CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, BEYLİKDÜZÜ ZÜBEYDE ANA SOSYAL YAŞAM MERKEZİ’NDE KADINLARLA BİR ARAYA GELDİ (23 KASIM 2017)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Beylikdüzü’ndeki Zübeyde Ana Sosyal Yaşam Merkezi’nde kadınlarla bir araya geldi.
Kadınların dileklerini ve sorularını dinledikten sonra bir konuşma yapan Genel Başkan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
Efendim annelerin arasında olmak benim için olağanüstü güzel bir şey. Biraz kendimden söz edeyim. 7 kardeşiz, rahmetli annem okuma yazma bilmezdi, büyük ablam da okuma yazma bilmez, 7 kardeş içinde üniversiteye giden sadece benim. Hani eleştirirler ya bazen şu Ce Ha Pe entellerin partisidir diye, işte o entellerden birisi de benim. 7 kardeşten üniversiteye giden, annesi okuma yazma bilmeyen bir kişi. Anadolu’da doğdum, kuş uçmaz, kervan geçmez bir köyde doğdum, cumhuriyetin sayesinde, tanınan eşit fırsatlar sayesinde okudum geldim Cumhuriyet Halk Partisine Genel Başkan oldum. Bütün bunları cumhuriyete ve Atatürk’e borçluyum.
Bir anne için çocuğun ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Bir çocuk için de annenin ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Derdimiz olursa önce annemize açardık, babamızdan biraz çekinirdik. Hatta harçlık eğer istiyorsak annemize söylerdik babamıza söylesin bize harçlık versin diye. Dolayısıyla anneyle çocuk arasındaki ilişki son derece değerlidir ve önemlidir. Her anne okuma yazma bilirse, her anne o zaman çocuğunu çok dahi iyi eğitir. Bizim özellikle bütün kadınlar okusun, bütün kadınlar okuma yazma öğrensin, bütün kadınlar üniversiteyi bitirsin istememizin temelinde yatan budur. Her anne dünyayı daha iyi görsün, her anne çocuğunu daha iyi ortamlarda okutsun diye çaba harcarız.
Belediye Başkanımız Beylikdüzü’nün çehresini değiştirdi doğrudur. Az önce bir kardeşimizin dediği gibi ‘sanki bir Avrupa kentinde yaşıyoruz.’ Aynı hak Sultanbeyli’de yaşayan kardeşlerimizin de hakkı, Esenler’de yaşayan kardeşlerimizin de hakkı, Bağcılar’da yaşayan kardeşlerimizin de hakkı, Eyüp’te yaşayan kardeşlerimizin de hakkı. Size sözüm söz 2019’da İstanbul Büyükşehir’i alacağız, İstanbul’u bir dünya markası yapacağız.
Evet hiç kimsenin kimliğiyle, hiç kimsenin yaşam tarzıyla, hiç kimsenin inancıyla uğraşmadan, hepsine saygı göstererek, hepsini başımızın üstünde taşıyarak, kadına toplumda gerekli değeri ve önemi vererek bir dünya merkezi haline getireceğiz İstanbul’u. Size sözüm söz bunu yapacağız. İstanbul’da yaşayan kadınlar, özellikle Anadolu’dan gelen ve burada yaşayan kadınlar çocuklarının uyuşturucu belasından kurtulmasını istiyorlar. Özellikle fakir semtlerde küçük çocuklara önce uyuşturucu veriliyor alıştırılıyor, ondan sonra bu çocuklar kullanılıyor. Anneler şikayetçi. Son derece büyük dramatik olaylarla karşı karşıyayız. Bu merkez bir dönem burada uyuşturucunun merkeziydi. Ama şimdi bu merkez kadınların el attığı bir merkez, kadınların kültürlerini geliştirdiği bir merkez, kadınların çocuklarına sahip çıktığı bir merkez haline geldi. O nedenle Belediye Başkanımızı yürekten kutluyorum.
Efendim bana sorular soruldu ne zaman iktidara geleceğiz. Ben çalışıyorum, emin olun günün 24 saati çalışıyorum. Zaten benim için normal bir hayat artık bitti. Evi de arada bir ziyaret ediyorum, hanımla arada bir de konuşuyoruz. O da çalışıyor, ben de çalışıyorum. O da dertleri taşıyor, ben de aynı dertleri taşıyorum sizin dertleriniz gibi. Benim şahsi hiçbir derdim yok. Çok şükür çocuklar büyüdü, elleri ekmek tutuyor, oğlan da askerden gelecek, inşallah onun da eli ekmek tutarsa bizim derdimiz yok. Parayla, pulla benim ilişkim de yok. Param olsun, pulum olsun, servetim olsun benim hiç bunlarla bir ilgim yok. Benim tek ilgim var bu ülkede, bu memlekette, bu güzel vatanda hiçbir çocuk yatağa aç girmesin. Herkesin işi olsun, herkesin aşı olsun. Benim isteğim bu.
