Röportaj: Kasım Aydın / İstanbul Ses
İşte o röportaj
Kongre süreçleri için hikâyenin başladığı nokta diyorsunuz, peki ya sonrası...
O zaman bu bölüm de hikâyenin sonundan konuşmaya başlayalım. Seçimler, seçim sonuçları hikayenin sonudur. Partinizin yereldeki ve geneldeki başarısı, hikayenin nasıl bittiğini gösterir. 2019 yerel seçimler sonucunda, İstanbul, Ankara, Adana ve Antalya gibi birçok büyükşehirde başarı hikâyesi yazılmıştır.
İBB dışında, Kağıthane ilçe siyasetimiz tam anlamı ile bir başarısızlık hikayesidir... Parti ilk defa ilçede aday çıkarmamış, bu dönemki ittifak gereği İYİ Parti üzerinden seçimlere gidilmiştir. Her nekadar Genel Merkez tarafından verilmiş bir karar olsa da bu kararın alınmasına büyük ölçüde sürecin ilçe başkanı ve yönetimtarafından kötü yönetilmeside sebep olmuştur.
Özellikle uzun yıllardır sol siyasetin en yoğun yaşandığı ilçelerden biri olan Kağıthane’de CHP’nin seçime girmemesi tam anlamıyla örgüt ve seçmen üzerinde TRAVMA yaşatmıştır. 31 mart seçimlerinde yaklaşık 20.000 potansiyel CHP li seçmen sandığa gitmemiş veya ilçe seçiminde oy kulanmamıştır. Yerelde ana muhalefet konumundan bile düşmüş; son 30 yıllık süreçte, Kağıthane Belediye Meclisinde en düşük sosyal demokrat temsili olunmuştur. İlçe başkanı meclis üye listelerinden dolayı istifa etmiş, CHP tarihinde ilk kez bir ilçe başkanı seçime giderken örgütüne sırtını dönmekle beraber ilçede seçime girememeye değil meclis üye listesini dert edinmiştir.
Kağıthane’de bu sonuca nasıl gelindi?
CHP’nin Kağıthane’de seçime girmemesi çok olağan dışı bir süreçtir. Bu süreci detaylandırarak sürecin bütünü ile konuşmak isterim. Şimdilik yerel seçimlerde başarı ve başarısızlığın sebepleri ile alakalı birşeyler söylemek istiyorum.
Öncelikle partinin genel politikaları ve ülke konjönktürü tabiki seçim sonuçlarını önemli derecede etkilemektedir. Bizim bunlara katkımız ve etkimiz oldukça sınırlı; daha çok yerelde yapabildiklerimiz veya yapamadıklarımızın üzerine konuşalım.
Çok klişe birkaç sözle başlayalım “Yerelde iktidar olmadan genelde iktidar olunmaz.”, “Kağıthane’yi alan İstanbul’u alır, sonra da Türkiye’yi alır”. Peki o zaman, İstanbul’u aldık, Kağıthane’ye ne oldu? CHP Kağıthane’de tarihinin en büyük travmasını yaşadı. Bu aşamada ilçe bazında yapılan veya yapılması gereken yerel siyaset yapma tarzından bahsedeceğiz. İlçedeki parti örgütünü ve yerel dinamikleri hareketlendirecek, siyasete ortak edecek, birlikte yönetim (yönetişim) modelinden bahsedeceğiz. Her iki kavramda ilçe yerel siyasetinin doğru ve etkili yapılması için gerek-şart koşullar olmasına rağmen, özellikle 2019 yerel seçimlerinde nekadar yapılıp yapılmadığına değineceğiz...
