Ataşehir'de 24 yaşındaki genç kadının yedinci kattan düşerek yüzde 96 oranında felçli kalmasına ilişkin 2 sanığın 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı. Savunma yapan sanık suçlamaları kabul etmediğini söyledi. Duruşma sonrası açıklama yapan mağdur kadın, "4 yıldır mücadele veriyorum ama yine de ellerini kollarını sallayarak duruşma salonundan çıktılar. Onlar beni öldürmek istedi ama ölmedim. Şule Çet gibi ölmem mi gerekiyordu adaletin yerini bulması için?" dedi.
Ataşehir'de 24 yaşındaki genç kadını binanın yedinci katından düşerek engelli kalmasına kalmasına ilişkin kadının dini nikahlı eşi Müjdat Çevik ve eşinin çalışanı İsrafil Köksal'ın, "tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs" suçundan 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlandı.
Genç kadın salona tekerlekli sandalyeyle geldi
Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, mağdur Songül Bora tekerlekli sandalyeyle getirildi. Duruşmaya, tutuksuz sanık Müjdat Çevik katılırken, sanık İsrafil Köksal gelmedi. Taraf avukatları ve yakınları da salonda hazır bulundu.
"Songül'ün balkondan atladığını söyledi"
Duruşmada savunma yapan sanık Müjdat Çevik, olay tarihinde başka biriyle ilişkisi olduğunu öğrenen kız arkadaşı Songül Bora'yla tartıştıklarını söyledi. Bir süre sonra Songül Bora'yı evine bıraktığını, kendisini almak için tekrar yola çıktığında Bora'nın kendisine video gönderdiğini, alkollü vaziyette bir şeyler söylediğini, İsrafil Köksal'ı yanına alarak eve gittiğini ancak evin kapısını açamadığını belirtti. Komşudan aldığı tornavidayla kapıyı açtığını söyleyen Köksal, "Bu arada Songül'ün önünde viski şişesi vardı. Endişelendiğim için ablasını arayıp hemen gelmesini istedim. Bu sırada balkon kapısı da hafif aralıktı. Bu süreçte Songül ile tartışma yaşamadık. Ablası geldi, ablasıyla yalnız konuşmak için evin dışına çıktık. Daire kapısında konuştuğumuz sırada İsrafil heyecanla kapıyı açıp Songül'ün kendisini balkondan aşağı attığını söyledi" dedi.
"Öldürmek için plan yapmadık"
Aşağı indiklerini ve yaralanan Songül Bora'nın hastaneye kaldırıldığını söyleyen sanık Çevik, "Tedavi sürecinde kendisini hiç yalnız bırakmadım. Maddi manevi her türlü desteği verdim. Tedavi giderlerini karşıladım. İyileşmesi için elimden gelen çabayı gösterdim. İddia olunduğu gibi kendisini balkondan aşağıya atarak öldürme yolunda herhangi bir plan yapmadık, isnatları kabul etmiyorum" diye konuştu.
"Beni öldürmek istediler"
Mağdur Songül Bora, sanık Müjdat Çevik'in başka bir kadınla birlikte olduğunu ve kadının Çevik'ten 7 aylık hamile olduğunu öğrendiğini söyleyerek, "İlişkimiz süresince beni defalarca aldattı. Olay günü gece 03.00 sıralarında eve gittik. Sabah 08.00 gibi evden çıktı. Kapıyı üzerime kilitlediği için evden çıkamadım. Bir süre sonra Müjdat ve İsrafil geldiler. Ben de kapıyı arkadan kilitlediğim için içeri giremediler, bana zarar vereceklerini düşünüyordum. Onlar da hırsız kilidini kestiler ve içeriye girdiler. Beni tehdit etti, hakaretlerde bulundu. Onlar gelmeden önce ablamı aramıştım. Ablam geldi, hemen ablama bir şey konuşacağını söyleyerek daireden çıkardı. Ben de balkona gittim. İsrafil beni sırtımdan itti, sendeledim. İkinci kez kuvvetli bir şekilde sırtımdan beni itti ve ben çığlık çığlığa aşağıya düştüm. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Bana tedavi sürecinde destek olduğu, yardımcı olduğu, hastane masraflarını karşıladığı beyanları tümüyle yalandır. Beni öldürmek istediler" dedi. Sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Ara kararını açıklayana mahkeme heyeti, sanıkların tutuklanması yönündeki taleplerin reddine karar verdi. Duruşmaya gelmeyen sanık İsrafil Köksal hakkında zorla getirme kararı çıkaran mahkeme, duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için erteledi.