O açıdan görev benden çok anneler size düşüyor. Çocuğunuz işsizse 2019’da sandığa gideceksiniz, geliriniz yeteri kadar yoksa 2019’da sandığa gideceksiniz. Efendim güzel bir kentte yaşamak istiyoruz, caddelerinde, sokaklarında huzur içinde gezmek istiyoruz diyorsanız 2019’da sandığa gideceksiniz. Ya bu faiz belasından ne zaman kurtulacağız diyorsanız 2019’da sandığa gideceksiniz. Ne yapacağız? Oyumuzun artık rengini değiştireceğiz. Artık kim vatandaşı doğrudan düşünüyorsa, işsizi düşünüyorsa, emekliyi düşünüyorsa, ev kadınını düşünüyorsa, onun gelirini düşünüyorsa, onun mutfağını, tenceresini düşünüyorsa, onun evinde huzur içinde yaşamasını düşünüyorsa, kadına şiddetin engellenmesini istiyorsa, bunun tek bir adresi var, o adres Cumhuriyet Halk Partisidir, artık bunu bilelim.
Biliyorum bizi kötülediler, bir sürü laf ettiler. Efendim CHP şöyledir, Ce Ha Pe şöyledir, şu şöyledir, bu böyledir. 15 yıldır memleketi biz mi yönetiyoruz Allah aşkına, ne yaptık biz? Hep beraber gördük sonucu hep beraber. Dediğim gibi benim parayla, pulla bir ilgim yok çok şükür. Kul hakkı yemem çok şükür. Onun ne kadar büyük bir günah olduğunu da ben çok iyi bilirim. Ama benim görevim size hizmet etmektir. Benim görevim Türkiye’de her evde huzurun gelmesini sağlamaktır.
Kadına şiddetten söz ettiler. Doğrudur, erkek işsizse, eve yeteri kadar para gelmiyorsa, pul gelmiyorsa, akşam tencere kaynamıyorsa bu erkekte hıncını gelip karısından alıyor. Evde huzurun olmasının yolu evde bereketin olmasıdır, ekonomiden geçer huzurun yolu. Evde para olursa, pul olursa, geçim olursa niye kavga çıksın? Kavga çıkmaz. Ama olmazsa kavga çıkar. Kavga ortamını yaratan temel neden ekonomiktir.
O açıdan bütün anneler bana görev düşüyor, ben çalışıyorum. Size de görev düşüyor siz de çalışacaksınız. Kapı kapı dolaşacaksınız şunu diyeceksiniz, “15 yıldır oy verdik ne oldu? Buyurun ne oldu. Bir de şu Kılıçdaroğlu’nu bir deneyelim bakalım ya bu adam söz veriyor terörü bitireceğim diyor, emekliyi düşünüyorum diyor, işsizi düşünüyorum diyor, her evde bereket olsun diyor, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek diyor. Bir de bu diyor ki, öyle 15 yıla da ihtiyacım yok. Kaç yıl? Bana 4 yıl yeter, 5. yılda herkes oturup yeniden düşünecek bu Kılıçdaroğlu doğru mu yaptı, yanlış mı yaptı? Ondan sonra tercih yine de size ait.” Ben size söz veriyorum söz bu ülkeye huzuru getireceğim huzuru, bu ülkeye barışı getireceğim barışı.
“Efendim gelirse Kılıçdaroğlu imam hatipleri kapatacak.” Bu propagandayı yapıyorlar. Niye kapatalım, imam hatipleri açan biziz kardeşim niye kapatalım? Herkes inancını öğrensin, herkesin inancı benim başımın üstüne, herkesin yaşam tarzı benim başımın üstüne. Benim derdim ne? Benim derdim onun evinde dert var mı, yok mu? Onun evinde dert varsa o derdi çözecek olan benim, çözecek olan biziz, çözecek olan belediye başkanıdır. Örnek mi? İşte Beylikdüzü’nü gördünüz. Beylikdüzü’nde olan niye Türkiye’de olmasın, niye olmasın?
Bakın, belki çoğunuzun eşi asgari ücretle çalışıyor. Ben seçimlerde dedim ki, asgari ücret net 1500 lira olsun. Kıyameti kopardılar “parayı nereden bulacaksın” diye. Ben parayı bulacağım arkadaş sana niye dert? Sen yap 1500. Yapamadılar, yapmadılar. Ama bugün bizim bütün belediyelerimizde, Erzurum’un en küçük belediyesinden tutun Muğla’nın Büyükşehirine, İzmir’in Büyükşehirine kadar bütün belediyelerimizde asgari ücret en az net 1500 liradır. Bir belediye bunu yapıyor da Türkiye Cumhuriyeti niye yapamasın? Şimdi söyledim önümüzdeki 2018’de asgari ücretin net 2000 lira olması lazım, net 2000 lira, geçinemiyor. Diyorlar ki, “efendim biz bunu yapacağız da parayı nereden bulacağız.” E faize para buluyorsunuz, yandaşa para buluyorsunuz, herkese para buluyorsunuz, iş gelince asgari ücretliye para yok. Para var kardeşim, para bulunacak hiç kimsenin endişesi olmasın. Biz parayı buluruz. Bütün mesele şu; Türkiye zengin doğru. Bütün mesele parayı kim için harcayacaksın? Yandaş için mi, vatandaş için mi? Ben yandaşa değil, ben vatandaşa çalışacağım, vatandaş için çalışacağım. Dediğim gibi benim öyle parayla, pulla işim yok. Gemilerle, arsalarla işim yok. Ben mütevazi evimde huzur içinde yaşıyorum, kimseyle kavga etmiyorum. Ama ben bu ülkede yaşıyorsam ve ben siyaset yapıyorsam 80 milyon vatandaşı düşünmek zorundayım, 80 milyon.
