BABACAN: “İFLAS ÇUKURUNA DÜŞMEMİZ AN MESELESİ”

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bugün, ülke olarak bir uçurumun eşiğine geldik.

Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Bugün, ülke olarak bir uçurumun eşiğine geldik. Ülkemizin temerrüt riski, yani iflas riski bugüne dek görmediğimiz bir büyüklüğe ulaştı. Alarm zilleri bangır bangır çalıyor. Şu anda ekonomik ve finansal bir beka sorunuyla karşı karşıyayız. Temerrüt ve iflas çukuruna düşmemiz an meselesi. Bir gecede olur” uyarısında bulunarak iktidara acil önlem çağrısı yaptı.

 DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün partisinin genel merkezinde haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Babacan özetle şunları söyledi:

“TEMERRÜT VE İFLAS RİSKİ BUGÜNE DEK GÖRMEDİĞİMİZ BİR BÜYÜKLÜĞE ULAŞTI”

“Bugün büyük bir kaygıyla karşınızdayım. Bugün, ülke olarak bir uçurumun eşiğine geldiğimizi söylemek ve hükümeti derhal göreve çağırmak üzere karşınızdayım. Kaygılıyım, çünkü ülkemizin temerrüt riski, yani iflas riski, bugüne dek görmediğimiz bir büyüklüğe ulaştı. Kaygılıyım, çünkü çocuklarımızın, gençlerin yarınları tehdit altında. Bugünkü toplantımız, iktidara bir acil eylem çağrısıdır.

Üzülerek, kahrolarak söylüyorum ki alarm zilleri bangır bangır çalıyor. Şu anda ekonomik ve finansal bir beka sorunuyla karşı karşıyayız. Ekonomimiz, gözlerimizin önünde eriyor. Türkiye’nin kredi notu tarihin en kötü seviyesine indi. Türkiye’nin temerrüt riskini, yani iflas riskini gösteren 5 yıllık CDS bugün itibariyle, tam 836 baz puana çıktı.

“İFLAS DEMEK, TOPYEKÜNEKONOMİK VE FİNANSAL ÇÖKÜŞ DEMEKTİR. İFLAS DEMEK, KAOS DEMEKTİR”

Türkiye için temerrüt nedir, iflas nedir biliyor musunuz? Türkiye Cumhuriyeti’nin ithal ettiği doğalgazın ve petrolün parasını ödeyememesi demektir. İflas demek, benzin gibi, mazot gibi temel ihtiyaç maddelerinin parayla bile bulunamaması demektir. İflas demek, ülke geneline yaygın ve uzun süreli elektrik kesintileri demektir. İflas demek, topyekûn ekonomik ve finansal çöküş demektir. İflas demek, kaos demektir.

Ben buradan hükümeti, Cumhurbaşkanı’nı derhal göreve çağırıyorum. Acilen tedbir almanın zamanı geldi, geçiyor! Bu işin şakası yok! Bakın, bunun sonu çok kötü olur. İflasın, temerrütün ne olduğu biliyorum. Çok pişman olursunuz, ancak iş işten geçmiş olur. Türkiye’yi bir kez temerrüt çukuruna, iflas çukuruna düşürürseniz, bu millet yıllarca ağır bedeller ödemek zorunda kalır. Sizin böyle bir hakkınız yok. Bu millete böylesine büyük bedeller ödetmeye hakkınız yok. Halkımız, sizin yaptığınız saçmalıkların bedelini ödemek zorunda değil.

“TEMERRÜT VE İFLAS ÇUKURUNA DÜŞMEMİZ AN MESELESİ. BİR GECEDE OLUR”

Bu saatten sonra yapacağınız en hayırlı iş, bizim eylem planlarımızdan kopya çekmektedir. Orada tüm çözümler var. Ülkeyi uçurumdan aşağı yuvarlamanın eşiğindesiniz. Açın bakın. Yeter artık. Temerrüt ve iflas çukuruna düşmemiz an meselesi. Bir gecede olur.

“ÜLKE İFLASIN, TEMERRÜTTÜN EŞİĞİNE GELİYOR”

2021 aralık ayından bugüne de neredeyse 50 milyar dolara yakın bir rakamı daha sattılar. Onun için ülke iflasın, temerrüttün eşiğine geliyor. Çünkü ülkenin dövizi bitiyor. Hani meşhur soru vardı ya, 128 milyar nerede diye... Biz 130 diye hesap ediyorduk. Artık doğru soru şu: 180 milyar dolar nerede?

“BU OTORİTER İTTİFAK, KOSKOCA TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN HAZİNESİ’Nİ AYAKLARININ ALTINA ALDI, EZDİKÇE EZDİ”

Hem devleti hem de özel sektörün borcunun hızla artması demek. Topyekûn çöküşe gitmek demek. Gerçekten aklım almıyor, havsalam almıyor. Düşman malı olsa böyle hoyratça kullanılamaz. Bir ekonomi böyle yerin dibine sokulmaz. Bu otoriter ittifak, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazinesi’ni ayaklarının altına aldı, ezdikçe ezdi. Bakın, ülke bu noktaya bir gecede gelmedi. Partili ve taraflı Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçtiğimiz günden beri tepetaklak yuvarlanıyoruz.