"Ceza alması için illa ölmem mi gerekiyordu"
Duruşma sonrası açıklama yapan mağdur Songül Bora, "4 yıldır mücadele veriyorum ama yine de ellerini kollarını sallayarak duruşma salonundan çıktılar. Beni onlar öldürmek istedi ama ölmedim. Şule Çet gibi ölmem mi gerekiyordu adaletin yerini bulması için? Aylarca komada kaldım, gözümü açtığımda 6 ay gibi bir süreç geçmişti. Sonra da ilk şikayetimde bulundum. 3 yıl sonra davam açıldı. Bugün ilk davam vardı. Ve onlar hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam edecek. Ceza almalarını istiyorum, onların ceza alması için illa ölmem mi gerekiyordu. Beni yedinci kattan attılar" dedi.
"Bu dava, Şule Çet davasının başka şeklidir"
Avukatı Cesim Parlak, "Bu Türkiye'de yaşanan kadın cinayetlerinin en ilginç örneklerinin bir tanesidir. Genellikle kadın cinayetlerine intihar süsü veriyorlar. Bu olay da intihar olarak kayıtlara geçmişti 2015 yılında. Biz büyük bir mücadele ile bunun bir adam öldürmeye teşebbüs olduğunu, öldürmek için camdan atıldığını ikna ettik. Bugün ilk duruşmasıydı ve yüzde 90 felçli olarak tekerlekli sandalyeye mahkum bir insanı buraya getirdik. Bu dava, Şule Çet davasının başka şeklidir. Şule Çet orada ölmüştü ama Songül Bora burada ölmedi. Yaşama tutunmaya çalışıyor. Bizim talebimiz, mahkemelerin kadına şiddet meselesine daha hassas davranması. Sanıkların en ağır şekilde cezalandırılması için mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu.
İddianameden
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Songül Bora'nın 22 Aralık 2015 tarihinde dini nikahlı eşi Müjdat Çevik'in başka bir kadınla dini nikahla evli olduğunu öğrendiği, bu nedenle taraflar arasında tartışma çıktığı anlatıldı.
Olay günü Müjdat Çevik ve İsrafil Köksal'ın Songül Bora ve Müjdat Çevik'in birlikte yaşadıkları eve gittikleri, tarafların tartıştıkları ve Songül Bora'nın ablasının eve çağrıldığı belirtildi. Tartışma üzerine Songül Bora'nın ablasının Müjdat Çevik tarafından dışarıya çıkarıldığının kaydedildiği iddianamede, kısa bir süre sonra dışarıya çıkan İsrafil Köksal'ın Songül Bora'nın balkondan atlayarak intihar ettiğini söylediği vurgulandı.
İddianamede, apartmanın yedinci katından aşağı düşen Songül Bora'nın hayati fonksiyonlarını etkileyecek nitelikte ağır ve iyileşme olanağı bulunmayacak şekilde yaralandığı belirtildi. İddianameye göre, müşteki Songül Bora, İsrafil Köksal'ın kendisini balkondan ittiğini, bunu Müjdat Çevik'in azmettirmesiyle yaptığını ve sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Sanıklar Müjdat Çevik ve İsrafil Köksal'ın, "tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs" suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.