Yerel siyasetten başlayalım;
Parti içinde yerelde siyaset yapma tarzı, son derece sıkıntılı ve problemli. İnsanın günlük hayatına dokunan, hizmet odaklı, devamlı olarak iletişimde kalan bir siyaset yapılmamaktadır. Daha üstten, dünya işleri ile meşgul, parti içine kapanık bir siyaset yapılıyor. Hernekadar yerelde iktidar olunmadan, genelde iktidar olunmaz desek bile yerel siyasetin gereklerini çok nadir yerine getiriyoruz. Gerek parti programının ve yerel sorunlara ait çözüm önerilerin aktarılması, gerekse seçmenin gerek yereldeki gerekse genel anlamdaki istek ve görüşlerinin alınması için devamlı suretle iletişimde kalınmalıdır. Bu iletişimi nasıl sağlarız? Düğünde, cenazede, kahvede, işyerinde, evinde, köy derneğinde, yerel STK’ larda, meslek odalarının şubelerinde, düzenlenecek hertürlü panel, seminer vb. toplantılarda ve mahalle meclislerinde seçmenle bir araya gelebiliriz. Acısına, sevincine , derdine, sorununa ortak olabilmeliyiz. Yerel sorunlar için çözümler geliştirebilmeliyiz. Bu çözümlerin halktan yana, halkın günlük hayatını ve geleceğini iyileştiren, sosyal devlet/belediyecilik ilkelerine uygun olmasını sağlamalıyız. Bu çalışmaların daha verimli, somut ve inandırıcı olması için devletin bütün mülki iradesi ilede devamlı olarak iletişim halinde olunmalı, sık sık ziyaretler yapılabilmelidir. Bütün bu çalışma yönteminin mahalle birimlerinde birebir uygulanabilmesi için, gerekli prosedürler oluşturulup, bunların takibini yapacak, kriterler oluşturacak çalışma yöntemleri geliştirilmelidir.
Düğün ve cenazeye takıldım, bunlar siyasi çalışmamıdır?
Tabiki siyasi bir çalışma değildir. Yalnız seçmenle, siyasi çalışma yapılabilmesi için önce samimi, içten, insani bir bağ kurmak gerekiyor.Bu vesileler de seçmenin çok hassas olduğu, önemsediği yerlerdir. Zaman içinde kurmuş olunan bağ ile seçmen her türlü sorun, istek, şikâyetinde senin kapını çalabilmeli, senden destek isteyebilmelidir. Bu bağı, samimiyeti, güveni duyabilmelidir.Sonraki siyasi çalışmalar ancak ozaman inandırıcı olabilir. Sen bütün görev yaptığın zaman boyunca seçmeni hiç arayıp sorma; seçim gününe üç ay kala siyasi çalışma yap; onun tarafında olduğunu, onun için çalıştığını söyle, inandırıcı olunabilir mi? HAYIR! Olmuyorda zaten. 2019 yerel seçimlerini yöneten eski ilçe başkanı bu konuda son derece eksik davrandı. Eğer siz ilçe başkanı iseniz gerekleri yerine getirmelisiniz. Çünkü seçmenin parti erklerinden, yöneticilerinden beklentileri ve talepleri, kendi kişisel beklenti ve taleplerimizin üstündedir.
Köy derneklerinin yerel siyasetteki yeri nedir?
Çok önemli, hem de çok... Normal şartlarda kent hayatında, yaşadığımız kente dair ortak bir dayanışma içinde olmamız gerekir. Bunu özellikle sosyal demokrat belediyeler, gerçek anlamda mahalle meclisleri ile hayata geçirmeye çalışıyor. Oldukça da iyi yapıyorlar. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi çokbüyük göç almış şehirlerde ilçe ve mahallelerde kurulan hemşehri ve köy dernekleri, kentin zor şartlarına karşı destek olma veya adapte olma anlamında hemşerilerine önemli katkı ve destekte bulunmuştur. Halende büyük bir dayanışma içerisinde faaliyetlerini sürdürebilmektedirler.
Bugün birçok ilçe ve mahallede çokça üyesi bulunan hemşehri derneği mevcuttur. Buralar siyasetin en yoğun olduğu, beklenti ve taleplerin en ısrarlı ve üst düzeyde dile getirildiğiyerlerdir. Parti olarak buralarda çok aktif olmalıyız. Yönetimlerinde üyelerimizin olmasını sağlamalı, istek ve taleplerine hızlı olarak cevap verebilmeliyiz. Bu çalışmalarda mahalle, ilçe ve il bazında organize olunursa, çok büyük seçmen kitlelerine hızlı ve etkili bir şekilde ulaşabiliriz. Parti olarak hemşehri ve köy derneklerindeki çalışmalarımız, birbirinden çok kopuk olmakla birlikte organize değil. Dolayısıyla istediğimiz desteği yeterince alamıyoruz.
Yine 2019 yerel seçimlere giderken, mevcut yönetim 3 yılı aşkın görev zamanında köy derneklerine ilişkin çok sınırlı çalışma yapmıştır. Hiçbir köy derneği genel kuruluna katılmamış, yönetimlerine müdahil olunmamıştır.Buralarda sıcak samimi bağlar kurulmamıştır.
