CHP GENEL BAŞKANI KEMAL KILIÇDAROĞLU, AYDIN’IN BUHARKENT İLÇESİNDE KONUŞTU
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz Milli Kurtuluş Savaşını, TBMM sayesinde kazandık. Erzurum Kongresini tek adam yapmadı, Sivas Kongresini tek adam yapmadı, Amasya Tamimini tek adam yayınlamadı. Biz hep birlikte karar verdik, birlikte mücadele ettik, anca beraber olduk, kanca beraber olduk. Akıl akıldan üstündür dedik. Bir kişiye bütün yetkiler verilmez dedik ve söylemeye de devam ediyoruz." dedi.
Aydın’ın Buharkent ilçesinde esnaf ziyaretinde bulunan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, bir kahvehaneye uğrayarak vatandaşlarla sohbet etti.
Daha sonra parti otobüsünden vatandaşlara seslenen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Bir rejimi değiştirmek istiyorlar. Demokratik parlamenter sistemden bütün yetkilerin tek kişiye verildiği tek adam rejimine geçmek istiyorlar. Elimizi vicdanımıza koyarak 16 Nisan’da sandığa gideceğiz. Doğrusu nedir, eğrisi nedir kararı bu millet verecek. Biz Milli Kurtuluş Savaşını, TBMM sayesinde kazandık. Erzurum Kongresini tek adam yapmadı, Sivas Kongresini tek adam yapmadı, Amasya Tamimini tek adam yayınlamadı. Biz hep birlikte karar verdik, birlikte mücadele ettik, anca beraber olduk, kanca beraber olduk. Akıl akıldan üstündür dedik. Bir kişiye bütün yetkiler verilmez dedik ve söylemeye de devam ediyoruz.
REJİMİ DEĞİŞTİRMEK İSTİYORLAR
Şimdi önümüzde bir fırsat var demokrasiyi savunma fırsatı, demokrasiyi güçlendirme fırsatı. Sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Bütün yetkileri bir adamamı verelim, yoksa ortak aklımı egemen kılalım? Mesele budur, bu kadar basittir. Ya tek adamın her şeye hakim olduğu bir rejim ya da parlamenter demokratik rejim. Tek adamların olduğu, her şeye tek adamın karar verdiği rejimlere bakalım. Saddam vardı Irak’ta ne oldu? Kaddafi vardı Libya’da ne oldu? Suriye’nin durumu malum. Biz kendi devletimizi kurarken bütün yetkileri tek adama vermedik. Siz 550 milletvekili seçip meclise gönderiyorsunuz, bir kişiye de yetki verelim diyorlar. Bu 550 kişinin seçildiği meclisi bir feshetsin. Bir kişi milli iradeyi niye feshetsin, neden kaldırsın?
O nedenle beraber çalışacağız, beraber mücadele edeceğiz. Benim sorumluluğum var sizin de sorumluluğunuz var. Her birbirinizin tek tek anlatması lazım. Bir kişi neden her şeye hakim olsun, neden her şeye karar versin, bizim aklımız yok mu? Biz düşüncelerimizi söylemeyecek miyiz? Diyorlar ki, rejim değişikliği değil. Rejim değişikliği değil de nedir peki bu? Nedir? Efendim bizde cumhuriyet var. Doğru. Suriye’de de cumhuriyet var aynı mı rejimimiz? İran’da da cumhuriyet var aynı rejimimiz mi? Libya’da da cumhuriyet vardı aynı rejim mi? Rejimi değiştirmek istiyorlar. 140 yıllık parlamento geleneğimiz var. Bakanlar kalkacak, hiçbir milletvekili bakan olmayacak. Başkanın kaç yardımcısı olacak kimse bilmiyor. Kaç bakan olacak kimse bilmiyor. Çünkü yetki bir kişide, ister 50 bakan, ister 10 bakan. Kaç yardımcı? İster 100 yardımcısı, ister 1000 yardımcısı kimse bilmiyor.
