GİRİK SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI
Türk sinemasının “4 yapraklı yoncası”nın “mavi gözlüsü”, sanatçı Fatma Girik, son yolcuğuna çıkmak üzere Bodrum’a uğurlandı.
Türk sinemasının sembol isimlerinden, eski Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik, İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede, geçtiğimiz 24 Ocak günü yaşamını yitirmişti. 80 yaşında hayata gözlerini yuman merhum Girik’in canazesi, 09.00’da Zincirlikuyu Mezarlığı Gasilhanesi’nden alındı. Girik için ilk tören, 1989-94 yılları arasında başkanlığını yaptığı Şişli Belediyesi’nde gerçekleştirildi. Girik’in Türk bayrağına sarılı, üzeri karanfillerle kaplı tabutu, daha sonra Harbiye’deki Cemal Reşit Rey Konser Salonu’na (CRR) getirildi. Girik’i burada başta ailesi olmak üzere; TBMM CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP milletvekilleri Akif Hamzaçebi, Gökan Zeybek, Sezgin Tanrıkulu, Yüksel Mansur Kılınç ile İBB CHP Grup Başkanvekili Doğan Subaşı, sanatçı arkadaşları ve sevenleri karşıladı. Girik için törende, sırasıyla; yeğeni Fatma Ahu Turanlı, kardeşi Günay Girik, sanatçı Hülya Koçyiğit, menajeri Bircan Silan, yönetmen Ümit Efekan, sanatçı Ediz Hun, gazeteci Zeynep Oral, manevi kızı Ahu Aşkar, sanatçı Nur Sürer, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, İmamoğlu ve Altay birer konuşma yaptı.
ALTAY: “SANATINI İCRA EDERKAN DEV, SOSYAL YAŞAMDA BİR KARINCA”
Girik ailesine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun taziye dileklerini ileten Altay, merhum Girik’in sanatçı kişiliğinin yanı sıra iyilikleriyle, güzellikleriyle, unutulamazlar arasında olduğunu vurguladı. “Bununla ilgili konuşmayı biraz haksızlık görürüm” diyen Altay, “Çünkü, onunla ilgili iyilikleri, güzellikleri, yücelikleri herhalde tam ifade edemeyiz. Hani bir şarkı sözü var ya: ‘Belki daha kolay olur anlatmak, seni konuşmayı hiç bilmeseydin.’ Biraz da öyle. Ama benim izlemediğim filmi yoktur. Sanatını icra ederken bir dev, sosyal, kültürel yaşamdaysa bazen bir karınca, bazen bir kelebek kadar zarif ve naif bir ustayı uğurluyoruz. Işıklar içinde uyusun diyorum. Aileye, severlerine, hepimize başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin” ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU: “24 OCAK; ÜLKE TARİHİNİN ACI GÜNÜ”
Fatma Girik’in vefat ettiği gün olan 24 Ocak’ın, ülke tarihi için acı bir gün olduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Hem Uğur Mumcu'yu hem Gaffar Okan'ı hem İsmail Cem’i aynı tarihte kaybetmenin acısını yaşarken, o acı güne, Türk sinemasının en önemli isimlerinden birisi, Fatma Girik de eklendi. Hepsine rahmet diliyorum. Devirleri daim olsun” dedi. Girik’in sanatçı kişiliğinin yanında, sosyal yönünün de çok kuvvetli olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Daima halkın yanında, toplumsal sorunları takip eden, emekçinin yanında olan bir sanatçı Fatma Girik. Aynı zamanda dürüst, halkçı, Atatürkçü bir sanatçı Fatma Girik. Sağlam karakteriyle hep örnek gösterilen bir şahsiyetten bahsediyoruz. İnsanların ruhunda böyle bir duruşu simgeliyordu” diye konuştu.
“SUSAYIM, GÖRMEYEYİM, DUYMAYAYIM KOLAYCILIĞINA KAÇMADI”
Türk sinemasının Fatma Girik’siz anlatılamayacağını dile getiren İmamoğlu, şunları söyledi:
“Birçok farklı karakteri yansıtırken Anadolu'dan, öyle simge karakterlerle bizi buluşturdu ki, aslında yaşadığımız ülkenin farkına vardık o karakterleri izlerken. Hayata karşı sadece filmleriyle değil, duruşuyla da önemli bir yeri vardı. Özellikle kadın olarak, kadın duruşuyla önemli bir yeri vardı. 89 yılında Şişli'ye Belediye Başkanı olması da bir kadın olarak Belediye Başkanı olması da bunun en önemli de herhalde göstergelerinden biridir diye söylemek isterim. Birçok alanda öncülük yaptı. Direniş gösterdi. Hakkını aradı. Sinema emekçilerinin sansüre karşı yürüyüşünü örgütledi. En öndeki saftaydı. Madenciler için, emekçiler için yürüyüşteydi. Yine en ön saftaydı. Böyle bir karakterden, böyle bir önemli insandan bahsediyoruz. Dolayısıyla bu gösteriyor ki, aslında doğru bildiğinden hiçbir zaman vazgeçmeyen bir insandan bahsediyoruz. Yani susayım, görmeyeyim, duymayayım kolaycılığını hiçbir zaman seçmeyen çok değerli bir şahsiyetten bahsediyoruz. Aynı zamanda eğilip bükülmeyen bir insandan da bahsediyoruz. Sanata ve sanatçılara yönelik baskıların arttığı her dönemde, gerçekten böylesi büyük sanatçıları ve böylesi önemli kişilikli, şahsiyetli duruşları insan aramadan edemiyor açıkçası.”