Ayrıca buradan sormak istiyorum, eski ilçe başkanı ve yönetimine; mevcut mülki irade ile yani Kaymakam, İlçe Milli Eğitim Müdürü, İlçe Emniyet Müdürü ve İlçe Nüfus Müdürü ile ilişkileri nasıl? Tanışıyorlar mı? Hiç ziyaret ettilermi? Emin olun bu konularda o kadar yetersiz durumdayızki…
Birlikte yönetim (yönetişim) modelinden bahsedelim...
İşte bu işin özüdür, temelidir; bütün hikâyeyi başından sonuna yazandır. Birlikte yönetim modelini başaran yönetim, partisinin iktidar olması için bütün yolları büyük bir özenle döşemiş olacaktır.
Nedir birlikte yönetim?
Kısaca ilçe siyasetinde partinin bütün çalışmalarına, kararlarına, süreçlerine parti örgütünün ve yerel dinamiklerinin ortak edilmesidir. Yönetişimin olmazsa olmazı adil, şeffaf, hesap verilebilir, rıza mekanizmasını çalıştıran, çoğulcu ve katılımcı anlayıştır. CHP olarak yerel belediyecilikte bu modeli savunuyor ve istiyoruz. İş kendi parti içi yönetimlere gelince bütün kararlar çok azınlık bir ekip tarafından alınıp, süreç yine dar bir ekip tarafından yönetiliyor.
İlçelerin yönetimlerinde komisyonlar kuruluyor. Bu komisyonlar kendi içinde özgür ve çoğulcu bir yapıya kavuşturulmayınca çalışmaları ve üretim yapmaları mümkün olmuyor. Siyasi çalışmalarda, kongre sırasında geride kalmış ekiplere, liyakatlı kişilere adil olarak yaklaşılıp; görev ve sorumluluk verilmeyince, parti olarak insan kaynağından mahrum kalıyoruz ve yeni küskünlerimiz oluyor. Bütün hesap işlerini şeffaf hale getirip örgüte belirli zamanlarda sunmuyorsanız, hesap verebilirliğiniz tartışılıyor, sorgulanıyor, güven zaafiyetine uğruyor.
Özellikle yerel seçim süreçlerinde aday adaylık süreçleri kapalı kapılar ardında yapılırsa, bütün üyelere karşı adil olmayıp, süreç şeffaf bir şekilde yönetilmezse, belediye başkanı adayı olarak adaylaştırılmaya çalışılan kişi için örgütün rızası ve onayı alınmadan süreç tamamen birkaç kişi tarafından yönetilirse o seçimde nasıl başarılı olacağız? Nasıl birlik beraberlik bekleyebiliriz?
Birlikte yönetim parti içi ile mi sınırlı?
Değil; özellikle bugünün siyasetinde ittifakların konuşulduğu, ideolojilerin yakınlaştığı zamanlarda elbette değil. Birlikte yönetim modeli ile parti dışı siyasi dinamiklerinide her türlü siyasi sürece ısrarla katmak gerekiyor. Türkiye siyasetinin geldiği noktada hiçbir partinin geneldede yereldede tek başına iktidara gelmesi mümkün değil. Özellikle 2019 yerel seçimlerde Genel Merkezimizin ve il yönetimlerimizin üst siyasette yaptıkları ittifaklar son derece başarılı oldu. Bu yaklaşımın yerelde ve tabanda içselleştirilip, uygulanması gerekiyor.
2019 yerel seçimlerde CHP İlçe Yönetimi Kağıthane’de bu anlamda çok yetersiz çalışmalar yaptı. Gerek belediye başkan adayının belirlenmesi gerekse meclis üyeliklerinin belirlenmesi sürecinde, yerel siyasi dinamiklere yeterince danışılmamış; danışılsa bile görüş ve önerileri dikkate alınmamıştır. Her defasında farklı siyasi partiler eski ilçe başkanına adaylar üzerinden yorum yapsa da duymazdan gelinmiş ve önemsenmemiştir. Oysa 2018 genel seçimlerinde Cumhur İttifakı dışındaki oyların toplamı yaklaşık 12.000 idi. CHP’nin mevcut oy potansiyeli üzerine ek olarak 35.000 oy eklenmişti. Dolayısıyla ittifak partilerinin ve potansiyel CHP seçmeni olabilecek eski siyasi dinamiklerin görüş ve önerileri dikkate alınmalı, sürece dahil edilmeliydi. Malesef parti içerisindeki dinamiklere sırtını dönen yönetim, parti dışındaki dinamiklerede sırtını dönmüştür.
Gelecek Bölüm ; Yönetilemeyen Kağıthane...