BU İŞİN SAĞI, SOLU, PARTİSİ YOK
Şimdi söz sizde, söz millette. Bize dediler ki, niye Anayasa Mahkemesine gitmiyorsunuz? Biz de Gazi Mustafa Kemal’in şu sözünü onlara hatırlattık. 1919 yılında Amasya’da şunu söyler “Milletin istiklalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır”. Milletin istiklalini yine 2017 yılında milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Sizler sandığa gideceksiniz, demokrasiye sahip çıkacaksınız, sizler sandığa gideceksiniz, tek adam rejimine karşı çıkacaksınız beraber. Benim düşüncem gibi siz düşünmeyebilirsiniz ama benim gibi düşünmeyen insanında düşüncesini açıklıkla ifade edebileceği bir ortam hazırlamalısınız. Birlikte yaşıyoruz bu ülkede. Bu işin sağı, solu yoktur, bu işin partisi yoktur. A partisi, B partisi, C partisi değil, bu iş bir memleket meselesidir, bir Türkiye meselesidir. Ben kendi ülkemde, bayrağımın altında, cumhuriyet içinde, demokrasi içinde yaşamak istiyorum. Benim gibi düşünmeyen insanın da hakkı vardır diyorum. Her şey bana bağlı olsun demiyorum. Her şeye ben karar veririm demiyorum. Şu sorunun cevabını ben hep merak ediyorum. Cumhurbaşkanı tarafsız mı olmalı, Cumhurbaşkanı partizan mı olmalı? Eğer Cumhurbaşkanı partizan olsun diyorsanız gidin oyunuzu evet diye verin. Ama Cumhurbaşkanı partizan olmasın, tarafsız olsun diyorsanız memleketin hayrı için gidip hayır oyunu kullanın. Bunu söylüyoruz.
YURTDIŞINDAKİ İŞÇİLERİN TAMAMI DİKEN ÜSTÜNDE
600 milletvekili. Niye 600 milletvekili? 550 neyinize yetmiyor niye 600 milletvekili? Efendim diyorlar ki, bu çıkarsa terör bitecek, onu söylüyorlar. Terör bitecekse 15 yıldır iktidardasınız 15 yıl niye bitirmediniz? Elinizden tutan mı vardı? Efendim evet çıkarsa ne olur? Memlekete huzur gelirmiş. Yahu 15 yıldır iktidardasınız kardeşim, kutuplaşmayı siz yarattınız, gerginliği siz yarattınız, şimdi yurtdışındaki işçilerin tamamı diken üstünde. Hepsi merak ediyor acaba bizi Türkiye’ye geri gönderecekler mi diye. Niçin? Bakın sevgili kardeşlerim, kendine hakim olamayan devleti iyi yönetemez. Devleti iyi yönetecek adamın diline hakim olması lazım, konuştuğu lafın nereye gittiğini bilmesi lazım. Türkiye’yi mahvettiler, bakın şimdi bütün iş dünyası merak ediyor Denizli’den geliyorum. Bizim mallarımızı ihraç ettiğimiz ülkelerin başında AB geliyor, %60’ını oraya gönderiyoruz diyor, oraya satıyoruz diyoruz. E şimdi onlarda bizim mallarımızı almazsa kime satacağız? Suriye’ye satamıyoruz, Mısır’a satamıyoruz, Libya’ya satamıyoruz, Irak’a satamıyoruz, Rusya’ya satamıyoruz bir Avrupa Birliği vardı şimdi o da kesildi. Domatesi nereye satacaksınız, fasulyeyi nereye satacaksınız, tekstili nereye satacaksınız?
Hayır diyenlere terörist diyorlar, çünkü neden evet diyeceğini anlatamıyorlar. Çünkü bunun evet denecek tarafı yok değerli arkadaşlarım. Bu bir rejim meselesi, bu bir demokrasi meselesi. O nedenle diyorum sandığa giderken elimizi vicdanımıza koyacağız ve düşünerek sandığa gideceğiz.
