent çeperlerindeki yoksul çocuklarımıza ne yaptığına bakmasını istedim. Ailelerimiz büyük bir tehdit altında. Evlerinin içinde bir yürek yangını var. Gencecik çocuklarımız, evlatlarımız uyuşturucunun ağına düşüyor. Ailelerimiz çaresiz. Bir yanda çocukları, evlatları bir yanda hayatın türlü zorlukları. Peki bu evlatlarımızın zehirlenmesinin ana kaynağı nedir? Bu acılı, sıkıntılı aileler sokaklarına uyuşturucu girmesin diye mücadele ediyorlar. Ama mevzu sokakta değil ve sokak mücadelesiyle bu sorun çözülemiyor. Mevzu çok daha büyük, çok daha derin bir yerde. Ben sebebini detaylı olarak açıklayayım.
Her şey bu iktidarın ekonomiyi bitirmesiyle başladı. O kadar müsrifce harcadılar ki beytülmale el atacak, el uzatacak hale geldiler. Hazineyi boşalttılar, ekonomiyi çökerttiler, tüm kaynaklar tükenince de iktidarda kalmak için çok kirli bir oyuna girdiler. Bu oyun neydi sevgili halkım? Her türlü kara paranın ülkeye girmesine göz yumdular. ‘Getir, nereden getirirsen getir, kaynağını sormayacağım’ dediler ve bu kirli parayı yani milyar dolarları, yani uyuşturucu paralarını Türkiye’nin cari açığının finansmanında kullandılar.
Kirli paraya, yani uyuşturucu baronlarının parasına göz yumarsan, onları Türkiye’ye davet edersen, onlara her türlü imkanı sağlarsan, doğal olarak sahipleri de o parayla birlikte Türkiye’ye gelir. Sonuç; dünyanın her köşesinden ne kadar uyuşturucu baronu, uyuşturucu çetesi varsa, paralarıyla birlikte İstanbul’a geldiler ve yerleştiler. Sonra kafelerde, AVM’lerde birbirleriyle çatışmaya başladılar. İstanbul’u dünya suç örgütlerinin, uluslararası mafyanın, uyuşturucu baronlarının, çatışma alanlarına döndürdüler. Bu yüzden çocuklarımız özellikle çaresiz ve arayış içindeki çocuklarımız bu tepeden aşağıya yayılan pisliğin hedefi oldu. Sonuç; kaynağı belirsiz kara para, kirli para, böylece sokaklara uyuşturucu olarak indi. Bugün Türkiye’nin sokaklarında her gelir grubuna göre uyuşturucu satılıyor. Ama ben meth’e odaklanmak istiyorum.
Metamfetamin sokaklarda çok hızlı yayılıyor. Sıvı olarak Türkiye’ye getiriliyor. Türkiye’deki laboratuvarlarda, özellikle İstanbul’daki laboratuvarlarda kristal hale çevriliyor. Dünyada uyuşturucu ile mücadele eden tüm kurumların ortaklaştığı bir nokta var: Metamfetamin dünyanın kabusu olacak. Çünkü bağımlılık yapma potansiyeli çok yüksek olan sentetik bir uyuşturucu. Kimyasallar karıştırılarak, küçük laboratuvarlarda üretiliyor ve çok ucuz olduğu için çok hızlı yayılıyor. Uyuşturucunun her türüyle ama özellikle de meth ile savaşmamız lazım. Bu ailelerimizi, gençlerimizi, sokaklarımızı savunmak için vereceğimiz çok önemli bir savaş.
Gelelim ‘Okul önünde yakaladığınız uyuşturucu satıcısının bacağını kırın’ diyen namıdiğer Fotoroman Süleyman’a. O da Fotoromancı ya, Saray da çok iyi biliyor ki bu uyuşturucuları kendileri davet ettiler bu ülkeye. ‘Paralarınızı getirin, her şeye göz yumacağız’ dediler ve göz yumdular. Bunlar onunla bununla poz veren, gençlerin diliyle söyleyeyim ‘Breaking Bad Süleyman’ ülkenin çocuklarının zehirlenmesine göz yummuştur. Yazıklar olsun onlara. Belediye başkanlarımızla da konuştuk. Bu sokaklarda çocuklarımız için, gencecik evlatlarımız için mücadele vereceğiz. Bu çetelere, bu rezil adamlara ne ülkemizi ne de sokaklarımızı asla teslim etmeyeceğiz. Hacer Hanım’dan rica ettim. O da çocuğu meth kullanan bir ailenin yaşadığı dramdan kısaca size söz etsin. Şimdi söz Hacer Hanım’da.
Hacer Foggo ise gençler arasındaki uyuşturucu yaygınlığına ilişkin şöyle konuştu:
“Genel Başkanım, neredeyse bütün sokaklarda, mahallelerde, özellikle yoksul mahallelerde bu meth denilen hatta halk dilinde, çocukların, ergen çocukların dilinde de ‘Metin amca’ bile diyorlar. İnanılmaz derecede çok yaygın. Neredeyse 11-12 yaşa kadar inmiş. Ziyaret ettiğim ailelerin ortak şeyi; sürekli çocuklarının peşindeler. Okul önlerinde, hastane kapılarında ‘Çocuğumuzu alın’ diye. Ama öyle bir şey ki bir istatistik, bir rakam var. Yüzde 45.3 oranında bu uyuşturucu evlerde kullanıyorlar. Ama anne-babaların kaygısı ‘Yeter ki evde olsun, sokakta düşüp ölmesin’ diye evlerinde çocuklarını kitleyenler, hatta zincirlerine bağlayan bir sürü anne ve babayla konuştum.
Çocuğu uyuşturucudan ölen bir anne, babayla konuştum. Yaz kış çocuklarının peşine düşmüşler, çok geç anlamışlar bu meth kullanmasını. Çocuk sürekli halüsinasyonlar görüyor. Hastaneye götürüyorlar, ilaç alıyorlar ama bir türlü yataklı bir tedavi göremiyor çocuk. Sürekli sokakta, onun peşinde ve en sonunda çocuğun halüsinasyon gördüğünü düşünerek kendisini bir trenin altına atıyor ve vefat ediyor. Anlatamayacağım çok daha dramatik hikayeler, hatta aile katliamları var. Bağcılar olayını biliyoruz. Buna benzer çok fazla olay var. Özellikle çocuklar tehlike altında.”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Bütün vatandaşlara sözüm var. Annelere, babalara sözüm var. Türkiye’yi bu kirli oyunların tamamen dışına çıkaracağız. Eğer Türkiye’ye para gelecekse temiz para gelecek. Yine sözüm var. Gençlerimizi onların elinden çekip kurtaracağız” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.