CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI VE PARTİ SÖZCÜSÜ DOÇ. DR. SELİN SAYEK BÖKE’NİN BASIN AÇIKLAMASI
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Doç, Dr. Selin Sayek Böke, Cumhuriyet Halk Partisi Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı sonrasında yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi:
Değerli basın mensupları, bizleri ekranları başında izleyen sevgili vatandaşlarımız, her şeyden önce hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Her hafta olduğu gibi bu hafta da sizlerle Merkez Yönetim Kurulumuzda yaptığımız gündeme dair değerlendirmeleri paylaşmak için bir aradayız.
DÜN İTİBARIYLA ARTIK 80 MİLYONUN BİR CUMHURBAŞKANI YOK
Öncelikle hepinizin Dünya Basın Özgürlüğü Gününü kutlamak istiyorum. Gönül isterdi ki gerçekten özgür olunan bir günde, gerçekten basının özgürlüğüne dair olumlu anıları paylaşabildiğimiz bir günde biz basın mensuplarıyla bir araya gelmiş olsaydık. Özellikle tutuklu bulunan gazetecilere buradan günlerini kutladığımızı ve çok yakında bugünü onların özgürlüğüyle kutlayacağımıza olan inancımızı da paylaşmak istiyorum. Bir kez daha hatırlatmakta fayda var. 159 gazetecinin tutuklu olduğu bir Türkiye’den sizlere sesleniyoruz ve 199 ülke arasında özgürlükler evi tarafından yapılan bir sıralamada 163. sırada bulunan bir Türkiye’den bunu konuşuyoruz. Değiştirmemiz gereken tam da bu. Ve bu değişikliğe ihtiyaç varken dün itibarıyla Türkiye yepyeni bir döneme girdi ve artık 80 milyonun bir Cumhurbaşkanı yok. Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Sayın Erdoğan bir siyasi partiye üye olarak 80 milyonun Cumhurbaşkanı olma konumundan feragat etmiştir. Bir siyasi partinin üyesi olan ve anlaşılıyor ki Genel Başkanı olacak kişi bizim için artık yalnızca bir partilidir ve bir siyasi rakiptir. Türkiye Cumhuriyeti devletini temsil etme konumunu ve meşruiyetini Türkiye’nin gözünde dün itibarıyla tamamen yitirmiştir.
TÜRKİYE MUTLAKA BU TEK ADAM REJİMİNDEN KURTULACAK VE ANAYASAL DEMOKRASİYE DÖNECEK
Cumhuriyet Halk Partisi için bundan sonra Sayın Erdoğan yalnızca bir AKP’lidir ve CHP’nin kendisine karşı alacağı kurumsal tavırların tamamı kendisinin devleti temsil eden bir Cumhurbaşkanı değil, bir partili olması üzerinden şekillenecektir. Bu yaşanmış olan açıkça bir kez daha devletin çökertilmesidir. Devletin çökertilmesi karşısında cumhuriyetin kurucu partisi olan CHP üzerine düşen sorumluluğun farkındadır. “Hayır” bitmedi daha yeni başlıyor. Cumhuriyeti ve devleti çökerten, millet iradesini gasp eden bu gayrimeşru tek adam rejimiyle mücadeleyi demokrasiye sahip çıkan milyonlarla birlikte biz yükseltmeye devam edeceğiz. Bu mücadele bitmiş değil, bu mücadele yeni başlıyor. Türkiye mutlaka demokrasiye geri dönecek. Türkiye mutlaka bu tek adam rejiminden kurtulacak ve Türkiye mutlaka tam anayasasızlıktan anayasal demokrasiye dönecek.