1 MART TEZKERESİNİ UNUTMAYIN
Bakın ben size şunu söyleyeyim, bir kişiyi ikna ettiğiniz zaman Türkiye Cumhuriyeti devletini 24 saatte ele geçirebilirsiniz. Çünkü bir kişi bütün müsteşarları, bütün genel müdürleri, bütün müftüleri, bütün emniyet müdürlerini, bütün şube müdürlerini, bütün daire başkanlarını, bütün paşaları 24 saatte değiştirebilir. Bu kadar yetki veriyorsunuz. 24 saatte. Resmi gazetede bir ilan hepsini değiştirdim der. Bunlar FETÖ FETÖ diyorlardı, ne diyorlardı? 35 yılda paralel devlet kurdular. 35 yıla gerek yok ki bir kişiyi ikna edeceksin.
1 Mart tezkeresini unutmayın. 1 Mart tezkeresinde hükümeti ikna ettiler, ama TBMM’yi ikna edemediler ve reddetti. Şimdi TBMM’yi bir tarafa bırakıyoruz bütün yetkileri bir kişiye veriyoruz. Bu meclis Milli Kurtuluş Savaşını yöneten meclistir. Bu meclis milli iradeyi temsil eden bir meclistir. Sandığa gidelim oyumuzu kullanalım. Beraber yaşamak için, kardeşçe yaşamak için, bayrağımızın altında onurumuzla yaşamak için, demokrasimizle yaşamak için.
DEMOKRASİ Mİ, TOTALİTER REJİM Mİ?
Bakın, bütün İslam dünyası biz cumhuriyeti kurduktan sonra, tamamı cumhuriyet kurdular tamamı. Şimdi biz kendi cumhuriyetimizi yok ediyoruz, demokrasimizi yok ediyoruz. Bütün dünya hayretle izliyor neden siz bunu yapıyorsunuz diye. Bu işin sağı, solu yok, bu işin partisi yok. Bu iş memleket meselesi. Seçimde hangi partiye oy verirse versin vatandaşım başımın üstünde ama bu o türden bir seçim değil. Bu bir referandum. Burada demokrasi mi, totaliter rejim mi bunu oylayacağız. Demokrasiyi isteyen gidecek hayır diyecek, totaliter rejimi isteyen, bir kişiye bütün yetkileri verelim, eline de bir sopa verelim, kim konuşuyorsa kafasına vursun diyorsanız, ona da gidip evet diyeceksiniz bu kadar basit.
Hayır diyeceğiz değil mi? Ağzınıza sağlık. Çünkü demokrasiyi istiyoruz kendi çocuklarımız için, güzel bir Türkiye olsun istiyoruz. Güzel bir Türkiye’yi çocuklarımızı vaat edelim.
Bakın, logonun üstünde bir küçücük kız çocuğumuz var. Neden biliyor musunuz? 23 Nisan 1920’de TBMM’yi kurduk. Meclis o kadar güzel bir meclis ki Milli Kurtuluş Savaşını yöneten meclis ve bu meclis çocuklara o günü bayram olarak armağan etti. Şimdi bu çocuk diyor ki, benim elimden bayramımı almayın, cumhuriyeti biz kurduk, ben cumhuriyete sahip çıkıyorum bu çocuk diyor. Ve biz de diyoruz ki, o çocuğun annelerine ve babalarına. Sizler de cumhuriyete sahip çıkın ve sandığa giderken hayır oyunuzu kullanarak o çocuklara onurlu bir miras bırakın diyoruz.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum, hayırlı günler, hayırlı cumalar diliyorum. Birlikte yaşayacağımız güzel bir Türkiye dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum, sağ olun, var olun diyorum.
Kaynak: chp.org.tr