Dolayısıyla birlikte ne zaman iktidar olacağız? Birlikte çalışarak 2019’da İstanbul dahil, Mersin dahil, Adana dahil, Balıkesir dahil, Bursa dahil büyükşehirleri de alacağız, hiç endişem yok alacağız. Ben kime güveniyorum? Ben bu ülkenin insanlarına güveniyorum. Tek güvencem budur, bu ülkenin insanları. Bu ülkede hepimiz huzur içinde yaşayabiliriz. Örnek mi? Buyurun Beylikdüzü, işte bir uyuşturucu merkezi ne hale geldi?
Bugün İstanbullu nefes almak için CHP’li belediyelerin olduğu yere gider nefes almak için. Neden? Bu merkezlerde CHP’li belediyelerin olduğu yerlerde suç oranının en düşük olduğu yerlerdir. Çocuklarımıza her türlü hizmet verilir, eğitim, spor, kültür, kitap, okuma – yazma, tiyatro, sinema. Çocuk bütün değerlerini orada geliştirir, orada büyütür. Evine nasıl gider? Evine akşam huzur içinde gider. Bir enstrüman mı, çocuk çalacak öğrenecek. Derslerde bir sorunu mu var, kurs alacak. Efendim işte tiyatro, sinema, kitap, roman bunları mı öğrenecek, konser bunları öğrenecek. Çocuğu kötü alışkanlıklardan kurtaracağız. O zaman ne olur? Anne de çocuğuyla gurur duyar. Çocuğu eğer toplumun önüne belli bir eğitimle çıkmışsa, okumuşsa, yazmışsa, üniversitede başarı elde etmiş, kazanmışsa, doktor olmuş, avukat olmuş, sanayici olmuş, işadamı olmuş, hayatın her tarafına girmişse anne çocuğuyla gurur duyar, niye duymasın. Bütün annelerin en büyük özlemi de budur. Bizi ayrıştırdılar, bizi böldüler. Bazen etnik kimlik üzerinden, bazen yaşam tarzı üzerinden, bazen inanç üzerinden bizi böldüler. Biz bölünmeyeceğiz, biz cumhuriyeti nasıl kurduysak, Çanakkale’de nasıl mücadele ettiysek, Anafartalar’da nasıl mücadele ettiysek, Dumlupınar’da nasıl mücadele ettiysek aynı şekilde mücadele edeceğiz. Bütün kardeşlerimin benim başımın üstünde yeri vardır.
Yine şunu söylüyorlar efendim CHP iktidara gelirse başörtüsünü kaldıracak, yeniden yasak gelecek. Hiç kimsenin yaşam tarzıyla uğraşmayacağız. Beylikdüzü’nden, buradan 80 milyon kardeşime söz veriyorum hiç kimsenin kılık kıyafetiyle uğraşmayacağız. Benim tek derdim var onun mutfağında tencere kaynıyor mu? Budur.
Benden duymadığınız bir şeyi asla kabul etmeyiniz. Dolayısıyla ben bu ülkenin bütün insanlarına güveniyorum, size hizmet etmek istiyorum, size namusuyla, onuruyla, haysiyetiyle hizmet etmek istiyorum. Sizden toplanan her kuruş verginin… Anneler siz sanıyorsunuz biz vergi vermiyoruz. Musluğu açtığınızda 5 çeşit vergi veriyorsunuz su aktığında 5 çeşit. Bakın beylerin çocukları nereye gidiyor? Onlar vergi vermemek için vergi cennetlerine gidiyorlar, paraları oraya gönderiyorlar, gemileri oraya gönderiyorlar, şirketleri orada kuruyorlar. Siz? Evde oturuyorsunuz 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Siz vergi ödeyeceksiniz, işin cefasını çekeceksiniz o beyler işin sefasını çekecekler. Buna izin vermeyeceğim. Sözüm söz vermeyeceğim. Sefasını siz çekeceksiniz, varsın cefasını onlar çeksinler.
Efendim hepinize yürekten teşekkür ediyorum, sağ olun, var olun. Bahar geldi diyor bir kardeşimiz. Efendim Beylikdüzü’ne, biz baharı İstanbul’a, baharı bütün Türkiye’ye getireceğiz. Bu ülkede hep beraber huzur içinde yaşayacağız. Hepinize şükran borçluyum.
Kaynak: chp.org.tr