ENFLASYON SON 8,5 YILIN, İŞSİZLİK SON 7 YILIN ZİRVESİNDE
OHAL’i sürekli kılacak rejim değişikliği inşa edilmeye devam ediliyor. Bir yandan da hiçbir siyasi meşruiyeti ve gerekçesi olmayan OHAL uzatmalarıyla Türkiye bir olağanüstü baskı rejimine de mahkum ediliyor. Türkiye, adına KHK denen ama aslında anayasada öngörülen KHK’larla hiçbir ilgisi olmayan düzenlemelerle yönetiliyor şu anda. Devleti çökerten bu yaklaşım, bu OHAL düzeni bilgiye düşman, bilgiden korkuyor, özgür akıldan korkuyor. Öyle ki, bir ansiklopediden çekiniyor Wikipedia’yı yasaklıyor. Devleti çökerten bu OHAL düzeni gerçek hukuktan gerçekten bağımsız, gerçekten tarafsız yargı düzeninden kendisi korkuyor. Öyle ki, kendi partili il ve ilçe yöneticilerini alelacele hakim atıyor. Bilgiye, hukuka, özgürlüğe, demokrasiye karşı bu OHAL düzeninin bedelini de en başta dar gelirli yurttaşlarımız olmak üzere 80 milyon hepimiz hep beraber ödüyoruz. Bu bedeli bu sabah TÜİK’in açıkladığı rakamlarda bir kez daha gördük. Bugün enflasyon rakamı açıklandı. Enflasyon son 8,5 yılın zirvesinde olmaya devam ediyor. Adeta ekonomik kriz yıllarını anımsatıyor bize. Öyle ki, Nisan ayı enflasyonu yüzde 11.9’a çıkmış. Öte yandan gıda enflasyonu yüzde 15’in üzerine çıkmış. Enflasyon son 8,5 yılın zirvesinde ama zirvede olan tek olumsuzluk bu değil. İşsizlik de son 7 yılın zirvesinde. Büyüme son 7 yılın en düşük seviyesinde. Türkiye ekonomisi OHAL’e mahkum edilen bu baskıcı düzen sonucunda kaybediyor ve bu kayıplara 80 milyon hep beraber ortak. Bir yangın var ve bu yangının içinde hepimiz varız.
“HAYIR” BİTMEDİ, DAHA YENİ BAŞLIYOR
Unutmayalım ki, bu zorluklar en çok dar gelirliyi vuruyor. TÜRK-İŞ tarafından yayınlanan hesaplamalara göre Nisan ayında açlık sınırı yani 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli, yeterli beslenebilmesi için ihtiyaç duyduğu aylık gıda harcaması tutarı bin 480 liradan bin 518 liraya çıktı. Üstelikte asgari ücretin net olarak bin 404 lira olduğu bir Türkiye’de. Tabi gıda harcamalarına ek giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık birçok başka temel ihtiyaçta eklendiği zaman yoksulluk sınırı 4 bin 823 liradan 4 bin 944 liraya çıktı. Yani asgari ücreti arttırdık diyenler esasında vatandaşını yangının ortasında bıraktılar. Arttırılan asgari ücreti uygulanan yanlış politikalarla birkaç hafta içerisinde eritip yok ettiler. Biz Türkiye’yi yoksulluğa, Türkiye’yi eşitsizliğe, zorbalığa mahkum eden bu OHAL düzenini mutlaka değiştireceğiz. Milyonlar beraber değiştireceğiz. Yani “Hayır” bitmedi daha yeni başlıyor.
Değerli arkadaşlar, MYK’mızda yapılan değerlendirmeler ışığında Mersin Milletvekilimiz Fikri Sağlar’ın basında yaptığı açıklamalar nedeniyle hakkında disiplin soruşturması başlatılması için Parti Meclisinden talepte bulunulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.