“GİRİK’LE İLGİLİ BİR KİTAP ÇALIŞMASININ İÇİNDEYİZ”
İBB olarak Girik’le ilgili bir kitap çalışması içinde oldukları bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Bu çalışmalar sürerken, çalışma arkadaşlarım kendisiyle kitap için röportaj gerçekleştireceklerdi. Ben de açıkçası kendisiyle buluşmayı istediğimi söylemiştim arkadaşlarıma. Hatta arkadaşlarım o isteğimi ilettiğinde duyduğu sevinci ve güzel gözlerindeki ışığı bana aktardıklarında, ben de çok büyük onur ve mutluluk duymuştum. Ne yazık ki, bu buluşma gerçekleşemedi. Böyle buluştuk. Hayat böyle. Bu tabii benim içinde elbette bir uhde kalacak. Kitabı devam ediyor şu anda. Yayınlandığında, hep birlikte Fatma Girik'i anmaya devam edeceğiz. Fatma Girik’i, İstanbul'un o güzel hemşehrisini, Şişli ilçemizle beraber, İstanbul'umuza hizmet eden çok kıymetli belediye başkanımızı mutlaka bu şehirde layıkıyla yaşatmayı, ismini her daim yaşatmayı özellikli görevimiz olarak biliyoruz” dedi.
DUYGU YÜKLÜ KONUŞMALAR
Girik’in adını yaşatmaya devam edeceklerini belirten Keskin de “Kurumda, yapıda tartışmasız bir emeği var. Kız yurdumuz ve kreşimiz ‘Fatma Girik’ adıyla hizmet sunmaya devam etmektedir. Kıymetli ismini ebediyen Şişli’de yaşatmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Yeğeni Fatma Ahu Turanlı, kardeşi Günay Girik, menajeri Bircan Silan, Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan koruyucu aile olarak 12 yaşında yanına aldığı manevi kızı Ahu Aşkar, yönetmen Ümit Efekan ve sanatçı Nur Sürer de hayatlarında çok önemli bir yer edindiğini vurguladıkları Türk sinemasının “Fato”su Girik’le ilgili duygu yüklü konuşmalar gerçekleştirdi.
KOÇYİĞİT: “ATATÜRK’E BAĞLI CUMHURİYET KADINLARIYDIK”
Girik’le birlikte Türk sinemasının “4 yapraklı yoncası”ndan biri olan Hülya Koçyiğit de anma töreninde bir konuşma yaptı. Konuşmakta zorlandığını belirten Koçyiğit, duygularını, “İçimiz yanıyor. Hani ‘Gözler insanın kalbinin aynasıdır’ derler ya; o masmavi gözlerle, sanki içinden bir ışık yanarmış gibi pırıl pırıl, sevgiyle, iyilikle bakan o güzelim gözler… Girdiği ortama hemen bir enerji getirir, canlılık getirir, neşelendirir. Türk sineması deyince, hepimizin aklına ilk o gelir. Çünkü o mesleğine tutkuyla, aşkla bağlı bir sanatçıydı. O, cesur yürekli bir efsaneydi. Seni çok özleyeceğiz Fatma” sözleriyle dile getirdi. Girik’in sinemada kendi tarzını yarattığının altını çizen Koçyiğit, “Her ne kadar farklı siyasi kulvarlarda görülüyor olsak da biz, Atatürk'e bütün kalbimizle, onun ilke ve inkılaplarına bütün kalbimizle bağlı Cumhuriyet kadınlarıydık. Her ölüm erken. Önemli olan ardımızda, ‘İyi insandı’ dedirtebilmek. Fato, onu başardı. Fatma, iyi bir insan olarak aramızdan ayrıldı ve bugün biz onu ebediyete yolcu ediyoruz” diye konuştu.
EDİZ HUN’DAN TOLSTOY ALINTISI: “İNSANIN GERÇEK GÜCÜ, SIÇRAYIŞLARDA DEĞİL, SARSILMAZ DURUŞTADIR”
Girik’le birçok filmde rol alan sanatçı Ediz Hun da duygularını, “Değerli dostlar, Fatma'yla 1964 yılında tanıştık. 58 yıl geçti. Olağanüstü bir kadındı. Dürüsttü, mertti. Menfaat peşinde hiç koşmadı. Lev Nikolayeviç Tolstoy’un çok önemli bir özdeyişi var. Bunu sizinle paylaşmak istiyorum. Diyor ki; ‘İnsanın gerçek gücü, sıçrayışlarda değil, sarsılmaz duruştadır.’ Böyle bir kadındı, böyle bir sanatçıydı. Bunu söylemek için konuşmak istedim. Çok dürüst karakterli, son derece mükemmel bir insandı. İnanın yani en yakınlarından biriyim. Dostluğumuz bugüne kadar devam etti. Büyük bir kayıptır. Türk sanat alemi için çok büyük bir kayıptır” sözleriyle dile getirdi.
BODRUM’A YOLCULANDI
Konuşmaların ardından Girik’in tabutu, alkışlar eşliğinde CRR’den alınarak, Teşvikiye Camii’ne getirildi. Girik, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından, son yolculuğuna çıkma üzere, Muğla’nın Bordum ilçesine uğurlandı. Girik, uzun yıllardır ikamet ettiği Bodrum’da defnedilecek.
HABERE YORUM KAT