İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Bizim için ortak akıl, demokrasinin olmazsa olmazıdır. O nedenle milletimiz yetkiyi verdiğinde; kararları ortak akıl ile alacak, ülkemizi tek bir kişinin hükmüne sokan, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nden kurtulacağız. İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile milletvekilliğini daha aktif, sahada milletimizi dinleyen ve Meclis’te milletimizin sorunlarına çare arayan, aynı olması gerektiği gibi yeniden kutlu bir görev haline getireceğiz” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin dördüncü kuruluş yıl dönümü için İstanbul Haliz Kongre Merkezi’nde düzenlenen kutlama etkinliğinde konuştu.
Akşener konuşmasına başlamadan önce salonda, “Akşener, Başbakan” sloganları atıldı. Akşener ise konuşmasının sonunda; “Sonunda ölüm bile olsa” dedi. Partisinin ilkelerini tek tek sıralayan Akşener, salondaki partililerden söz aldı. Akşener’in; ekonomiden tarıma, çevreden kadın haklarına, eğitimden hukuka kadar partisinin her alandaki vaatlerini sıraladığı konuşması şöyle:
“CUMHURİYETİN VE HÜRRİYETİN, ADALETLE YÜKSELİŞİ VAR: İYİ Parti ailesi olarak, 4. yaş günümüzde, bizi bugün bir araya getiren Rabbime, şükürler olsun. Bugün burada; 4 yıllık kutlu yolculuğumuzda, bir dönüm noktasındayız. Çünkü Türkiye, yeni bir çağrıyı bekliyor. Asırlık çınarların gölgesinde boy atan hikâyemize, kulak kesiliyor. Anneler, babalar, gençler; geçmişten bugüne, o kutlu mirası taşıyanla, yarınlar, can kulağıyla bizi dinliyor. Adalet erlerine selam olsun. Cesareti cinsiyette değil, şahsiyette arayanlara, iyilikte yarışanlara, iyilikle yaşayanlara, binlerce selam olsun. Bugün çok özel bir gün. Yüreğimde Hatice’nin, Fatma’nın, Ayşe’nin, Nene Hatun’un, Zeynep’in, Halide Edip’in heyecanı var. Mavi gözlü Bozkurt’umuz Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadelesi var. Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in, herkesi kucaklayan, turan hayali var. Rahmetli Demirel’in, rahmetli Özal’ın, kalkınmış büyük Türkiye vizyonu var. Cumhuriyetin ve hürriyetin, adaletle yükselişi var…
ESKİ, YENİ DEĞİL, BİR TANE TÜRKİYE VAR: Hepimizin ülküsüyle süslenen Anadolu’da; o, bu, şu yok. Ocu, bucu, şucu yok. Biz varız. Milletimiz var. Türkiye var. Eski, yeni değil, bir tane Türkiye var. O Türkiye’de her şey adil. Müreffeh insanlar, mutlu çocuklar, umutlu gençler, korkmadan yaşayan kadınlar var. Evine rahatça ekmek götüren babalar, siftahını yapmış esnaflar, karnı doymuş hayvanlar, ormana yürüyen ağaçlar, gürül gürül akan dereler, cıvıl cıvıl ötüşen kuşlar var. Huzur var, bereket var, adalet var, çevre var. Bu kutlu hedefin, bu kutlu ülkünün yolunda yürüyen, bu memleketin vefalı evlatları, İYİ Partimizin neferleri var. Rabbime şükürler olsun. Bugün, İYİ Partimiz 4 yaşında. Kutlu olsun. Rabbim daha nice yaşlara eriştirsin inşallah.
MEMLEKETİN DÖRT BİR YANINDA, MİLLET BİZİÇAĞIRIYOR: İyilik hareketimizi 4 yıl önce, 25 Ekim’de, nice zorluklara, göğüs gererek kurduk. Yolumuza engeller çıkardılar, aştınız. Duvarlar ördüler, yıkıp geçtiniz. ‘Yapamazsınız, 2 günde dağılırsınız’ dediler, sizler inandınız. Bana güvendiniz. Zengin, mutlu ve huzurlu bir Türkiye hayalime, ortak oldunuz. Bu yolu, benimle yürümeye, söz verdiniz. Şükürler olsun, Yüce Allah; iyi niyetlerimizi geri çevirmedi. Bu aziz millet, bizleri sevdi, bağrına bastı. ‘Burada bir ışık var’ dedi. ‘Burada, yanlış giden bir şeylere, ‘dur’ diyenler var’ dedi. Milletimiz bize, teveccüh gösterdi. Nitekim, göstermeye de devam ediyor. Ve büyük bir heyecanla görüyoruz ki; memleketin dört bir yanında, millet bizi çağırıyor. Biz de milletimizin bu kutlu çağrısına, daha çok çalışarak karşılık vereceğiz. Onları, asla mahcup etmeyeceğiz. Türkiye’yi, iyilikle düze çıkartacağız. Bu bizim milletimize olan vefa borcumuzdur. Bu bizim milletimize olan şeref sözümüzdür.