Bugün MYK’da yaptığımız diğer değerlendirmelerin detaylarını paylaşmak üzere birazdan kürsüye Sayın Tekin Bingöl gelecek. Ancak o gelmeden varsa sorularınız bunları almak isterim. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Soru- Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rusya’ya giderken dün Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun ifadesi üzerine, “kapının önüne koyarım” ifadesi üzerine şu ifadeyi kullandı: “Aykırı sesler her zaman her yerde olacaktır, asıl olan buna tahammül etmesini bilmektir” dedi. Siz de bugünkü MYK’da Sayın Sağlar’ı disipline sevk ettiniz. Hem bu konuda Sayın Erdoğan’ın yorumu, hem de partili Cumhurbaşkanlığı ifadesinden yola çıkarak Sayın Genel Başkanı ve sizleri parti tarihini bilmemekle itham etti Sayın Cumhurbaşkanı. Bu konuda da bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Selin SAYEK BÖKE- Karikatürden korkan bu siyaset içerisinde karikatürleri hatırlamakta fayda var. Bir Mithat vardı kendine notlar yazardı hatırlarsınız Gırgır’da. Sayın Erdoğan da kendisine not yazmış gibi gözüküyor. Doğrusu kimin özgürlüklerden, kimin farklı görüşlerden, kimin demokrasiden korktuğuna dair bir tartışma yapılacaksa bu tartışma Cumhuriyet Halk Partisine dair değil, AKP’ye dair ve AKP’nin yarattığı Türkiye’ye dair yapılmalı. Onun için bu içsesiyle onu baş başa bırakmayı tercih ediyorum.
Bizler kendi tarihimizi de, cumhuriyet tarihini de çok iyi biliyoruz. Verdiğimiz mücadelede bu bildiğimiz tarih üzerinden yazılacak yeni gelecek için bir mücadeledir. Bir kez daha tekrar edeyim. “Hayır” bitmedi, karikatürlerin konuşabildiği, farklı seslerin özgürce birbiriyle konuşabildiği bir Türkiye için biz disiplin içerisinde ve birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.
Soru- PM toplanacak mı bu konuyla ilgili?
Selin SAYEK BÖKE- Toplantı tarihiyle ilgili Sayın Genel Başkanımız karar verecek ve açıklayacak ve en kısa tarihte yapacağız toplantıyı.
Soru- Disipline sevk gerekçesi nedir ihraç istemiyle mi?
Selin SAYEK BÖKE- Bunlara Parti Meclisimiz karar verir. Onun için Parti Meclisinde verilecek bir karar. O noktada sizlerle paylaşılacaktır.
Soru- Efendim verdiğiniz bilgiler Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihinde hiç olmadığı kadar kriz ve hatta savaş durumunda olduğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanı olmayan yangın içindeki bir Türkiye acaba başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere bir Kuvvayi Milliye ruhuyla milli bir mutabakat gerçekleştirilemez mi? Çünkü söyledikleriniz bunu gösteriyor.
Selin SAYEK BÖKE- Kuvvayi Milliye ruhunu en az yüzde 50 olduğunu bildiğimiz “Hayır” oyları zaten ortaya koydu. Hatta 1 Mayıs’ta sokaklarda şenlik içerisinde “Hayır”ına sahip çıkan ve bu geleceği inşa etmek için renkli bir birlikteliği ortaya koyan milyonlar zaten taşıyorlar. Bununla ilgili herhangi bir tereddüt yok. Türkiye’nin de buradan başı dik çıkacağına dair de en ufak bir tereddüt yok. Biz de bu mücadelenin ortağı olmaya devam edeceğiz.
Soru- Sayın Deniz Baykal ve Sayın Muharrem İnce’den gelen açıklamalar var. Bu konuya ilişkin bir değerlendirme oldu mu neler söyleyeceksiniz?
Selin SAYEK BÖKE- MYK’mızda yapılan bütün değerlendirmeleri sizinle paylaştım. Kamuoyunu doğru konularla meşgul etmek gerekir. Türkiye’de bir rejim değişikliği gerçekleşiyor. Buna karşı vereceğimiz mücadelenin önüne hiçbir konunun geçmemesi gerekiyor. Ben MYK’da yapılan bütün değerlendirmeleri sizlerle detayıyla paylaştım. Şimdi değerli Tekin Bingöl’ü bu kürsüye davet ediyorum.
Kaynak: chp.org.tr