KADEM’İN DERGİSİNE KONUŞAN AKADEMİSYENDEN TOPLUMSAL CİNSİYET İTİRAZI: LGBTQ’DEN ÖTE DÜZEN ROLÜÖNEMLİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın yöneticisi olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği’nin dergisine konuşan Akademisyen Nursem Keskin Aksay, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın yöneticisi olduğu Kadın ve Demokrasi Derneği’nin dergisine konuşan Akademisyen Nursem Keskin Aksay, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesini savunanların toplumsal cinsiyet argümanını değerlendirdi. Aksay, “Toplumsal cinsiyet kadın, erkek, LGBTQ meselesinden çok öte toplumsal düzenin oluşturulması ve sürdürülmesindeki rolüyle önemlidir” dedi.
İbn Haldun Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Nursem Keskin Aksay, KADEM'in Kadın Araştırmaları dergisine verdiği söyleşide, İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açan toplumsal cinsiyet kavramını değerlendirdi.
Türkiye’nin sözleşmeyi feshetmesine neden olanların savunduğu gibi toplumsal cinsiyet (gender) kavramının eşcinsellik, cinsellik ve cinsiyetsizliğe indirgenemeyeceğini belirten Aksay, bu kavramışöyle tanımlandı:
“Genel olarak toplumsal cinsiyet toplumda kadınlara ve erkeklere çoğunlukla biyolojik cinsiyetleri üzerinden atfedilen roller, pratikler, sorumluluklar, nitelikler ve bunlar üzerinden üretilen söylemler, performanslar, kimlikler ve öznelliklerin bütünü olarak tanımlanabilir.”
Toplumsal cinsiyet kavramının eşcinsellik ve cinsellikle ilişkilendirilmesi literatüre girdiği seksoloji ve psikiyatri disiplini tartışmaları ile de ilgili olduğunu vurgulayan Aksay, “Özellikle toplumsal cinsiyetin hâlâ psikiyatride geçerliliğini koruyan bireyin kendini hangi cinsiyette hissettiği şeklinde tanımlanan cinsiyet kimliği (gender identity) üzerinden algılanması buradaki toplumsal cinsiyet tartışmasının cinsel yönelim ve cinsellik ile direkt ilişkisinin kurulmasına neden olmuştur” diye belirtti.
“KUER SÖYLEMLERLE ANILMAYA BAŞLADI”
“Özellikle Türkiye’de LGBT ve kuer söylemler de arttıkça bu ayrım doğaya, varoluşa ve biyolojik cinsiyete bir savaş gibi algılanmaya başlamıştır” diyen Aksay, toplumsal cinsiyetin sadece cinsiyete indirgenemeyeceğini ifade ederek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Toplumsal cinsiyet çalışmalarının akademideki en önemli düşünürlerinden birinin politik hareketlerin argümanlarına bu şekilde eklemlenişi bizi doğa ve varoluş deyince biyolojik determinizm, toplumsal cinsiyet deyince cinsiyetsizlik ve LGBTQ içine hapsetmeye başlamıştır. Politik, sosyal, ekonomik düzenle ilişkili bu bakış açılarını akademik olarak sorunlaştırarak neyin üstünün kapatılmak istediğini konuşmalıyız burada.”
“GÜNLÜK POLİTİK TARTIŞMA MALZEMESİ”
Aksay’ın toplumsal cinsiyetin politik tartışma konusu yapıldığına dikkat çekerek, şunları ekledi:
“Toplumsal cinsiyet kadın, erkek, LGBTQ meselesinden çok öte toplumsal düzenin oluşturulması ve sürdürülmesindeki rolüyle önemlidir; günlük politik tartışma malzemesinden çok ancak küresel sosyal yapıların anlaşılmasında kullanıldığıölçüde önem kazanır. Sadece biyomedikal, feminist, sosyal inşacı, determinist ve dinî yaklaşımlara indirgemeden katmanlı bir bakış açısı ile yeni kavramsallaştırmalar, farklı ontolojik, epistemolojik ve metodolojik yaklaşımlara dayanan çalışmaların yapılması gerekmektedir.”
HABERE YORUM KAT