ARTIK BİZ HAZIRIZ, ŞİMDİ ONLAR DÜŞÜNSÜN:İYİ Parti’yi, Türkiye’yi yönetme iddiasıyla kurduk. Tüm hazırlıklarımızı, tüm çalışmalarımızı, bu iddia doğrultusunda yaptık. Milletimiz de bu gerçeği görüyor ve emin adımlarla iktidara yürüyoruz. Artık biz hazırız. Şimdi onlar düşünsün. Bizim anlayışımızda, iktidar olmak demek, sorumluluk almak demektir. Hizmet demek, refah demek, huzur demek, mutluluk demektir. O nedenle; biz geldiğimizde, bizden öncekiler gibi olamayız, olmayacağız. Kimse merak etmesin. Hazreti Ömer’in; ‘Dicle’nin kenarında, bir koyunu kurt aşırsa, adl-i ilahi benden sorar diye, çok korkuyorum’ hitabına, siyaseten değil, ahlaken bağlı kalacak; Ömer’in adaletini, hep hatırımızda tutacağız. Ve söz olsun İYİ Parti iktidarında; Ömer’in yolundan, asla ayrılmayacağız. Mahkemelerde, ısmarlama davalara izin vermeyeceğiz. Hukuk sistemini, demokrasi ve eşitlik ilkelerine uygun şekilde, yeniden ele alacağız. Fikri hür, vicdanı hür, siyasetin üstünde bir adalet sistemiyle, vatandaşlarımızın kendilerini her anlamda güvende hissedecekleri, adil bir Türkiye için çalışacağız. ‘Aksi ispatlanana kadar, herkes masumdur’ ve ‘suç şahsidir’ temel ilkelerini, kirletmeyeceğiz. Kuran-ı Kerim’de de buyurulan; ‘bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin’ adli ilahi hitabını da manevi dünyamızda, hep canlı tutacak; rövanş hissine kapılmayacağız. Toplumumuzun her kesiminin, her insanımızın avukatı; kendimizin ise savcısı olacağız. Önce biz, sonra ben diyeceğiz. Ve hep birlikte mutlulukla göreceğiz ki; adaleti tesis edince, hak yerine gelince, herkes kendini güvende hissedince, her şey düzelmeye başlayacak. Ve Türkiye iyileşecek!
BU ÜLKEYİ KADINLARLA EL ELE VERİP, YENİDEN AYAĞA KALDIRACAĞIZ: İstanbul Sözleşmesi’ni, amasız fakatsız, hayata geçireceğiz. Kadınların fiziksel, psikolojik ve ekonomik olarak baskı, şiddet ve işkence görmesini görmezden gelmeyeceğiz. Öldürülen her kadın, devletin sorumluluğundaydı; iktidardakiler, onlara sahip çıkmadı. Ama bizimle birlikte, kadınlar artık sahipsiz kalmayacak. İYİ Parti iktidarında kadın, iş gücüne daha fazla katılacak. İş hayatında hak ettiği değeri görecek. Ev kadınları için de projeler ortaya koyacağız. Kadın kooperatiflerimiz ile birlikte; onların ülkemizin kalkınmasında, nasıl bir itici güç olduklarını herkes görecek. Daha hür ve adil Türkiye, ancak kadınların çabasıyla mümkündür. Bir kadın olarak söylüyorum ki; bu ülkeyi kadınlarla el ele verip, yeniden ayağa kaldıracağız.
PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ’NDEN KURTULACAĞIZ: Bizim için ortak akıl, demokrasinin olmazsa olmazıdır. O nedenle milletimiz yetkiyi verdiğinde; kararları ortak akıl ile alacak, ülkemizi tek bir kişinin hükmüne sokan Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nden kurtulacağız. İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile milletvekilliğini daha aktif, sahada milletimizi dinleyen ve Meclis’te milletimizin sorunlarına çare arayan, aynı olması gerektiği gibi, yeniden, kutlu bir görev haline getireceğiz. İYİ Parti iktidarında; yandaş kavramını kaldıracağız. Milletin sırtından, tüm keneleri söküp atacağız. Devletin kontrolünü, kişilere değil, yasalara, kanunlara ve kurallara bağlayacağız. Yaptım ettimlerle, oldu bittilerle hareket etmek yerine, her kararımızda, milletimize başvuracağız. ‘Bir kesime değil, herkese hizmet’ anlayışımızı istisnasız tüm vatandaşlarımıza hissettireceğiz. Yollar, köprüler, tüneller, milletimizin rahatça kullanacağı hizmetler olacak. Yani, yapılan hizmetlerin sahibi, artık müteahhitler değil, millet olacak. Özgür düşünceyi savunacağız, önünü açacak her türlü adımı atacağız. Üniversiteler, liyakatli insan yetiştiren, hür ve adil kurumlar haline gelecek. Akademisyenler, düşüncelerinden ötürü dışlanmayacak; bilimsel çalışmalarına destek sağlanacak. Bu ülkede torpil devri, önceden hazırlanan listeler ve mülakatlar, artık son bulacak. Öğretmen atamaları, liyakate uygun şekilde, hakkıyla yerine getirilecek.