Hani meşhur soru vardı ya, 128 milyar nerede diye… Biz 130 diyorduk. Artık doğru soru: 180 milyar nerede? Bu milletin 180 milyar dolarını kime, ne zaman, neden sattınız? Yetmedi, sadece rezerv satmakla yetinmediler. Bir de rahmetli Özal’ın ‘kendini uyanık sananların dalaveresi’ dediği 1970 model bir icatla devleti daha da hızlı batırmaya başladılar. Neymiş ‘kur korumalı mevduat hesabıymış.’ Adını doğru koyalım. Bunun adı ‘hazineyi, devleti batırma projesidir’.

Esnaftan, çiftçiden, işçiden, memurdan aldıklarını, bankada parası olan bir avuç insana aktarıyorlar. Sonra da utanmadan, sosyal adaletten, hakkı gözetmekten bahsediyorlar. İşte sonunda enflasyon da patladı, kur da patladı, faiz de patladı. Bakın arkadaşlar, şaka değil, abartı değil. Ülkemiz batıyor. Ben buradan iktidara tekrar sesleniyorum: Bu iş şaka değil. Durum ciddi. Hem de çok ciddi. Bu iş, sağa sola meydan okuyacağınız bir inatlaşma alanı değil. 84 milyonun hayatı ve dahi yarınlarımız tehlikededir.

“HER ŞEY A’DAN Z’YE ZAMLANIYOR”

Yeter artık. Her gün daha fazla mahvediyorsunuz. Her geçen gün bizleri daha fazla yoksullaştırıyorsunuz. Yeter artık, yeter. Bu yolun sonu bataklık. Görmüyor musunuz? Çöken bir ekonomide elbette her şey A’dan Z’ye zamlanıyor. Her gün, hatta her saat zam haberleri görüyoruz. Vatandaşlarımız yerlerine çakılı kaldı. Mecazen değil, insanlar gerçekten çakılı kaldı. Kıpırdayamıyorlar. İktidardaki otoriter ittifak, bir yerden bir yere gitmeyi neredeyse imkânsız hale getirdi.

BU ZAMMI BİRİSİ YAPMIŞ OLMALI. PEKİ, TREN BİLETLERİNE KİM YAPTI BU ZAMMI? STOKÇULAR MI YAPTI? ESNAF MI YAPTI?

Mazot pahalı. Benzin pahalı. Toplu ulaşım pahalı. Tren bileti pahalı. Otobüs bileti pahalı. Uçak bileti pahalı. Diyelim ki İstanbul’dan Ankara’ya gideceksiniz. Tren bileti nispeten daha ucuzdu, değil mi? O da pahalandı. Tren biletlerine 6 ayda tam 4 kere zam geldi. Arkadaşlar, bu zam kendi kendine gelmiş olamaz, değil mi? Bu zammı birisi yapmış olmalı. Peki, tren biletlerine kim yaptı bu zammı? Stokçular mı yaptı? Esnaf mı yaptı? Dış güçler mi gelip yaptı?

“FAHİŞ FİYATLARLA MÜCADELE İÇİN KURULAN TİMLERE DE TAVSİYEM, ÖNCE BİR BEŞTEPEYE GİTSİNLER”

Hayır arkadaşlar. Bu bir Erdoğan zammı. Nasıl fahiş elektrik zamları Erdoğan zammıysa, fahiş doğalgaz zamları Erdoğan zammıysa, tren fiyatlarına yapılan zamlar da Erdoğan zammı. Suçluyu başka yerde aramayın. Fahiş fiyatlarla mücadele için kurulan timlere de tavsiyem, önce bir Beştepe’ye gitsinler. Zamların kaynağı Beştepe. Zamların membaı Beştepe. Zamlarla mücadele etmek isteyenler önce Beştepe’nin kapısına gitsinler.”

“SAYIN ERDOĞAN’IN SEÇİM TARİHİYLE İLGİLİ SÖYLEDİKLERİNİN HİÇBİR KIYMETİ YOK”

Babacan, toplantı sonrası bir basın mensubunun; “Erken seçim bekliyor musunuz” sorusuna şu yanıtı verdi

“Sayın Erdoğan’ın seçim tarihiyle ilgili söylediklerinin hiçbir kıymeti yok. 2018 seçimlerinden önce yaptı, 2018 seçimleri bir erken seçim değil bir baskın seçimdir. 2018 seçimlerinden birkaç ay öyle ne diyordu; ‘Erken seçimden söz etmek vatana ihanettir. Seçim zamanında olacak’ diyordu, sonra baktık baskın seçim tarihi açıkladı. Biz her an seçim kararı alınabilirmiş gibi hazırlanıyoruz, seçimin tarihi bizim için çok önemli değil bugün açıklasınlar 2 ay sonra hazırız. Altılı masayla ilgili epey laf etmiş, buradan kendisine sesleniyorum, tabii gözü orada biliyorum, merak ediyor oradan da çok da korkuyor, çünkü kafa oraya takıldı. Altılı masa bizim işimiz, işimizi gayet iyi yapıyoruz, bir takvimimiz var o takvimi de gayet güzel işletiyoruz, Erdoğan kendi işine baksın da şu memleketin sorunlarını çözsün.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

SİYASET Haberleri