CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÜNAL ÇEVİKÖZ’ÜN, BM ÖZEL RAPORTÖRÜNÜN KAŞIKÇI CİNAYETİ KONUSUNDAKİ RAPORUNA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI
CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Birleşmiş Milletler (BM) Özel Rapörtörünün Kaşıkçı Cinayeti konusundaki raporuna ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
Genel Başkan Yardımcısı Çeviköz’ün yazılı basın açıklaması şöyle:
“Birleşmiş Milletler Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın Cemal Kaşıkçı cinayetinden Suudi Arabistan’ı sorumlu tutan 513 maddelik raporu BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği tarafından 19 Haziran 2019 tarihinde açıklandı. Rapor aynı zamanda, Türkiye’nin de bu cinayet karşısında sorumluluklarını yerine getirmediğini ortaya koymaktadır. Bu durum, AKP iktidarının Kaşıkçı cinayetine ilişkin tutumunu yeniden masaya yatırmamızı zorunlu kılıyor.
Cinayete ilişkin olarak, Türkiye ve Suudi Arabistan'da yürütülen soruşturmaların uluslararası standartları karşılamadığını vurgulayan rapor (Md. 5), Türkiye’yi Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'ten Kaşıkçı cinayetiyle ilgili uluslararası soruşturma başlatma talep etmeye ve soruşturma sürecinde tam olarak işbirliği yapmaya çağırmıştır (Md. 488). Buna ek olarak Türkiye, Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olarak elindeki bilgi ve delilleri paylaşmaya çağrılmıştır (Md. 489).
BM Raporu, cinayetin işlendiği andan bu yana, AKP yetkililerinin aksi yöndeki bütün söylemlerine rağmen, Türkiye’nin Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi’nin (KHVS) ilgili maddelerini (31/2, 41, 44) işleterek konsolosluk binasına girebileceğini, başkonsolos Uteybe hakkında işlem yapabileceğini; bunların dışında konsolosluk konut ve araçlarında arama yapabileceğini ortaya koymaktadır (Md. 7, 11, 320, 321). AKP Hükümeti, olay duyulunca konsolosluk binasına girmek ve konsolosluk araçlarını aramak için ivedilikle ilgili maddeleri işletmediği gibi, Suudi Arabistan Başkonsolosu Uteybe’nin ülkesine dönmesine göz yummuş, dokunulmazlığı olmamasına rağmen konsolosluk konutunu aramamış, bunun için Suudi Arabistan’ın cinayetten iki hafta sonra, kısıtlı bir şekilde vereceği izni beklemiştir. Suudi yetkililerin bu süre içinde suç mahallini temizlemelerine (Md. 283) de AKP Hükümeti seyirci kalmıştır.Özetle Türkiye, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanarak Kaşıkçı cinayeti konusunda zamanında ve gerektiği şekilde olay yeri incelemesi yapmamış, Suudi başkonsolos Uteybe’yi gözaltına almadığı gibi tanıklığa dahi çağırmamış, olayla ilişkili şahısların ülkeden ayrılmalarını izlemiş (Md. 44) ve Suudi Arabistan’ın KHVS’yi istismar etmesine ve hatta ihlal etmesine seyirci kalmıştır.
Rapor, Türk istihbaratının 27 Eylül 2018 tarihinde (cinayetten altı gün önce) Suudi Arabistan’dan gelen bir ekibin konsolosluktaki izleme / dinleme cihazlarını temizlediklerine ilişkin ifadelerine yer vermektedir (Md. 76). Bu durum, Suudi Arabistan’ın bu davranışı karşısında AKP Hükümeti’nin gerekli tedbirleri zamanında almadığını göstermektedir.
BM Raportörünün, Türk yetkililerin Kaşıkçı cinayetiyle ilişkili ses kayıtlarının BM Heyeti tarafından detaylı bir şekilde incelenmesine imkân tanımadıklarını da belirterek bu konudaki incelemenin eksik kaldığına işaret etmesi kayda değerdir (Md. 41).
Ancak raporda, bütün bu eleştirilerden daha dikkat çekici iki husus daha vardır. Birincisi, BM Raportörü, Türkiye’nin yürüttüğü soruşturmaya suç mahallini kontrol eden Suudi Arabistan’ın gölgesine ek olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gölgesinin de düştüğünü ve Erdoğan’ın konuyla ilgili açıklamalarının soruşturmanın bağımsızlığını etkilediğini söylemektedir (Md. 299). İkincisi, Türkiye’nin Suudi Arabistan’ın tepkisinden çekindiği belirtilmektedir (Md. 325).
Kaşıkçı cinayeti bağlamında yasal olarak hesap verilebilirlik konusuna da değinen rapor, Türkiye’de hesap verilebilirliğin zayıf olduğu görüşünü Türkiye’de gazetecilerin tutuklu olmalarına atıfla belirterek (Md. 22), Türkiye’yi gazeteciler ve akademisyenler başta olmak üzere düşüncelerini ifade ettikleri için hedef alınanlara yönelik suçlamaları düşürmeye çağırmaktadır (Md. 491).
CHP, Kaşıkçı cinayeti konusunda TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu’na bir rapor sunmuş ve olayı açıklığa kavuşturmak amacıyla TBMM’ye bir araştırma komisyonu kurulması için önerge vermiştir. Raporumuzu dikkate almayan, önergemizi kabul etmeyen iktidar bizi dinleseydi, BM Raporu’ndaki Türkiye’yi zor durumda bırakan ifadeleri bugün okumayacaktık.
BM’nin açıkladığı Kaşıkçı cinayeti raporu uluslararası hukuk, insan hakları ve basın ve ifade özgürlüğü açısından önem taşımaktadır. Bu değerlere inanan tüm devletleri, artık uluslararası boyut kazanan Kaşıkçı cinayetinin çözülmesine katkı sunmaya çağırıyoruz. Bugüne kadar bu konuda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyen AKP iktidarı, bundan sonra gerekli adımları atmaya Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne olayı soruşturmak için resmi talepte bulunarak başlamalıdır. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da söz konusu rapordaki tavsiyeleri desteklediğini açıkladığına göre, Türkiye’nin Kaşıkçı cinayeti konusunda BM Raporu’nda gösterilen şekilde adım atması hususunda beklentimizi en güçlü şekilde yineliyoruz. Bu sadece ulusal çıkarlarımız için değil, bütün insanlık için de AKP iktidarının ödevidir.
Kaynak: chp.org.tr