TÜRKİYE EŞİTLENECEK, EŞİTLENDİKÇE BÜYÜYECEK: İYİ Parti iktidarında; çocuklarımıza yönelik, her türlü şiddetin önüne geçeceğiz. Çocuklarımız güzel şartlarda büyüyecek, eğitim alacak ve ülkelerine faydalı bireyler olacaklar. Eğitim sistemini, canı isteyenin kurcaladığı bir oyuncak olmaktan çıkaracağız. Çocuklarımızın daha sağlıklı öğrenim alacakları, rasyonel bir eğitim modelini hayata geçireceğiz. Rüzgârgülü Projemiz ile; ilk, ortaokul ve lisedeki çocuklarımıza, sabah kahvaltısı ve öğle yemeklerini ücretsiz vereceğiz. Böylece tüm çocuklarımız, eşit beslenecek, eşit şartlarda okuyacak ve sağlıkla gelişecek. Rüzgârgülü ile, büyük bir istihdam ihtiyacı da ortaya çıkacak; çiftçiden üreticiye, nakliyeciden dağıtımcıya, herkes kazanacak. Özellikle kadınların, işgücüne katılımı da artacak. Türkiye eşitlenecek, eşitlendikçe büyüyecek! Ekonomide hayata geçireceğimiz, yapısal reformlarla, borçlu esnafımızın çilesine son vereceğiz. Çiftçimiz, hakkı olan mazotu, gübreyi, ilacı alacak; yerli tohum ile beraber, bereketli Anadolu toprağını, hakkıyla sürecek. Türkiye, tarım ve hayvancılıkta, dünyanın, önde gelen ülkelerinden biri haline gelecek. Tarım, Turizm ve Teknoloji alanında,
ÖTV ZULMÜNE, SON VERECEĞİZ: Türkiye’yi mutlu edecek büyük projelerimiz var. Bunları süratle devreye alacağız. Üretimi destekleyeceğiz. İnşaata dayalı ekonomi modelinden çıkıp, sanayisiyle, hızla kalkınan Türkiye hedefimizi hayata geçireceğiz. İşçi kardeşlerimizin, evlerine rahatça ekmek götürebilmeleri için fabrikalar kuracak, kurulması adına teşvikler sunacağız. Üreticiyi güçlendirecek, böylece asgari ücretle çalışan vatandaşlarımızı da bu zenginliğe ortak edeceğiz. Emek sahiplerine, hak ettikleri, insanca yaşayacakları şartları sağlayacağız. ARTAGAN Projemiz ile kayıt dışı para trafiğine, israfa, ranta, çalma-çırpmaya, ÖTV zulmüne, son vereceğiz. Türkiye’nin zenginliğini, tabana yayacağız. Nakitsiz bir toplum ile, bugüne kadar görülmemiş bir zenginlik ve refaha erişeceğiz. Haksız kazançla zenginleşen varsa, ondan alacağız, milletimiz için kullanacağız. Doğal gaz, su ve elektrik faturalarını gören vatandaş korkuyor.
TRT, VERGİSİNİÖDEYEN HERKESİN KANALI OLACAK: Biz, insanımızın fatura derdini, en adil şekilde çözeceğiz. ‘Karadeniz’de doğalgaz rezervi bulduk’ diyenlerin, getirdikleri zamları kaldıracağız. Milletimizi, insan onuruna yakışan, müreffeh şartlara kavuşturacağız. Kiracı kan ağlıyor. Allah’ın izniyle biz, kira fiyatlarını sorun olmaktan çıkaracağız. ‘Bunu nasıl çözeriz?’ diye kurul oluşturduk, çalışıyoruz. İnşallah hem ev sahiplerini hem de kiracıları memnun edecek, çözümler üreteceğiz. Türk milleti, kendi memleketinde, artık ikinci sınıf vatandaş olmayacak, hakkıyla yaşayacak. Konut satışlarının daha hakkaniyetli bir çizgiye girmesini sağlayacağız. Yabancılara konut satışını, sınırlandıracağız. Medya özgür ve adil düzende, olması gerektiği gibi; ‘toplum yararına’ çalışan, kurumlar haline gelecek. TRT, vergisini ödeyen herkesin kanalı olacak, her kesime hizmet verecek.
TÜRKİYE’NİN İYİ PARTİ’Sİ OLACAĞIZ: Dış politikada bir tutarsızlık, istikrarsızlık ve çözümsüzlük durumu, kronikleşmiş şekilde devam ediyor. İYİ Parti iktidarında; bu garip anlayışa, derhal son vereceğiz. Bizimle birlikte rasyonel, planlı ve programlı, tutarlı ve istikrarlı bir dış politika anlayışı gelecek. Atatürk’ün koyduğu o büyük vizyona uygun şekilde, düşman değil dost kazanan bir anlayışla adımlar atacak ve mevcut saat uygulaması da dâhil olmak üzere Türkiye’yi dünyadan koparan, tüm engelleri kaldıracağız. Dünyanın saygın Türkiye’si, Türkiye’nin İYİ Parti’si olacağız. Sığınmacı sorununu çözmeye yönelik hamleleri de gelir gelmez süratle yapacağız. İnsani değerleri göz ardı etmeden bu konuyu hassasiyetle ele alacağız. Sığınmacılar vatanlarına kavuşurken, biz de ekonomik ve sosyal anlamda, rahatlamış bir Türkiye olacağız. Elbette cennet doğamızı, tarih mirasımızı ve sessiz dostlarımızı da unutmayacağız.
YETİMİN HAKKINI, KİMSELERE YEDİRMEYECEĞİZ: Türkiye’mizi; hayvanlara eziyet, tarihi mirasımızı rezil, ormanlarımızı da talan eden bu anlayışsız zihniyetten kurtaracağız. Aziz milletim; bizim şarkıların birinde ne diyor: ‘Yak, işlet, devret, nereye kadar? Devran dönüyor, buraya kadar’ Proje gerekliyse, elbette yapılır. Ama, sırf yandaşları zengin etmek için ne orman bıraktılar ne su bıraktılar. Karadeniz’de HES diye diye, neredeyse, kurutmadık dere bırakmadılar. Maden diye diye dağları, ormanları talan ettiler. Doğamız, bizim için kutsaldır. Şart olsun ki ormanları yakarak, yıkarak yapılan oteller için gereği neyse yapacağız. Milletin, devletin, yetimin hakkını, kimselere yedirmeyeceğiz!
“MİLLETİN HUZURUNDA SÖZ VERMEYE HAZIR MISINIZ?”
Konuşmasının sonlarına doğru salondaki vatandaşlara seslenen Akşener, "Sizler, bu memleketin güneşçağ savaşçıları olarak milletin huzurunda söz vermeye hazır mısınız?" dedi. "O zaman, şimdi lütfen ayağa kalkın" diyen Akşener, sözlerine şöyle devam etti:
"KUTLU ÜLKÜMÜZ UĞRUNDA BENİMLE YÜRÜMEYE SÖZ VERİYOR MUSUNUZ?"
"Devlet malına, yetimin hakkına, emanetçi olup Ömer'in yolunda, emin ve güvenilir siyasetçiler olmaya, söz veriyor musunuz? Bir mazlum için, bin zalime karşı durmaya, söz veriyor musunuz? Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı yolda, gösterdiği hedefe, durmadan yürüyeceğinize, söz veriyor musunuz? Cumhuriyetin, temel değerlerini, korumaya ve kollamaya söz veriyor musunuz? İnsanlarımıza, aşk ile, sevgi ile, muhabbet ile bakıp tüm farklılıklarıyla, onlara kucak açmaya, söz veriyor musunuz? Milletimizin kutsalı, onuru, özgürlüğü ve mutluluğu yolunda gerekirse cefa çekmeye, söz veriyor musunuz? İyilikle dirilmeye ve iyilikte diretmeye, söz veriyor musunuz? Kızıl elmaya giden kutlu ülkümüz uğrunda, gücünüzün yettiği ufka kadar benimle yürümeye söz veriyor musunuz? Allah sizlerden razı olsun.
“SONUNDA ÖLÜM OLSA BİLE…”
Ben de siz dava arkadaşlarıma, iyilik neferlerine, mahcup olmamak için sonunda ölüm olsa bile verdiğim tüm sözleri yerine getirmek için çalışacağıma Cenab-ı Hakk'ın huzurunda söz veriyorum. Allah bize yar olsun, milletimiz var olsun, Türkiye'miz ebed müddet olsun… Sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun."